Tuncay Taşkın
Elit Pharma İş Geliştirme Müdürü
Gıda takviyeleri, beslenme alışkanlıklarındaki değişimle birlikte son yıllarda önemli bir popülerlik kazanan ürün kategorisine dönüşmüştür. Ancak, bu dinamik sektörde birçok ürün, inovasyondan yoksun olup standart geliştirme stratejilerini benimsemekte ve uzun vadeli başarıyı zorlamaktadır. Temel sorun, birçok markanın sıradan geliştirme yollarına saplanması ve benzer ürünleri piyasaya sürmeleridir. Bu durum, tüketicilerin gözünde fark yaratmayan ürünlerin uzun vadede başarısızlığa sürüklenmesine neden olabilir.
Ürün geliştirme süreci, sadece yeni bir ürün tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda tüketicinin gerçek ihtiyaçlarına odaklanmak ve bu ihtiyaçlara çözümler sunmak açısından da kritik bir rol oynar. İnovatif bir ürün, sadece mevcut talepleri karşılamakla kalmaz, aynı zamanda tüketicinin beklentilerini aşar ve onlara benzersiz bir deneyim sunar.
Geliştirilen bir ürünün öne çıkması ve başarılı bir şekilde pazarlanması için gerçek bir araştırma sürecinden geçmesi gereklidir. Bu süreç, inovasyona, AR-GE’ye (Araştırma ve Geliştirme) ve klinik çalışmalara odaklanmayı içermelidir. Tüketicinin beslenme alışkanlıkları, sağlık trendleri ve yaşam tarzı tercihleri gibi faktörlerin titiz bir şekilde analiz edilmesi, ürünün hedef kitlesine gerçekten hitap eden özelliklere sahip olmasını sağlar.
Ayrıca, ürün geliştirme sürecinde patentli formülasyonlar ve klinik çalışmaların kullanılması, ürünün bilimsel bir temele dayalı olarak tasarlanmasına ve etkinliğinin kanıtlanmasına yardımcı olabilir. İnovasyon, sektörde öncü olmanın ve tüketicilere benzersiz, güvenilir ürünler sunmanın anahtarıdır.
Sonuç olarak, gıda takviyeleri sektöründe başarılı olmak için sıradan geliştirme stratejilerinden çıkarak, inovasyona, AR-GE’ye ve bilimsel temellere odaklanmak önemlidir. Uzun süre üzerinde çalışılmış, patentli, klinik olarak test edilmiş ve tüketicinin gerçekten karşılık bulacağı sonuç odaklı ürünler, markaların rekabet avantajı elde etmelerini ve uzun vadeli başarılarını sürdürmelerini sağlar.
2023’ÜN DEĞERLENDİRMESİ: KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ BESLENME VE YENİLİKÇİ FORMÜLASYONLAR
2023, gıda takviyeleri sektörü için önemli bir dönemeç oldu. Tüketicilerin sağlıklı yaşam trendlerine olan artan ilgisi ve kişiselleştirilmiş beslenme talepleri sektörde derinlemesine değişikliklere neden oldu. Sağlık ve beslenme bilincinin artmasıyla birlikte, kişiselleştirilmiş beslenme trendi öne çıktı.
Her bireyin benzersiz ihtiyaçlarına odaklanan takviyeler, giderek daha fazla tüketici tarafından tercih ediliyor. Vegan, vejetaryen, glutensiz ve ketojenik diyet gibi sağlıklı yaşam trendleri, gıda takviyeleri talebini artırdı. Tüketiciler, yaşam tarzlarına uygun ve özel beslenme ihtiyaçlarına cevap veren ürünleri tercih ediyorlar.
ABD’de 37.5 milyar dolarlık bir pazar bulunurken, Türkiye’de bu rakam 400 milyon dolar ve önümüzdeki dönemde %200’lük bir büyüme öngörülüyor. Çiğnenebilir gummy ürünleri, tüketiciler tarafından tercih edilen bir inovasyon oldu. Bu formülasyonlar, kullanım kolaylığı ve çeşitli lezzet seçenekleri sunma avantajlarıyla dikkat çekiyor.
Eczane kanalındaki 100 milyon kutu ürün satışı, pazarın 300 milyon dolar büyüklüğe ulaştığını gösteriyor. Türkiye’de %200’lük bir büyüme öngörüsü, sektördeki dinamik değişimleri vurguluyor.
Sonuç olarak, 2023, gıda takviyeleri sektörü için heyecan verici bir yıl oldu. Kişiselleştirilmiş beslenme, sağlıklı yaşam trendleri ve inovatif formülasyonlar sektördeki başlıca belirleyiciler haline geldi. Türkiye’deki eczane kanalındaki satış verileri ve büyüme öngörüleri, sektörün gelecekteki parlak görünümünü vurgulamaktadır.
2024: AR-GE, İNOVASYON VE DEĞİŞİM YILI
2024 yılında gıda takviyeleri sektöründe beklenen büyük inovasyon ve Ar-Ge faaliyetleri dalgası, şirketleri sağlıklı yaşam trendlerine ayak uydurmak ve tüketicilere daha fazla kişiselleştirilmiş beslenme seçeneği sunmak için çaba harcamaya yönlendirecektir. Bu dönemde öne çıkması beklenen yeni formülasyonlar arasında mikroenkapsülasyon teknolojileri ve nanoteknoloji gibi ileri düzey formülasyonlar yer alacak, bu da ürünlerin daha etkili ve biyoyararlanabilir olmasına olanak tanıyacaktır. Bu gelişmeler, tüketicilere daha verimli ve özelleştirilmiş çözümler sunma potansiyelini artıracaktır.
Gıda takviyeleri pazarının küresel büyümesi devam ederken, Türkiye’de ekonomik belirsizlikler ve alım gücündeki olası düşüş, sektörde zorluklara neden olabilir. Bu nedenle, şirketler 2024 yılında daha sağlam adımlarla nakitlerini korumaya odaklanmalı ve finansal sürdürülebilirliklerini güvence altına almalıdır.
Türkiye’de, gıda takviyesi alanında inovasyon ve Ar-Ge konusunda önemli adımlar atılmaktadır. Bazı şirketler, ürün portföylerini çeşitlendirmek ve daha etkili formülasyonlar geliştirmek için ciddi yatırımlar yapmaktadır. Üniversiteler ve araştırma kurumları da sektöre katkı sağlamak amacıyla çeşitli projeler üzerinde çalışmaktadır.
2024 yılında sektörde daha fazla şirket birleşmesi, yeni ve inovatif ürünlerin piyasaya sürülmesi ve daha niş pazarlara odaklı ürün geliştirme eğilimleri gözlemlenecektir. Ancak, bu dönemde finansal sıkıntı yaşama riski taşıyan işletmeler, ihracata yönelik stratejilerini gözden geçirmeli ve daha dirençli bir finansal plan oluşturmalıdır.
2024 yılında takviye edici gıda ruhsatları daha da zorlaşacak ve teknik doküman talepleri daha da artacak. Bu durum, tedarikçilerle üretim yapan işletmeler için daha zorlu bir süreci beraberinde getirecek. Probiyotiklerin takviye edici gıda onayları daha da zorlaşacak ve sektörde probiyotik ürünler için bakanlığın belki de yeniden güncelleme talepleri olabilecektir. Yönetmeliklerin daha da ağırlaşacağı bir yıl olacak. Bu nedenle, işletmelerin ürünlerini dikkatli bir şekilde inceleyerek ve denetimlere hazırlıklı olarak geçirmeleri önemli.
Gıda takviyesi pazarında başarılı olmak isteyen şirketler, 2024 yılında daha da fazla inovatif stratejilere odaklanmalıdır. Kişiselleştirilmiş beslenme, sağlıklı yaşam trendleri ve yeni formülasyonlar, sektördeki başarı için kritik faktörler olmaya devam edecek. Türkiye’deki inovasyon ve Ar-Ge gelişmeleri, sektörün uluslararası rekabet gücünü artırabilir ve ülke genelinde sağlıklı yaşam bilincini destekleyebilir. 2024’te beklenen gelişmeler arasında bilim, inovasyon, AR-GE, üniversite-sanayi işbirlikleri ve denetimler bulunmaktadır. Bu unsurlara odaklanmak, sektörde önemli bir değişimi tetikleyebilir ve şirketlere rekabet avantajı sağlayabilir.