Faruk Nalbantoğlu
Artıfarma Group Yönetim Kurulu Başkanı Eczane Yönetim Danışmanı
Son yıllarda eczacılık sektörü, hızla değişen perakende dinamikleri ve artan rekabetle karşı karşıya. Geçtiğimiz yazılarda eczanelerin rekabet ettiği ticari ortamın artık eczane dışına taşmaya başladığından ve bu sürecin giderek hızlandığından bahsetmiştim. O günden bu yana geçen kısa sürede, ilaç dışı ürünlerin başka perakende kanallarına kaymasının daha da hızlandığını ve dönüşüm ihtiyacının aciliyet kazandığını gözlemliyorum.
Türkiye’nin dört bir yanındaki eczaneleri ziyaret etme fırsatı buluyorum. Özellikle Anadolu’daki birçok eczanede hâlâ eski tip dolaplar, camlı tezgâhlar gibi geleneksel yapılar kullanılıyor. Oysa ki günümüz tüketicisi, daha erişilebilir ve görsel olarak çekici bir alışveriş deneyimi bekliyor. Ne yazık ki bazı eczaneler hâlâ ürünlerini sergilemek yerine saklamayı tercih ediyor. 2025 yılına gelmiş olmamıza rağmen, eczaneyi sıcak satışa uygun hale getirmenin müşteri kaybına yol açacağına inanan geniş bir kesim bulunuyor. Dahası, pandemi döneminden kalan pleksi bölmeler gibi fiziksel engeller hâlâ birçok eczanede kullanılmaya devam ediyor.
Günümüzün artan maliyetleri ve azalan kârlılıkları göz önüne alındığında, bu geleneksel yaklaşımın sürdürülebilirliği sorgulanır hale geliyor. Eczaneler bugün mevcut iş modelleriyle ayakta durabiliyor olabilir; ancak değişime direnmek, gelecekte daha büyük zorluklarla karşılaşmalarına yol açacaktır. Dönüşüm sürecine geç kalındığında, rekabet avantajı kaybedilecek ve pazar payı geri alınması zor alanlara kayacaktır.
Bu nedenle eczanelerin, halkın değişen alışveriş alışkanlıklarını kabul ederek yeni stratejiler geliştirmesi gerekiyor. İlaç dışı sağlık ürünleri artık tüketiciler tarafından aktif olarak tercih ediliyor. Bu ürünler hâlâ ağırlıklı olarak eczanelerin elindeyken, eczacılar bu fırsatı değerlendirmeli ve ürün portföylerini daha görünür hale getirmelidir. Çünkü bu işin uzmanı eczacıdır ve sağlıkla ilgili ürünlerin güvenilir şekilde halka sunulması eczacıların sorumluluğundadır.
Dönüşüm sadece fiziksel alanlarla sınırlı değil; dijitalleşme, müşteri ilişkileri yönetimi ve personel eğitimi gibi alanlarda da yenilikler yapılması gerekiyor. Eczaneler, müşteri sadakat programları, dijital pazarlama stratejileri ve veri odaklı satış yaklaşımlarıyla rekabet güçlerini artırabilir. Ayrıca, ekip içi iletişimi güçlendirmek, çalışan motivasyonunu artırmak ve satış odaklı bir kültür oluşturmak da dönüşümün önemli bir parçasıdır.
Sonuç olarak, eczanelerin değişime açık olması ve bu dönüşümü bir tehdit değil, bir fırsat olarak görmesi gerekmektedir. Değişime direnmek yerine onu benimsemek, uzun vadede sürdürülebilir başarıyı getiren en önemli faktör olacaktır. Eczacılar, sağlık danışmanları olarak rollerini güçlendirirken, aynı zamanda modern perakende dinamiklerine uyum sağlayarak sektörde liderliklerini sürdürebilirler.
Unutmayın her zaman daha iyi bir eczane mümkün…