Değerli meslektaşlarım,
Günümüzde dili dönen hemen herkes LONGEVITY kavramı üzerinde fikir yürütmekte. Biz eczacılar ise bu konuda daha aktif olmamız gereğini ortaya koymak istiyorum. Her kademedeki, her uzmanlıktaki doktorlar, diyetisyenler, turizmciler bir anda longevitici oluverdi. Oysa halkla en iç içe olan, günde karşılaştığı insan sayısı en yüksek olan eczacıların daha aktif olarak konuya ilgi göstermeleri gerektiğine kuvvetle inanmaktayım.
Değerli kardeşlerim, eczacılığın getirildiği durum artık VAHİM olarak nitelendirilmelidir. Dün aldığımız mal fazlaları kalmadı, ödemeler bizlerin zararına bozulmakta, ilaç yoklukları cirolarımızın azalmasına neden olmakta. Enflasyon ve tedbirler böyle alındıkça eczacının geleceği daha da kararacaktır. Hastane altına konacak bir otomatik eczane robotu bir anda yüze yakın eczacının ekmeğini elinden kapıp götürecektir. Saklayın bu yazımı yakın gelecekte karşılacaklarımızı göreceksiniz. 12 Nisan 2014 sayılı yönetmelik çıktığından beri itirazlarımı ve ön görülerimi yazdım söyledim ama nafile kimseyi uyandıramadım. Ancak gerçeklere bakacak olursanız olacaklar başlıyor. Kendinizi farklı bir dünyaya hazırlayamazsanız geleceğiniz çok zor olacaktır. Bu gün size bir çıkış yolu olarak LONGEVITYyi anlatmak istiyorum.
Eczacılara özel Longevity kursu, üniversiteler ve turizmciler toplantılar yapmakta. Lütfen bu toplantılara katılın, bilgi sahibi olun, eczanelerinize farklı bir heyecan farklı bir hizmet getirin. Örneğin; Eczanenize girenleri kapıda karşılayın ve reçetelerini ilk olarak siz alıp göz atın ve yazılı olan ilaçlara göre danışmanlığınızı yapın. Reçetede antibiyotik yazılmışsa mutlaka buna pre ve pro biyotikleri önerebilirsiniz. Bu bir Longevity faaliyetidir.
Sigara ve alkol tüketen bir müşteriniz geliyorsa ona longevity kapsamında nasıl yardımcı olabileceğinizi gösteriniz. Ayrıca longevitynin sadece besin takviyeleri ile olmayıp bir hayat tarzı olduğunu anlatın. Bu sütunlarda her ay farklı bir longevity yaklaşımını sizlere iletmek isteyeceğim.
Bakın uzman fizyoterapist Sesil Berke Ağca neler önermekte:
Longevity ve Egzersiz
Yaş aldıkça vücudumuzda birçok yapısal ve fonksiyonel değişiklik meydana gelmektedir. Oluşan bu fizyolojik değişiklikler fiziksel inaktivite durumunda hızlanmakta ve yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşlanmayı durduramayız ancak yaşantımızda bazı küçük değişiklikler yaparak yaşlanma hızımızı yavaşlatabiliriz.
American Heart Association’s Scientific Sessions 2023’te sunulan araştırma sekiz sağlıklı alışkanlığın biyolojik yaşlanmayı 6 yıla kadar yavaşlatabileceğini öne sürdü. Bu alışkanlıklar; diyet, sağlıklı kilo, tütünden kaçınma, kaliteli uyku, kolesterolü, kan şekerini ve kan basıncını düzenleme daha da önemlisi fiziksel olarak aktif kalmaktır.
Egzersizin vücudumuza etkileri
Egzersiz güçlü bir ilaçtır. Süresi, şiddeti, tipi, sıklığı ayarlandığında sağlıklı yaşam tarzımızın önemli bir parçası haline gelir. Egzersiz sırasında PGC-1 genimiz aktive olur ve bu gen mitokondri oluşumunu tetikler. Hücrede artan mitokondriler sayesinde daha fazla enerji üretilir; hücre yenilenmesi, onarımı, büyümesi ve fonksiyonelliği artar. Hücreler kendini yenilediği için hastalıklara yakalanma olasılığı azalırken iyileşme hızı da artar.
Düzenli fiziksel aktivite; arteriyel hipertansiyon, tip 2 diyabet, dislipidemi, koroner kalp hastalığı, kolon ve meme kanseri gibi hastalıkların önlenmesinde etkili olmakla birlikte, osteoporoz riskini azaltır ve sağlıklı kilo kontrolü sağlar.
Hangi tip egzersizleri yapmalıyız?
Egzersiz çeşitlerinin sağlık için faydaları ve etkileri birbirinden farklıdır. Bu nedenle kişinin fonksiyonel kapasitesi ve kronik rahatsızlıkları göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Tek tip egzersiz yapmak yerine sağlıklı yaş almak için aerobik, direnç, denge, esneklik egzersizlerinden oluşan bir program uygulanmalıdır.
Egzersizleri hangi sıklıkla yapmalıyız?
Egzersiz yapmaya yeni başlıyorsanız aerobik egzersizlerle yani kardiyovasküler dayanıklılığınızı arttırarak başlamak harika bir fikir olacaktır. Yürüyüş, koşu, bisiklete binme, yüzme gibi egzersizler sırasında kardiyovasküler dayanıklılığımız artar. Bu egzersizlerden fayda sağlamak için; haftada en az 75 dakika yüksek şiddette veya haftada en az 150 dakika orta şiddette yapabilirsiniz. Orta şiddette yapacaksanız eğer 150 dakikayı günde en az 20-30 dakika olacak şekilde haftanın 5-6 gününe bölebilirsiniz. 20-30 dk kesintisiz bu egzersizleri yapmak size ağır geliyorsa 10’ar dakikalık periyotlar halinde tamamlayabilirsiniz.
En büyük sorun egzersiz yapacak vaktin bulunamamasıdır. Ancak yapılan araştırmalara göre, günde sadece 2 dakika yoğun egzersiz yapmak kanser veya kardiyovasküler olaylarla ilişkili ölüm riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Hepimizin eminim sağlığımız için ayıracak 2 dakikası vardır.
Egzersiz sahip olduğunuz kronik rahatsızlıklar, yaşınız, hareket kapasiteniz ve beklentileriniz göz önünde bulundurularak size özel planlanmalıdır. Egzersiz yapmaya başlamadan önce mutlaka fizyoterapistinize danışınız.
Uzman Fizyoterapist Sesil Berke Ağca
Münir Nurettin Selçuk Cd, Kalamış Parkı, No:70 Apt D:2 Kalamış/Kadıköy

