Longevıty insanlık tarihinde ulaşılmak istenen uzun ve sağlıklı bir ömrün oluşması için yapılması gerekenleri inceleyen ve bulma gayretini gösteren yeni bir bilim alanı olmaktadır. Doğuştan itibaren yaşamın her noktasını kapsayan bu bilim alanı haliyle yaşamda uğranılan bazı istenmeyen durumlara karşı da besin takviyeleri ve yeni ilaçlarla da desteklenebilmesi için araştırmalar yapmaktadır. Biz önce yaşamımızda nelere dikkat etmeliyiz ki etemediğimizde besin takviyeleri veya ilaçlarını kullanmaya başlayalım diye konumuza dönelim.
İnsanoğlu ana rahmine düştüğü andan itibaren yaşlanmaya başlamaktadır. Bunu derken biraz da yaşlanma nedire bakmamız gerekir.
Yaşlanma, bir organizmanın zaman içinde biyolojik, fizyolojik ve yapısal değişiklikler geçirmesiyle beraber, işlevlerinde kademeli olarak bozulma yaşamasıdır. Bu süreç, hücresel ve moleküler düzeyde hasar birikmesi, dokuların yenilenme kapasitesinin azalması ve organların işlevlerini tam olarak yerine getiremeyişiyle karakterize edilir. Yaşlanmanın etkileri bireysel farklılıklar gösterebilir; bazı kişilerde genetik faktörler, yaşam tarzı ve çevresel etmenler yaşlanma sürecini hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir.
Yaşlanmanın Temel Nedenleri
- Genetik Faktörler: Yaşam süresi ve yaşlanma hızı, büyük oranda genetik kodda belirlenmiştir. Ancak yaşlanma, sadece kalıtımla açıklanamaz; çevresel faktörler de önemli rol oynar. Günümüzde bu faktörün %15-20 etkisi olduğu söylenmekte.
- Hücre Düzeyinde Hasar: Hücrelerin DNA’sında, proteinlerinde ve diğer bileşenlerinde hasar birikimi yaşlanmayı hızlandırabilir. Özellikle serbest radikaller gibi oksidatif stres etmenleri hücresel yapıya zarar verir. Bu konu ise oldukça detaylı incelenmeli ve hayatın hangi evrelerinde nelere dikkat edilmesi gereğini tartışmakta yarar olduğunu belirtmem gerekir.
- Hücre Yenilenme Kapasitesinde Azalma: Vücut, yaşlandıkça hücre yenilenme kapasitesini kaybeder. Örneğin, deri hücreleri daha yavaş yenilenir, bu da cildin incelmesi ve kırışmasına neden olur. Bu noktada ise kozmetiğin sadece süslenmek için ve kadınlara özel olmadığını belirterek detayları üzerinde durulması gerektiğini belirtmeli.
- Bağışıklık Sistemi Zayıflaması: Yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi daha yavaş tepki verir. Bu da hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelinmesine yol açar. Yaşlanma son yıllarda bilimsel olarak 44 ından itibaren yaşlanma hızlanmakta ve 60 ından sonrada o hızın beş alı katına kadar arttığını belirtmektedirler.
Hücresel yaşlanma ise her hücremizde bulunan yirmi üç çift kromozomun hayatiyetini koruyan TELOMER denen sargıların sayısıyla ölçülmektedir. Bu sayı ana rahmine düştüğümüzde 17500 ile başlar doğduğumuz an itibariyle 10000 kırk yaşına geldiğimizde 7500 ve dört bine geldiğimizde bizleri melekler karşılamaktadır.
Bu gün sizlere bu sargı sayılarının nasıl daha hızlı azaldığı konusunda biraz bilgi vermek isterim.
- Düzensiz hayat şartları
- Kötü beslenme
- Sigara ve alkol tüketmek
- Hareketsiz (Sedantiv) hayat
- Düşük bağışıklık
- Sağlıklı uyku uyuyamamak
- Kötü çevresel etkiler ve daha pek çok nedenden söz edilebilir.
Her bir madde için bir kitabın yazılabilmesi nedeniyle sizleri sıkmamak ve daha rahat bilgi edinmenizi sağlamak için her bir maddeyi daha geniş bir perspektifte sizlere gelecek yazılarımda sunmak istiyorum.