Uluslararası Ağrı Araştırma Birliği’ne (IASP) göre ağrı, gerçek veya potansiyel doku hasarı ile ilişkili olarak kişinin hissettiği rahatsız edici duyusal veya duygusal tecrübe olarak tanımlanır. Ağrı, dokunma ve ısı gibi duyu türlerinden farklı, hoş olmayan, dış ya da iç uyaranlara bağlı olarak, genellikle refleks korunma tepkileri heyecan ve duygusallıkla birlikte ortaya çıkan özgün bir duyu olup, yüzeyel (deri, mukoza), iç organlar ve somatik (kas ve eklemlerde) akut veya kronik olmak üzere iki türlü seyreder. Akut ağrı, altında bir neden yatan bir ağrıdır ve birkaç gün ya da hafta boyunca sürer. Öte yandan kronik ağrı bir hastalık durumu olarak kabul edilebilir, psikolojik durumlardan kaynaklanabilir ve uzun süre devam eder.
Antiinflamatuvar etken maddeler, steroidal ve steroidal olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ağrı giderici (analjezik), ateş düşürücü (antipiretik), inflamasyonu giderici ilaçlardır. NSAİİ’ler narkotik etkili değildirler. Bu grubun en çok bilinen üyeleri asetilsalisilik asit (aspirin) ve ibuprofendir. Salisilik asidin 1829’un başlarında izolasyonuyla birlikte NSAİİ’ler ağrının (düşük dozlarda) ve inflamasyonun (yüksek dozlarda) ilaçla tedavisinin önemli bir kısmını oluşturmaya başlamıştır. NSAİİ’lerin popüler olmasında; opioidlere göre çok az bağımlılık potansiyeli taşıması ve sedasyon veya solunum depresyonu yapmaması önemli büyük role sahiptir.
Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar, (NSAİİ) siklooksijenaz enzimini inhibe ederler, böylece prostasiklin ve prostaglandin oluşumu engellenmiş olur. Siklooksijenaz (COX) enziminin COX-1 ve COX-2 olarak iki ayrı şekli vardır. COX-3 olarak bilinen enzim ise özellikle parasetamole duyarlı ve serebral kortekste yer alan bir COX-1 varyantıdır. Normal fizyolojik koşullarda dokuların çoğunda COX-1 aktivitesi varken, COX-2 belirlenemeyecek kadar azdır. COX-2 enflamasyon ile indüklenmektedir. COX-1 ekspresyonu normal fizyolojik koşullarda gastrointestinal kanalda, trombositlerde, endotel hücrelerinde ve böbreklerde görülür. Gastroproteksiyon, trombosit agregasyonu, homeostatik olaylar ve sodyum-su ayarlanmasında rol oynar. COX-2 ise enflamatuvar uyarım ile indüklenir. COX-2’nin hem enflamasyon hem de karsinogenezde rolü olduğu düşünülmektedir. Vasküler endotelde antiagregan özelliğe sahip olan prostasiklin de COX-2 ile oluşmaktadır. Klasik NSAİİ grubu ilaçlar seçimsiz olarak COX-1 ve COX-2 inhibisyonu yapmaktadırlar. Eczacı Dergisi’nin 181. sayısında da Salisilik Asit ve Aspirin hakkında, ağrı, prostaglandinlerin oluşum mekanizması ve COX enzimleri hakkında bilgi vermiştim.
Miyofasyal ağrı sendromu (MPS), iskelet kası miyofasyal tetik noktası (MTRP) ile yakından ilişkili olan kronik iskelet kası ağrısının en yaygın nedenlerinden biridir. MPS için birinci basamak tedavi olmadığından, farklı seviyelerdeki hastalarda invaziv olmayan bir tedavi olarak fizyoterapi ile birleştirilmiş Loksoprofen sodyum yakı olarak güvenli ve uygulanması kolay, uygulanan hastalarda etkili olduğu tespit edilmiştir. Bu tedavi düşük gelirli hastalar için, daha güvenli, daha rahat ve daha ekonomik bir tedavi şemasına alternatif bir tedavi stratejisi sunabileceği literatürde belirtilmiştir.
Loksoprofen sodyum (Şekil 1), fenilpropanoik asitler olarak bilinen organik bileşikler sınıfına ait olup, propiyonik asit türevi steroid olmayan kas-iskelet sistemi ve eklem bozuklukları ile ilgili ağrı ve iltihaplanma için bir antiinflamatuvar etki gösteren etken maddedir. Bazı ülkelerde oral yoldan uygulanabilir. Japonya’da Ocak 2006’da transdermal bir preparat satışa sunulmuş olup, bunu 2008 ve 2010’da tıbbi bant ve jel formülasyonları izlemiştir. 1977’de patentlenmiş ve 1986’da tıbbi kullanım için onaylanmıştır.

Şekil 1. Loksoprofen sodyum: 2- [4-[(2-Oksosiklopentil)metil]fenil]propanoat.
Loksoprofen sodyum kendisi bir ön ilaçtır ve çok az farmakolojik aktivite taşır. Hızlı bir şekilde siklooksijenazın güçlü ve seçici olmayan bir inhibitörü olan trans-alkol formuna metabolize edilir. Aktif metabolit, insan hücrelerinde bulunan COX-1 ve yaralanma sonrası veya diğer uyaranlar nedeniyle insan hücrelerinde indüklenen COX-2 olmak üzere her iki izoformunu da inhibe eder, bu da ağrı, yangı ve ateşin çeşitli aracılarının (örn. prostaglandinler, prostasiklin, tromboksan, vb.) ekspresyonunun azalmasına neden olur. Seçici olmayan bir siklooksijenaz inhibitörüdür ve araşidonik asitten prostaglandin sentezini azaltarak etki eder.
Loksoprofen sodyum, oral uygulama sonrasında karaciğerde karbonil redüktaz tarafından hızla hızla aktif trans-alkol metabolitine dönüşür ve 30 ila 50 dakika içinde en yüksek plazma konsantrasyonuna ulaşır. Aynı işlem sırasında, aynı zamanda bir cis-alkol metaboliti de oluşur, ancak bu izomer çok az farmakolojik aktivite taşır.
Ana etken madde ayrıca, CYP3A4 / 5 enzimatik yolağı ile metabolik oksidasyon sonucu iki hidroksillenmiş metabolitin oksidasyonuna ve UGT2B7 ile iki glukuronit metabolitine dönüştüğü gözlenmiştir. Loksoprofen’in alkol metabolitleri ayrıca atılmadan önce UGT2B7 yoluyla iki glukuronit metaboliti vermek üzere konjugasyonuna uğrar. İlacın çoğu değişmemiş loksoprofen, 6-O-desmetil loksoprofen (%1’den az) ve glukuronit veya diğer konjugatlara dönüşür.
Topikal formülasyonlarda uygulandığında, loksoprofen ciltte karbonil redüktaz ile aktif trans-alkol formuna metabolize edilir. Greyfurt ve ürünleri CYP3A4 inhibitörüdür, Loksoprofen, CYP3A4 tarafından inaktif bir metabolite metabolize edilir. Sarı kantaron (St. John’s Wort) bir CYP3A4 indükleyicisi olup, Loksoprofen ile kullanılması ilacın eliminasyonunu hızlandırabilir.
Loksoprofen’in gastrointestinal rahatsızlık riskini azaltması açısından, yiyeceklerle birlikte alınması gerekir. Loksoprofen, siprofloksasin ve norfloksasin gibi ikinci nesil kinolon antibiyotiklerle aynı anda uygulanmamalıdır, çünkü bunların GABA inhibisyonunu artırır ve bu da nöbetlere neden olabilir. Ayrıca varfarin, metotreksat, sülfonilüre türevleri ve lityum tuzlarının plazma konsantrasyonunu da artırabilir, bu nedenle bu ilaçlardan herhangi birini alan hastalara loksoprofen uygulanırken dikkatli olunmalıdır.
Loksoprofen, ağrı ve inflamasyon yaşayan hastalar için yararlı bir analjezik seçenek olup, topikal loksoprofen uygulaması, oral NSAID kullanımına bağlı gastrointestinal, kardiyovasküler ve renal komplikasyon riskini azaltma potansiyeline sahiptir.
KAYNAKLAR
1.Küçükgüzel ŞG. Salisilik Asit ve Aspirin, Eczacı Dergisi, ISSN 1306-5734, Sayı:181, s.50, 2020.
2. Xuewen Zhou , Xuelian Li , Ziyang Wang , Dong Huang , Preliminary evidence of safety and effectiveness of Loxoprofen Sodium Cataplasm combined with physiotherapy for myofascial pain syndrome treatment: A randomized controlled pilot clinical trial, Front Neurol. 2022 Nov 22; 13:998327. doi: 10.3389/fneur.2022.998327.
3. Sarah L Greig , Karly P Garnock-Jones,Loxoprofen: A Review in Pain and Inflammation,
Clin Drug Investig, 2016 Sep;36(9):771-781, doi: 10.1007/s40261-016-0440-9.
4.https://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/compound/Loxoprofen-sodium
5.https://www.sciencedirect.com/topics/medicine-and-dentistry/loxoprofen