Tuncay Taşkın
Elit Pharma İş Geliştirme Müdürü
AVRUPA VE DÜNYA ÖRNEKLERİYLE OLASI DEĞİŞİKLİKLER NELER OLABİLİR?
Bu başlığı okurken birçok kişinin deja vu yaşadığını tahmin ediyorum. Zira yıllardır süregelen bu söylentiler, her dönem gündemde yer aldı ve almaya devam edecek gibi görünüyor. Bu kadar çok söylentinin olması, aslında takviye edici gıdaların Sağlık Bakanlığı kontrolünde olmasını talep eden sağlık camiasının kaygılarını yansıtıyor. Son dönemlerde bu konuda daha ciddi duyumlar almaya başladık; ancak nihai bir karar ve sonuçla karşılaşıp karşılaşmayacağımız henüz belirsiz. Yine de, olası bir geçişin sektöre neler getireceğini ve dünyada takviye edici gıdaların hangi otoriteler tarafından düzenlendiğini incelemek istiyorum.
Özellikle eczacılar tarafından takviye edici gıdaların yalnızca eczaneler üzerinden satılması yönündeki talepler, Türkiye’de sağlık sektörü içinde uzun süredir tartışılmakta. Eczacılar, bu ürünlerin eczaneler dışında internet ve farklı satış kanallarında kontrolsüz şekilde satışının halk sağlığına olumsuz etkiler doğurabileceğini savunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın eczaneler üzerindeki denetim yetkisi sınırlı olduğu için, eczacılar takviye edici gıdaların yalnızca eczanelerde satılması gerektiğini düşünüyor. Bu doğrultuda, Sağlık Bakanlığı’nın takviye edici gıdaların denetimini devralması, sektörde önemli değişikliklere yol açabilir.
Dünya Genelinde Takviye Edici Gıdaların Denetim Süreçleri
Dünya genelinde takviye edici gıdaların denetim süreçleri ve regülasyonları her kıtada ve ülkede farklı kurumlar tarafından yürütülmektedir. Bu düzenlemeler, ürünlerin sağlık iddialarını, güvenlik standartlarını ve piyasaya sunulma koşullarını belirler. Aşağıda, farklı bölgelerde takviye edici gıdaların hangi kurumlara bağlı olarak düzenlendiğine ve onay süreçlerinin nasıl işlediğine dair bilgiler mevcuttur.
Avrupa
Avrupa Birliği’nde takviye edici gıdalar, genellikle Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) ve her ülkenin kendi sağlık ve gıda otoriteleri tarafından düzenlenir. AB genelinde takviye edici gıdalara dair temel kurallar, Gıda Takviyeleri Direktifi (2002/46/EC) ile belirlenmiştir. Avrupa Birliği’nde ürünler pazara girmeden önce etikette belirtilen her iddianın bilimsel dayanaklara sahip olması zorunludur.
Asya
Asya kıtasında takviye edici gıdalar her ülkede farklı bakanlıklar ya da gıda ve sağlık otoriteleri tarafından düzenlenir. Japonya’da Sağlık Bakanlığı, ürünleri FOSHU (Food for Specified Health Uses) etiketiyle sertifikalandırarak sağlık iddialarını denetler. Benzer şekilde Çin’de takviye edici gıdalar, Çin Ulusal Gıda ve İlaç Denetleme İdaresi (CFDA) tarafından kontrol edilerek yeni ürünlerin devlet onayı alması zorunlu tutulur.
Amerika
Amerika kıtasında, özellikle ABD ve Kanada’da, takviye edici gıdaların denetimi güçlü yasal dayanaklara sahiptir. ABD’de FDA, takviye edici gıdaların sağlık iddialarını izler ve gerektiğinde yanıt verir; Kanada’da ise Health Canada, ürünlerin pazara sunulmadan önce onaylanmasını zorunlu kılar.
Afrika ve Güney Amerika
Afrika’da ve Güney Amerika’da da her ülkenin kendi regülasyonları vardır. Güney Afrika’da Sağlık Ürünleri Düzenleme Otoritesi (SAHPRA) ve Brezilya’da ANVISA, ürünlerin denetiminde etkin rol oynamaktadır.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’na Devredilmesinin Olası Faydaları
Bu değişimin Türkiye’de sektöre sağlayabileceği bazı faydalar şunlardır:
Tüketici Güvenliği Artışı: Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde, ürünlerin sağlık iddiaları ve güvenliği daha sıkı denetim altına alınarak sahte veya yanıltıcı ürünler piyasadan çekilebilir.
Bilimsel Dayanaklı Ürün Geliştirme: Ürünlerin bilimsel çalışmalarla desteklenmesi zorunlu hale gelecek; böylece daha güvenli ve etkili ürünlerin pazara sunulması sağlanacak.
Daha Etkin ve Sıkı Denetim: Özellikle yan etkiler ve uzun vadeli kullanımın sağlık üzerindeki olası olumsuz etkileri daha yakından izlenebilecek.
Dünya Örneklerinden Türkiye İçin Çıkarılabilecek Dersler
Dünya genelindeki uygulamalardan yola çıkarak Türkiye’de atılabilecek bazı önemli adımlar:
Avrupa Birliği Örneği: Sağlık iddialarının bilimsel temellere dayandırılması zorunlu hale getirilmeli. EFSA gibi bir yapı, Türkiye’de de benzer şekilde değerlendirilebilir.
Japonya Örneği (FOSHU): FOSHU gibi sertifikasyon sistemleri ile Türkiye’de ürünlerin sağlık iddiaları bilimsel kanıtlarla desteklenebilir.
ABD ve FDA: FDA’nın hızlı müdahale yetkisi örneği ile Türkiye’de yanıltıcı sağlık beyanları veya tehlikeli ürünler hızla piyasadan çekilebilir.
Türkiye İçin Uygun Bir Model Önerisi: Sağlık Bakanlığı Bünyesinde “Gıda Takviyeleri Birimi” Oluşturulması
Türkiye’de gıda takviyelerinin etkin, bilimsel temelli ve güvenli bir denetim sürecinden geçmesi için en uygun yapı, Sağlık Bakanlığı altında uzmanlaşmış bir “Gıda Takviyeleri Birimi” kurulması olabilir. Bu birim, Tarım ve Orman Bakanlığı ile iş birliği içinde çalışarak ürünlerin hem sağlık iddiaları hem de gıda güvenliği açısından kapsamlı bir denetimden geçmesini sağlayabilir. Böyle bir yapı, dünya genelindeki başarılı örneklerde olduğu gibi, bilimsel temellere dayanarak tüketici sağlığını güvence altına alabilir.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) ve Japonya’daki FOSHU sisteminin temelinde, gıda takviyelerinin sağlık üzerindeki etkilerinin bilimsel araştırmalarla desteklenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Türkiye’de de benzer şekilde Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir Gıda Takviyeleri Birimi kurularak, gıda takviyelerinin sağlık iddialarını bilimsel verilere dayandırma zorunluluğu getirilebilir.
Japonya’daki FOSHU (Food for Specified Health Uses) sistemi, gıda takviyelerinin yalnızca onaylanmış sağlık iddialarına sahip ürünler olarak pazara sunulmasına izin verir. Türkiye de, FOSHU’ya benzer bir sertifikasyon süreci oluşturarak ulusal bir sertifikasyon sistemi geliştirebilir. Böyle bir etiketleme sistemi, yalnızca bilimsel araştırmalara dayalı sağlık iddialarına sahip ürünlerin bu etiketi taşımasına izin verir. Bu sistem sayesinde, güvenilir ve etkinliği kanıtlanmış ürünler tüketiciye ulaştırılırken, sahte veya yanıltıcı iddialara sahip ürünlerin pazara girişi engellenebilir.
Avrupa Birliği ülkelerinde EFSA’nın önerdiği çerçevede ulusal gıda ve sağlık otoriteleri, gıda takviyelerinin güvenliği ve sağlık iddialarının bilimsel dayanakları üzerine çalışır. Türkiye’de de benzer bir yapı, Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ortak denetim mekanizması olarak kurulabilir. Özellikle yan etkiler, uzun vadeli kullanımlar ve dozaj sınırları gibi önemli güvenlik parametreleri, bağımsız olarak incelenmeli ve ürün etiketlerinde açıkça belirtilmelidir. Prospektif çalışmalar, güvenlik araştırmaları ve biyoyararlanım analizleri, bu birim tarafından incelenerek ürünlerin güvenlik profili belirlenmelidir.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir Gıda Takviyeleri Birimi, takviye edici gıdaların güvenlik ve etkinliğini izlemek üzere ulusal bir veri tabanı oluşturabilir. Bu veri tabanı, ürünlerin yan etkilerini, kullanım sıklığını, tüketici geri bildirimlerini ve yapılan tüm araştırmaların sonuçlarını kaydeden kapsamlı bir sistem sunar. FDA’nın yan etki raporlama sistemi gibi, Türkiye’ye özel bir “Yan Etki Raporlama Sistemi” geliştirilerek tüketici güvenliği en üst düzeyde korunabilir.
Gıda takviyelerinin etkinlik ve güvenliğini bilimsel olarak değerlendirmek için Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir Bilimsel Danışma Kurulu oluşturulabilir. Bu kurul, ürünlerin piyasaya çıkmadan önce geçmesi gereken bilimsel çalışma standartlarını belirler. Ürünlerin onay süreci, randomize klinik çalışmalar ve kontrollü laboratuvar testleri ile desteklenmeli; ürünlerin biyoaktif bileşenlerinin insan sağlığı üzerindeki olumlu veya olumsuz etkileri titizlikle incelenmelidir. Böyle bir kurulun kararları, Türkiye’nin ulusal sağlık politikasına uygun olarak ürünlerin bilimsel temele dayalı olarak pazarlanmasını sağlar.
Sağlık Bakanlığı altında kurulacak bir “Gıda Takviyeleri Birimi”, Türkiye için güvenli, bilimsel temelli ve tüketici odaklı bir denetim süreci sağlayabilir. Bu yapı, sadece iç pazarda güven oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası pazarda bilimsel güvenceye dayalı ürünlerle yer almasına olanak tanır.
Kim bilir, belki de bu yazdıklarım gelecekte gıda takviyeleri alanında atılacak adımlar için bir başlangıç olur ve sektöre olumlu yönde katkı sağlar.
Sevgiler…