Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası ve Çerezler'nı ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
Arayın
Entertainment
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi - Tüm hakları saklıdır.
Okunan: KİMLİĞİMİZİN İMZASI, İLİŞKİSEL NAVİGASYONUMUZ; SINIRLAR
Giriş yapın
Bildirimler Daha göster
Font büyütücüAa
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Font büyütücüAa
Arayın
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Röportajlar
  • Yazarlar
  • Dergilik
  • İletişim
Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın
Takip edin
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi. Tüm hakları saklıdır.
Eczacı Dergisi > Yazılar > Yazarlar > KİMLİĞİMİZİN İMZASI, İLİŞKİSEL NAVİGASYONUMUZ; SINIRLAR
Yazarlar

KİMLİĞİMİZİN İMZASI, İLİŞKİSEL NAVİGASYONUMUZ; SINIRLAR

Bihter Merey
Yazar Bihter Merey
21 Ekim 2025
Yazarlar
676 görüntüleme

Günlük yaşantımızda kimseyle sorun yaşamamış, ciddi bir krizle karşılaşmamış olsak da; sürekli bir yerlere yetişme telaşı, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarımızın önüne koyma halimiz, durumların gerekliliklerini sürekli karşılamak için çabalamamız, bize uygun olmayan şeylere ‘tamam’ dememiz, sürekli ulaşılır olmamız ve dahası gün sonunda nedenini bilemediğimiz bir yorgunluğu, kırgınlığı ve hatta beraberinde öfkeyi getirir. Sebebi bellidir, yetersiz sınırlar.

Sınırlar, son dönemde oldukça popüler bir kavram olsa da, çoğu zaman ‘hayır’ diyebilmek ya da ‘kendi alanımızı’ korumak gibi anlaşılır. Oysa sınırlar, kimliğimizin görünmez çizgileridir. Kim olduğumuzu, değerlerimizi, ‘Ben’ nerede başlıyorum, bitiyorum; başkaları nerede başlayıp bitiyor ve dahası gibi tüm bu kavramları belirleyen ince ayarlardır sınırlar. İnsan sosyal bir canlıdır ve ilişkiler içerisinde var olur; kendi sınırlarını netleştirdiği ölçüde kimliğini koruyabilir ve diğerleriyle daha sağlıklı bağlar kurabilir. Sınırlar hem diğerlerine hem de kendimize karşı belirlememiz gereken değerler, ihtiyaçlar, öncelikler bütünüdür aslında. Ancak sınırları sağlıklı şekilde kurabilmek ve koruyabilmek göründüğü kadar kolay değildir çünkü çoğu zaman içsel çatışmalarımızla ve öğrenilmiş davranışlarla şekillenir. Özellikle modern hayatta sınırların çizgileri çok sık bulanıklaşır. İş ilişkilerinde, arkadaşlıkta hatta dijital dünyada her an ulaşılabilir olmanın getirdiği baskıyla sınırlarımız eriyip gider. Sınır koymakta zorlanan biri, sadece dış dünyaya uyum sağlamakta değil, kendi iç dünyasında da dengeyi kurmakta güçlük çeker. Bu nedenle sınırlar, bireyin benlik algısının, özsaygısının, ilişkisel kapasitesinin görünmez düzenleyicileridir.

Sınırların kökenine baktığımızda çocukluk deneyimlerinin büyük bir rol oynadığını görürüz. Erken dönemde ebeveyn ile kurulan ilişkinin, yetişkinlikteki sınır koyma becerisinin belirleyicisi olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklukta talepkâr, aşırı kontrolcü ya da ihmalkar ebeveyn ile büyüyen; sürekli onay beklemeye zorlanmış, talepleri göz ardı edilmiş, ‘senin hislerin, ihtiyaçların önemsiz’ mesajı almış bireyler, yetişkinlikte sınır koymakta zorlanır. Çocuğun hayır deme hakkının olmadığı, özerkliğinin desteklenmediği durumlarda büyümesi, ilerleyen yıllarda başkalarının taleplerini kendininkinden üstün görmeye yatkın olmasına sebep olur. Bağlanma dinamikleri de yine sınırların yetişkinlikteki yansımasında belirleyici rol oynar. Ebeveyniyle güvenli bağlanan çocuk, hem yakınlık kurmayı hem de kendi alanını korumayı öğrenir. Ancak kaygılı ya da kaçıngan bağlanan çocuklarda sınır bozulur. Kaygılı bağlanan bireyler, diğerlerinin sevgisini kaybetmemek için başkalarının taleplerine aşırı uyum sağlarken; kaçıngan bağlananlar kırılmamak adına kalın duvarlar örer, aşırı mesafe koyarak kendini korumaya çalışır. Sınır koyamamanın altında, erken dönemde ebeveynle kurulan ilişki dinamiklerinin tekrar sahnelenmesi ve ‘hayır dersem sevilmem’ ,’ihtiyacımı dile getirirsem bencil olurum’ tarzı işlevsiz düşünceler mevcuttur. ‘Hep daha fazlasını yapmalıyım’ düşüncesiyle yaşayan mükemmeliyetçi bireyler de aslında farkında olmadan kendi sınırlarını aşarak özdeğerlerini tüketirler.

Sınırlar çok boyutlu bir kavramdır. Bedenimizi, kişisel alanımızı kapsayan fiziksel sınırlar, kişisel alanımıza izinsiz girildiğinde rahatsız olmamız gibi; başkasının öfkesini, üzüntüsünü sırtlanmak yerine kendi hislerimizi sahiplendiğimiz duygusal sınırlar; farklı fikirlere saygı duyup, kendi düşünce alanımızı koruduğumuz zihinsel sınırlar; günümüzde en çok zorlandığımız iş ve özel hayat dengesini kurduğumuz, zamanımızı sürekli başkalarının taleplerine ayırmadan kendi önceliklerimizi de dikkate aldığımız zaman ve enerji sınırları; ve modern yaşamla birlikte telefon, mesaj, e-posta ile her an ulaşılabilir olma, çevrimiçi görünme ve anında cevap verme baskısını kendi zihinsel ve duygusal alanımızı koruyarak yönettiğimiz dijital sınırlar.

Tüm bu alanlardaki sağlıklı sınırlar, esnek ve nettir. Hem ‘ben’i hem de ‘sen’i kapsar. Benim ihtiyaçlarım, alanım, önceliklerim seninkilerle ya da durumun gereklilikleriyle birlikte ortada, görünür ve dengededir. Sağlıksız sınırlar ise ya aşırı geçirgendir, yani kişi herkese, çok şeye evet der ve kendi benliğini kaybeder ya da aşırı katıdır, her şeye ‘hayır’ diyerek kendini izole eder. Duvar örmek ile sınır koymak arasındaki fark, sınırların yapısında gizlidir bu sebeple. Duvar örmek bağları koparır, yalnızlaştırır, katıdır; ancak sınırlar bağları daha sağlıklı ve görünür hale getirir. 

Sınır koymamak, kendinle mesafelenmek, kendini ihmal etmektir. Zamanla kendi ihtiyaçlarını başkaları için tüketmek, ikinci plana atmak, duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak yıpranmaya; tükenmişliğin beraberinde gelmesine neden olur. Depresyon, kaygı bozuklukları, bedensel yakınmalar, ağrılar, yorgunluk, odaklanma sorunları, öfke patlamaları, pasif agresif tutumlar, değersizlik duyguları ve dengesiz ilişkiler gibi geniş çaplı bir yelpazede ortaya çıkan olumsuz sonuçlar olarak kendini gösterir.

Sınır koyabilmek ise özsaygının güçlenmesine, özdeğerin artmasına, kişinin kendi kapasitesine sahip çıkmasına neden olur. Kişi neyi kabul edip, neyi kabul etmeyeceğini bilir. Kendini, değerlerini ve ihtiyaçlarını daha net gördüğü ve görülebilir kıldığı için daha sağlıklı ve şeffaf ilişkiler içerisinde olur. İlişkiler daha eşit ve samimi hale gelir çünkü iki taraf da birbirini ve rollerini daha net görür. 

Sağlıklı sınırlar geliştirebilmek, kendini koruyabilmek ve besleyebilmek pratikle geliştirilebilen bir beceridir. Kişinin ‘Benim için önemli, öncelikli olan nedir?’ ‘Vazgeçemeyeceğim haklarım ve ihtiyaçlarım nelerdir?’ sorularını kendine sorabilmesi ve verdiği cevaplar, sınırların temelini oluşturur. Sonrasında basit ve net bir şekilde; suçluluk duygusuna kapılmadan, karşılıklılık kavramını akılda tutarak kendini ifade edebilmeyi gerektirir. Çok basit ifadelerle, ‘Şu an buna vaktim yok’ gibi kısa ve açık cümlelerle ihtiyacını, talebini, durumunu dile getirmektir. Kişinin kendi hakkını ve alanını koruması bencillik değil özsaygıdır; kendini önceliklendirmeye alışkın olmamanın verdiği suçluluk duygusunda hatırlanması gereken en önemli nokta budur. Küçük adımlarla başlamak, ufak sınır denemeleri yapmak, kendi alanını ve ihtiyaçlarını koruma kasını çalıştırmaya başlar. Kişinin kendine özşefkatle ve nezaketle yaklaşması sınırlar kavramının temelini oluşturur.

Sınırlar daha özgür ilişkilerin, daha yaşam doyumu yüksek bir hayatın ve güçlü bir benlik saygısının kapısını açar. Geçirgen sınırlarla kendini ihmal bizi yorar, diğerleri gerçek bizi tanıyamaz, göremez olur; duvarlar ise yalnızlaştırır. Sınırlar ise gerçek bağ kurmanın önünü açar. Hem kendimizle, hem diğeriyle.

HANGİ SAĞLIK HİZMETLERİNDE KATILIM PAYI YOKTUR?
KONUŞMAMIZ LAZIM
STRESİMİZİ YÖNETİRKEN HANGİ ADIMLARI İZLEYEBİLİRİZ?
LOKSOPROFEN SODYUM
DİYABET EĞİTİMİNDE ECZACININ ROLÜ
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Whatsapp Whatsapp LinkedIn Eposta Linki kopyala Yazdırın
Önceki yazı PEPTİTLER
Sonraki yazı ECZANELERDE PERFORMANS YÖNETİMİ: ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE GERİ BİLDİRİM
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni eklenen haberler

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ STRATEJİK VİZYON VE GELECEK PERSPEKTİFİ ÇALIŞTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Haberler
25 Ekim 2025
Eczacılık Uygulamalarında Bilimsel Rehberler: Stabilite Kılavuzları Yayımlandı
Haberler
24 Ekim 2025
TEB, T.C. Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ile Görüştü
Haberler
24 Ekim 2025
TEB, T.C. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Sayın Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu İle Görüştü
Haberler
24 Ekim 2025
Raflar Boş, Hastalar Çaresiz, Eczacılar İflas Eşiğinde: ‘Sağlıkta Tasarruf Ediliyor Hastaları Kaybediyoruz’
Haberler
24 Ekim 2025

Eczacı Dergisi Kurumsal

İmtiyaz Sahibi: Meral Günay Öztürk
Yayıncı Kuruluş: Novi Medya Merkezi İletişim ve Yayıncılık A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Çetin Öztürk
Grafik Tasarım: Filiz Erdem
Editör: Songül Türe
Pazarlama Yönetmeni: Kübra Yeşildirek
Dijital Pazarlama Yönetmeni: Tuğba Taylan
Muhabir: Kemal Genç

Ad imageAd image

Gizlilik ve Çerez Politikası | KVKK Aydınlatma Metni | Kullanıcı Sözleşmesi

İletişim Bilgileri

A: Eski Büyükdere Caddesi
Maslak İş Merkezi No:37 Kat: 5
Maslak/İstanbul
T: (0212) 256 67 67
F: (0212) 256 34 33
E: eczaci@eczacidergisi.com

Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Takip edin
© 2024 Eczacı Dergisi - Web sayfalarında yer alan tüm bilgi, döküman, fotoğraf, video, görüntü, metin, vb. herhangi bir içerik izin alınmadan kullanılamaz. Tüm hakları saklıdır.
adbanner
Hoşgeldiniz

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifre hatırlatma