Değerli meslektaşlarım,
Gaziantep Eczacı Odası Başkanımız Eczacı İrfan Demirci sosyal medya üzerinden verdiği mesajda; “Eczacının sorunu, eczanesinde ki sorunu bilmeyen sağlık otoritesi ve de onlara bunu anlatamayan bir üst örgüt demiş’’…
Buradan hareketle biz kendimizi gerçekten nasıl tanıyoruz ve neden anlatamıyoruz diye bir düşünmemiz gerekiyor. Dünyada hayat özellikle teknolojinin hızla gelişmesi sayesinde öyle
hızla değişiyor ki, insanların sosyal hayatı gibi meslekler de savrulabiliyor. Hayata tutunmak için öylesine bir rutin içine düşülüyor ki gelecekte ne olacağız diye bir şeyi düşünme ve
planlama şansını kaybediyoruz.
Şöyle bir bakarsak fakültelerimizden başlamak üzere yapılan eğitim çağdaş eczacılık kavramlarını hayata geçiriyor mu? Yani meslek standartları ve uygulamaları yetişen eczacılar tarafından yeterince mesleki olarak içselleştirilmiş mi? Eczacılık öğrencileri birer klinik eczacı olarak mesleğe girebiliyorlar mı? Bunun cevabının evet olmadığı açık. O zaman kendimizi nasıl anlatacağız?
Şu an bir üçüncü göz olarak eczacılara odaklansak en azından ilk iş meslek kuruluşlarının internet sayfalarına bakmamız gerekecek. Tümü halka açık ön yüzlerinde SGK duyuruları ile
kaplı. Aslında bunların şifreli bölümde olması gerekir. Oysa klinik eczacılık görev tanımına sahip olarak halka açık yüzümüzde halk sağlığı ile ilgili onlarca konu başlığı açılabilir…
Aşı çalışmaları, reçeteleme örnekleri, tansiyon bakma, şeker ölçümü gibi hizmetlerin gelişmiş ülkelerde klinik eczacılık hizmetleri olduğu bir dünyada bunları gerçekleştirmek için
tanıtımlar yapılmalıdır.
Bugün meslek örgütlerimizin çıkardıkları dergi ve yayınların eczacılık görev ve tanıtımına yardımcı olacak öğeler taşıması gerekmektedir. Örneğin, American Association dergisinde belli yıllarda yeni bir eczane mekânı çalışması tanıtılır. Buna ihtiyaç vardır çünkü yüzyıllar boyu ayni tip mekanda çağdaş hizmetin gereklerini yerine getiremezsiniz… Eğer bunlar salt ürün tanıtımı ile dolu market yayınları yapısında olursa o zaman bizlerin ilaç satıcı görüntüsünden çıkmamız kolay olmaz.
Geçen yazımda da belirtmiştim öncelikle “Biz ne yapıyoruz?”
Saygılarımla…