UNESCO, 2019 yılını periyodik tablonun bulunuşunun 150. yıldönümü olması nedeniyle “Uluslararası Periyodik Çizelge Yılı” olarak ilan etmişti. Bu yıl içerisinden Türkiye’de çeşitli kurumlar, üniversiteler ve liselerde konferans, söyleşi gibi birçok etkinlik düzenlendi. Nisan ayıdan, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ve Türkiye Kimya Derneği iş birliğiyle “2019 Uluslararası Periyodik Tablo Yılı Türkiye Etkinlikleri” adı altında bir toplantı düzenlenmişti. İstanbul’daki Saint Benoît Lisesi, Fransa’da bulunan Jeanne d’Arc Lisesiyle birlikte bilimsel projeler yapmıştı. Türkiye Kimya Derneği mayıs ayında dernek binasında Prof. Dr. A. Seza Baştuğ ile bir söyleşi gerçekleştirmişti. Gerek Türkiye Kimya Derneği gerekse de birçok lise ve üniversitede benzer toplantılar düzenlendi. 2019 yılının aynı zamanda Türkiye Kimya Derneği için bir önemi daha vardı zira bu yıl derneğin kuruluşunun 100. yılıydı. Hem derneğin 100. hem de periyodik tablonun 150. yılı münasebetiyle dernek yetkilileri PTT’ye bir posta pulu da bastırdılar.
Dernek birçok söyleşi, toplantı, konferans düzenlerken Prof. Dr. Emre Dölen Hocamız da yılsonu sürprizi yaparak periyodik tablonun tarihçesiyle ilgili bir kitap yazdı. Emre Hoca, periyodik tablo ile ilgili olarak son elli yıldır biriktirdiği tüm malzemeyi gün yüzüne çıkarmış. Böylece iki yüz sayfayı geçen harika bir kitap ortaya çıkmış. Dört element teorisinden, modern kimyanın doğuşuna; modern element kavramının ortaya çıkmasından, elementlerin sınıflandırılmasına; periyodik çizelgenin oluşmaya başlamasından, atom yapısını aydınlatma çalışmalarına kadar büyük bir titizlik ve emekle yazdığı kitabının son bölümünde de periyodik tablonun Türkiye’deki serüvenini anlatmış.
Ülkemizde periyodik tablo ilköğretim sınıflarından başlayarak orta ve lise eğitimlerimizde her daim öğretilen bir konu olarak ders kitaplarında yerini almıştır. Orta öğretim dönemlerinde tabloyu ezberlemek için herkes kendine göre yahut genel geçer bazı tekerlemeler ezberlemiştir.
Benim ezberlediklerimden bazıları hala aklımda. 2A elementleri için Benim Magdur Canım Sarı Baklavayla Rahatlar [Berilyum, Magnezyum, Kalsiyum, Stronsiyum, Baryum, Radyum] diye ezberlerken, 5A elementleri için Naci Papatya Astı Sümbül Bitti [Azot, Fosfor, Arsenik, Antimon, Bizmut] diye aklımda tutmuştum.
Eczacı olarak fakülteye başladığımız ilk andan itibaren diplomamızı alıncaya kadar “kimya” bizim eğitimimizin çok büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Eczacılık bilimi, modern kimya bilimin ortaya çıkması ve sentetik madde üretimi döneminin başlamasıyla birlikte kimyadan ayrılamaz bir bütün haline gelmiştir. Kimya eczacılıktan ayrılmaz hale gelmişken, kimyanın alfabesi olan periyodik tabloyu eczacılıktan nasıl ayırabiliriz ki…
Emre Hoca kitabı beş bölümden oluşturmuş. Birinci bölümde Modern Element Kavramının ve Kimyanın Doğuşu (s. 1-26), ikinci bölümde Elementlerin Sınıflandırılmasına İlişkin İlk Çalışmalar (s. 27-60), üçüncü bölümde Periyodik Çizelgenin Doğuşu (s. 61-96), dördüncü bölümde Periyodik Çizelgenin Gelişimi ve Özellikleri (s. 97-150), beşinci bölümde Periyodik Çizelgenin Türkiye’deki Serüveni (s. 151-212) anlatılmaktadır.
Kitapta benim en çok ilgimi çeken kısım, periyodik tablonun Türkiye’deki serüveni oldu. Bu bölümde birçok yeni bilgi var.
2019’da ülke çapında periyodik tablo ile ilgili birçok etkinlik yapılmışken yılsonunda periyodik tablonun tarihçesini kitap olarak okumaktan son derece memnun oldum. Kitap benim kütüphanemdeki yerini çoktan aldı. Her eczacının ilgisini çekeceğinden hiç şüphem yok.
Öğrencisi ve de çırağı olmaktan her daim onur duyduğum Emre Hocamın emeğine, kalemine sağlık.