Merhabalar sevgili Eczacı dergisi okuyucuları,
Şubat ayında immün yetmezlik tedavilerinden, bu konuda dünya genelindeki ulusal PID hasta organizasyonlarının, güvenli, etkili ve yüksek kaliteli tedavilerine erişim talep etme çabalarını desteklemek amacıyla kurulan International Patient Organisation (IPOPI)’den bahsetmiştim. Bu ayki yazımda ise hem kadınlar için hak, eşitlik, özgürlük ve dayanışmayı temsil eden ve 1910 yılından bu yana kutlanan 8 Mart Kadınlar Günü’nü hem de sağlık sektöründe omuz omuza çalıştığımız tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamak istiyorum.
8 Mart’ta birlikte daha güçlüyüz!
1910 yılından bu yana her yıl 8 Mart’ta, kadınların toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik alandaki başarıları kutlanır. Bu özel gün, kadınların elde ettiği kazanımların yanı sıra, hala karşılaştıkları zorluklara dikkat çekmek ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yapılması gerekenlere işaret etmek için bir fırsattır. 8 Mart’ta sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kadının gücünü ve potansiyelini vurgulama zamanıdır. Bu bağlamda kadın liderliği ve kadın çalışan olmanın anlamı da her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.
Hayatın içerisinde anne, yönetici, eş gibi pek çok farklı rolü aynı anda üstlenerek hepsinin üstesinden başarıyla gelebilen kadınlar hem ekonomik hem de sosyal bir dönüşümü temsil ediyor. Bu nedenle iş hayatında kadın lider profilinin gün geçtikçe artması, farklı alanlarda görev alması için şirketlerin, kadınlara yönelik destekleyici politikalar geliştirmesi büyük önem taşıyor.
Kadınların tüm sektörlerde, topluluklarda ve toplumlarda gelişim adına yaptıkları önemli katkılar var. Aynı şekilde politikadan iş hayatına, spordan sanata, bilimden tarımsal üretime kadar hayatın pek çok alanında, kadınların daha fazla söz sahibi olması için de halen yapılması gereken birçok şey bulunuyor. Ancak son yıllarda yapılan araştırmaların çoğunluğu, kadın liderlere sahip olan şirketlerin pek çok alanda daha başarılı olduğu sonucunu ortaya koyuyor. Bu nedenle kadınların girişimci olma, iş kurma, ekiplere liderlik etme, ilgi duyduğu alanlarda çalışabilme gibi konularda desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.
Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitlik ve adalet, iş dünyasında daha güçlü ve sürdürülebilir bir gelecek için oldukça önemli. Hep birlikte, herkes için daha iyi bir iş ortamı oluşturabiliriz. Birbirimize destek olarak, herkesin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olabiliriz. Tüm iş hayatında insanı odak noktası yapmanın geleceğe yönelik yatırımda ana konu olduğunu belirtmek isterim. Bizim için de Kedrion’da önce insan geliyor.
İlaç sektöründe tam 25 yılını dolduran bir kadın yönetici olarak; ilaç ve sağlık sektöründe kariyer konusunda kadın lider adaylarına vereceğim en önemli tavsiye kariyer yolculuklarında kendilerine güvenmeleri ve her zaman hedeflerine sadık kalmaları. Kariyer hayatımda farklı kademelerde edindiğim deneyimin ışığında kadınları; kendilerine güvenmeye, hedeflerinden sapmadan ilerlemeye ve kararlı bir duruş sergileyerek önlerine çıkan tüm engelleri aşmaya teşvik etmek için var gücümle destek olmaya çalışıyorum. Kadınların mentorluk ya da farklı destek programlarıyla her alanda ve kademede yer almalarını önemsiyorum. Ayrıca kişisel olarak katkı sağlayabileceğim bu tür fırsatları mutlaka değerlendiriyorum. Bu desteklerin toplumsal olarak da büyük bir fayda sağlayacağını düşünüyorum.
8 Mart’ta, kadınların toplumdaki yerini, gücünü ve başarılarını kutlayarak, daha eşit, adil ve sürdürülebilir bir dünya için bir adım daha atmalıyız. Kadınlar, iş gücünde ve liderlik pozisyonlarında daha fazla yer aldıkça, toplumsal cinsiyet eşitliğine doğru ilerleyişimiz daha da hızlanacak ve tüm dünyada daha güçlü bir dayanışma doğacaktır.
Sağlık kahramanlarımıza teşekkürler!
14 Mart, Türk tıbbının önemli bir dönüm noktasını simgeler. 14 Mart 1827, tıbbiyenin ilk kurulduğu gündür. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’da kurulan “Tıbbiye Mektebi”, modern Türk tıbbının temellerinin atıldığı ilk adımlardan biriydi. Bugün, bu tarihi anı hatırlayarak, Türk tıbbının gelişimine katkı sağlayan doktorları ve sağlık çalışanlarını saygı ile anıyoruz.
Tıp Bayramı, aslında sadece geçmişe bir saygı duruşu değil; aynı zamanda tıbbın geldiği noktanın, sağlıklı bir toplum inşa etme yolunda ne kadar önemli olduğunu da hatırlatır. 1827’den günümüze tıbbın çok büyük bir evrim geçirdiğini, ancak en önemli kaynağın hala insana olan saygı ve şefkat olduğunu unutmamalıyız.
Her gün hayatları kurtaran, insanlara umut aşılayan, hastalıkla mücadele eden, zaman zaman zorlu bir yolculuğa çıkan sağlık çalışanlarının emekleri, sadece bu özel günde değil, her gün hatırlanmalı ve takdir edilmelidir.
Bugün, Tıp Bayramı vesilesiyle bir kez daha minnettarlığımızı ifade ediyor, başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Sağlık alanındaki ilerlemeler, onların bitmek tükenmek bilmeyen çabaları sayesinde mümkün olmaktadır. Onların özverili çalışmaları, yalnızca hastaları değil, tüm toplumu daha sağlıklı kılmak için büyük bir etkiye sahiptir.
Bu özel günde, sağlık kahramanlarımıza teşekkürlerimizi sunarken, daha sağlıklı ve bilinçli bir toplum için de birlikte mücadele etmeye devam etmeliyiz.
Sevgi ve sağlıkla kalın.