Değerli meslektaşlarım,
Ülkemizde Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’de (Askeri Tıp Mektebi) ilk eczacı sınıfının açıldığı 14 Mayıs 1839 tarihi esas alınarak, 14 Mayıs “Eczacılık Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır. Bu, önceleri eczacılar tarafından bir bayram niteliğinde kutlanmış daha çok da eczane eczacılarının bir araya gelerek sosyal etkinlikler yaptığı bir gün gibi kabul görmüştür.
Oysa akademik eczacılığın ülkemizdeki başlangıcı olan bugün bir bayram olamaz. Bunu ancak mesleğin vardığı noktayı irdelememiz gereken bir zaman birimi olarak değerlendirmemiz gerektiği açıktır.
Burada bence 3 kriter var. Öncelikle, mesleğin durumunu fark etmek bunu irdeleyecek argümanlara sahip olmak yani mesleğe sahip olmak. Sonra mesleğimizin değerini yaşadığımız toplum içinde fark ettirmek. Bu da bizim sağlık platformunda hangi gerçekler ve nedenler ile katkı sağladığımızı iyi anlatabilmek. Ve de geçtiğimiz süreci irdelemek
ve raporlamak. Üçüncüsü ise fark edilmek ki; bu da meslek adına yapılan bilimsel çalışmalarla toplumda önemli konuları çözümlemek ile olabilir.
Demek ki, böyle bir günde eczacılar yapacakları etkinliklerde daha çok bu 3 noktada kendilerini irdelemek durumundalar. Hatta belki o güne rast gelecek bir mesleki kongre bile çok önemli olabilir… Böyle bir günde dünyanın çeşitli yerlerindeki konuklarla da eczacılık mesleğinin geldiği noktayı irdeleme şansı olmalıdır.
Fakültelerimizde olan bir iki konuşma ve de sanatsal etkinlikler bugünü betimlemekten çok uzaktır. Yıllarca bu formatta gerçekleşmiş bir kutlama alışkanlığı artık değiştirilmeli ve meslek her yönüyle irdelenen toplantılarla masaya yatırılmalıdır.
Biyoteknolojik çağa girdiğimiz bir dönemde mesleğimizin gelecekte çok önemli bir konumda
olacağı kesinken hala ülkemizde meslek standartlarını oturtamamış olmak büyük bir
eksikliktir. Mesleği eczanedeki kutuda aramayı bırakıp mesleğin gerçekleri üzerine kafa yorma zamanı gelmiştir geç de olsa… Saygılarımla…