Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası ve Çerezler'nı ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
Arayın
Entertainment
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi - Tüm hakları saklıdır.
Okunan: YAZIN GÜNEŞTEN ZARAR GÖREN CİLDİMİZİ İÇTEN DESTEKLEYECEK ÖNERİLER
Giriş yapın
Bildirimler Daha göster
Font büyütücüAa
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Font büyütücüAa
Arayın
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Röportajlar
  • Yazarlar
  • Dergilik
  • İletişim
Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın
Takip edin
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi. Tüm hakları saklıdır.
Eczacı Dergisi > Yazılar > Yazarlar > YAZIN GÜNEŞTEN ZARAR GÖREN CİLDİMİZİ İÇTEN DESTEKLEYECEK ÖNERİLER
Yazarlar

YAZIN GÜNEŞTEN ZARAR GÖREN CİLDİMİZİ İÇTEN DESTEKLEYECEK ÖNERİLER

Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
Yazar Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk - Uzman Diyetisyen
26 Eylül 2025
Yazarlar
190 görüntüleme

Cilt yaşlanması, dünya çapında en yaygın dermatolojik ve kozmetik endişelerden biri olarak hüküm sürmeye devam ediyor.

Olgunlaşan cilt yapısı, hem UV radyasyonu ve çevre kirliliği gibi dışsal faktörlere hem de kronolojik yaşlanma ve genetik yatkınlıklar gibi içsel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan karmaşık bir süreçtir.

Yaşlandıkça, kırışıklıklar, kuruluk, renk değişikliği, pigment kaybı ve tahrişe yatkınlık gibi cilt yaşlanmasının bazı belirtilerini yaşamamız muhtemeldir.

Bu durum, birçok insanı, yaşlanan belirti ve semptomlarıyla mücadele etmek için kozmetiklere ve tedavi planlarına önemli miktarda para dökmeye teşvik edebilmektedir.

Peki ya aradığınız yaşlanma karşıtı sırlar yerel bakkalınızın koridorlarında bulunabilirse?

Cilt sağlığında yakın zamanda meydana gelen bir bilimsel devrim, yeme alışkanlıklarımızın, diyet bileşenlerimizin ve besin seviyelerimizin biyolojik “cilt saatimiz” üzerindeki önemini vurguladı. Böylece cilt yaşlanmasında saati geri döndürmeye yardımcı olmak için yiyecekleri nasıl kullanacağımızı bilebileceğimizden bahsediliyor.

Besinlerin kombinasyonu, cilt sağlığımızı içten dışa desteklemeye yardımcı olabilir ve güneşli günlerde ekstra koruma sağlayabilir. Antioksidan ve antienflamatuar özellikler, serbest radikallere karşı hücresel korumaya katkıda bulunur ve sadece cilt sağlığını değil, aynı zamanda genel sağlığı da destekler.

The Journal Of Investigative Dermatology’den 15 yıllık bir çalışmanın yakın zamanda yayınlanan sonuçlarında, 45+ yaş grubundaki erkek ve kadınlarda, antioksidanlardan daha yüksek bir beslenmenin, toplam antioksidan içeriği düşük olan beslenme içeriğine sahip bu demografideki bireylere kıyasla cilt foto-yaşlanmasını ~% 10 oranında azalttığı bulunmuştur.

-Daha fazla antioksidan açısından zengin gıdalar yemek, cilt yaşlanma sürecini önemli ölçüde yavaşlatma potansiyeline sahiptir.

Cilt,Foto-Yaşlanma ve UV Maruz Kalma

Güneşin sağlığa ne gibi faydaları var?

Güneş yaşam için gereklidir. Çıplak tenimize günlük olarak sağlıklı bir şekilde maruz kalmanın genellikle bizim için iyi olduğu kabul edilir. 

  • D vitamini sentezi. Vücudumuzun D vitamini yapmak için yeterli ve sağlıklı güneşe maruz kalması gerekir D vitamini hem bir vitamin hem de bir hormondur. Bağışıklık ve sinir sistemleri, güçlü kemiklerin korunması ve beyin sağlığı gibi birçok vücut süreci için gereklidir. 
  • Sirkadiyen ritmimizi düzenlemek. Sirkadiyen ritmimiz vücudumuzun ana saatidir ve bunun ana düzenleyicisi güneş ışığıdır. Güneş ışığını günün doğru saatlerinde gözlerimize ve vücudumuza almak, optimal sirkadiyen ritim için çok önemlidir. Daha spesifik olarak belirtecek olursak uyandıktan hemen sonra, öğlen vakti ve güneş batarken önemli anlardır. Sağlıklı bir sirkadiyen ritim, metabolizma, bağışıklık sağlığı ve strese dayanıklılık ile ilişkili bir hormon olan kortizol dengesi için önemlidir.
  • Ruh halimizi iyileştirmek. Güneş ışığı, mutluluk hormonumuz olan serotonin üretimini desteklemeye yardımcı olur. Serotonin sadece ruh halimize değil, aynı zamanda uyku, iştah ve bağırsak hareketlerine de yardımcı olur.

Güneşe maruz kalmanın bizler için iyi mi yoksa kötü mü olduğu tartışması yüzyıllardır sürmektedir. Ne yazık ki, cevap o kadar açık değil. Güneş ışığının sağlık üzerine bazı yararları vardır, ancak maruz kaldığımız durumda da dikkatli olmamız gerekir. Cildi güneşin zararlı UV ışınlarından korumak, cilt sağlığını korumak, güneş yanığı, erken yaşlanma ve cilt kanseri gibi hasarları önlemek için çok önemlidir. Temiz, doğal bir güneş kremi güneşten korunma rutinimizin bir parçası olsa da, beslenmemize belirli besinleri dahil etmek, UV hasarına karşı savunmada ve cilt sağlığını geliştirmede ek destek sağlayabilir. Likopen, beta-karoten, lutein, astaksantin, greyfurt ve biberiye özlerinin yanı sıra A, B2, B3, E vitaminleri, biotin, çinko, selenyum, bakır ve L-tirozin dahil olmak üzere çeşitli besinlerin faydalarından bahsedebiliriz.

UV maruziyeti, cilt yaşlanmasının önemli bir dış itici gücüdür, çünkü reaktif oksijen türleri (ROS) olarak bilinenlerin oluşumunu uyarır.

Bu ROS bileşikleri cilde çeşitli şekillerde zarar verebilir:

  • Artan inflamasyon
  • Bağışıklık tepkisini azaltmak
  • DNA ve hücre hasarı
  • Kollajen ve cilt liflerinin bozulması

Genellikle “foto-yaşlanma” olarak adlandırılan bu süreç, kırışıklıkların artması ve ciltte potansiyel olarak hafif renk değişikliği (resmi olarak “atipik pigmentasyon” olarak adlandırılır) ile karakterizedir.

Antioksidanlar bu süreçlere karşı savaşmaya yardımcı olur, bu nedenle mevcut en iyi kanıtlar,diyet antioksidanlarının varlığının artmasının UV kaynaklı cilt yaşlanmasını azaltmak için etkili bir strateji olduğunu göstermektedir.

Cildimi içten dışa korumaya nasıl yardımcı olabilirim?

Cilt için güneşten korunmanın nihai şekli giysi ve şapkadır. Güneş kremleri, giderek daha tartışmalı hale gelse de, hem UV-A hem de UV-B koruması sunarak yaşlanmayı ve güneş hasarına bağlı cilt sorunlarını yavaşlatmaya yardımcı olur. Doğal içerikli mineral güneş kremi tercih etmek, sentetik içerikli geleneksel güneş kremlerine göre daha iyi bir seçenektir. Güneş ışığından en güçlü olduğu zaman, genellikle 12:00 ile 16:00 saatleri arasında kaçınmak da olası cilt hasarını sınırlamaya yardımcı olabilir.

Araştırmalar, tüm bu püf noktalarının yanı sıra, cildi içten dışa doğru desteklemenin ekstra koruma sağlayabileceğini göstermiştir. Nerede olduklarına bakalım:

Karotenoidler:

Karotenoid ailesi, en güçlü cilt koruyucularından biri olarak kabul edilmektedir. Çünkü epidermisimizin (cildin dış tabakası) katmanlarında bulunurlar ve bu katmanlardaki artan karotenoid içerik seviyelerinin yaşlanmayı önlediği, cilt bütünlüğünü ve hidrasyonunu iyileştirdiği, kırışıklıkları azalttığı ve hatta kollajen üretimini artırdığı gösterilmiştir.

 Renkli bitkisel gıdalarda bulunan çeşitli doğal pigmentlerden oluşur. Beta-karoten, likopen, lutein, zeaksantin ve astaksantin, cilt söz konusu olduğunda ailenin süper yıldızlarıdır. Hepsi güçlü antioksidanlar olarak çalışır, serbest radikalleri nötralize eder, inflamasyonu azaltır ve böylece cildi güneşe maruz kalmaya bağlı UV hasarından korumaya yardımcı olur.

Beta karoten, A vitamininin öncüsüdür ve havuç, tatlı patates ve balkabağı gibi turuncu ve sarı meyve ve sebzelerde bulunur. Doğal bir güneş kremi görevi görür ve serbest radikalleri temizleyerek cildi UV kaynaklı hasarlardan korumaya yardımcı olur. Ayrıca hücre yenilenmesini ve onarımını teşvik ederek, daha sağlıklı bir cilde katkıda bulunur ve güneş hassasiyetinin azalmasına yardım olarak cilt sağlığını destekler.

Likopen, UV radyasyonu tarafından üretilen serbest radikalleri nötralize etmeye yardımcı olarak ciltteki oksidatif stresi ve iltihabı azaltır. Cilt elastikiyetini artırmaya, güneş yanığı ve cilt yaşlanması riskini azaltmaya yardımcı olabilir. 2021 Nutrients dergisinde cilt sağlığı üzerine yapılan bir inceleme, altı hafta boyunca likopen gibi diyetle alınan karotenoidlerle takviye edilmesinin, güneş hasarına karşı korumada bir artışa, güneş yanığı hücrelerinde bir azalmaya ve cilt pigmentinde bir artışa neden olduğunu buldu ve bunların tümü cilt yaşlanma süreci üzerinde kalıcı etkilere sahiptir.

2012 Gıda Kimyası dergisinde yapılan bir araştırma, likopenin kendi başına insan kanındaki anti-enflamatuar sitokinlerin salınımını uyararak iltihabı etkili bir şekilde azalttığını ve inflamasyonun cilt yaşlanmasının başlıca nedenlerinden biri olduğunu buldu, bu sonuçlar likopenin yaşlanma karşıtı etkileri açısından umut vericidir.

Diyetinize domates ürünleri, özellikle güneşte kurutulmuş domates ve domates püresinin yanı sıra taze ve konserve domatesleri ekleyerek günlük likopen dozunuzu alabilirsiniz.Domates sizin reçeliniz değilse, likopen karpuz, mango ve greyfurt gibi diğer kırmızı meyvelerde de bulunabilir.

*Bununla birlikte, likopen üzerine yapılan araştırmaların çoğunda domates ürünlerinin kullanıldığını belirtmek önemlidir.

Lutein ve zeaksantin genellikle ıspanak, lahana ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzelerde ve yumurta sarısında bulunur. Koruyucu ve antioksidan olarak çalışarak cildin nemini ve elastikiyetini de destekleyerek daha pürüzsüz ve genç bir görünüme yardımcı olur.

Astaksantin, somon, karides ve kril gibi deniz ürünlerinde bulunan kırmızı bir pigmenttir. Bilinen en güçlü antioksidanlardan biridir ve serbest radikalleri nötralize ederek ve iltihabı azaltarak UV kaynaklı cilt hasarına karşı önemli koruma sağlar. Cilt elastikiyetini artırmaya, ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltmaya ve cildin nem seviyesini artırmaya yardımcı olur.

Resveratrol

Resveratrol, çeşitli meyvelerde görülen ve bilim camiasında potansiyel olarak güçlü bir “yaşlanma karşıtı” bileşik olarak kabul edilen bir polifenolik antioksidandır.

Bir adım geri atıp genel olarak bitki polifenollerine ve cilt fonksiyonu üzerindeki etkilerine baktığımızda, araştırmalar bunların cilt hidrasyonu, kızarıklık, elastikiyet üzerinde yararlı bir etkiye sahip olduğunu ve hatta dış cilt tabakamızın (epidermis) doğal yenilenmesini ilerletebildiğini gösteriyor.

Ayrıca, resveratrol de dahil olmak üzere polifenoller, ciltte kollajen bozulmasını ve oksidatif hasarı önleyen antioksidan ve antienflamatuar etkilere sahiptir, bu da her ikisi de erken ve/veya daha şiddetli cilt yaşlanmasının doğrudan nedenleridir.

2020 dergisi Antioxidants’tan kapsamlı bir inceleme, son bulguların, üzüm resveratrolünün, serbest radikal bir temizleyici ve şelatlama maddesi (ağır metal iyonlarını bağlayan ve uzaklaştıran bir bileşik) olarak çalışması yoluyla yaşlanma karşıtı üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini kaydetti.

Peki bu “olağanüstü” yaşlanma karşıtı bileşiği diyetinize nasıl ekleyebilirsiniz?

En sık ve incelenen resveratrol kaynağı üzümdür, ancak kızılcık, yaban mersini ve erik meyvesinde de bulunabilir.

Tüketebilecek olanlar için, kırmızı şarapta da önemli miktarda resveratrol vardır, bu da polifenoller ve yaşlanma karşıtı alanda merak konusu olmaya devam etmektedir.

Curcumin

Kurkumin, zerdeçal kökünden izole edilen biyoaktif bir bileşiktir ve hem yaşlanma karşıtı hem de cilt rahatsızlıkları üzerine yapılan araştırmalar dünyasında büyük ilgi görmüştür ve Amazon’da en çok satan takviyeler arasındadır. 

Güçlü anti-inflamatuar kapasitesi ile ünlüdür, bu da cilt sağlığı için faydalı olduğu düşünülmesinin başlıca nedenlerinden biridir.Bu anti-enflamatuar potansiyele ek olarak, kurkumin ayrıca güçlü antioksidatif ve antibakteriyel özelliklere sahiptir ve bu da onu besinsel bir yaşlanma karşıtı rejim için tescilli bir bileşen olarak kabul edilmesine yol açmıştır.

2019 randomize bir denemede, araştırmacılar 47 sağlıklı katılımcıya zerdeçal özü verdiler ve yüz suyu içeriğinde ve hyaluronik asit üretiminde önemli bir artış gördüler, zerdeçalı “etkili bir nemlendirici ajan” olarak kabul ettiler ve ayrıca kurkuminin yaşlanan cildin neden olduğu kuruluğu azaltma potansiyeline sahip olduğunu öne sürdüler.Aynı çalışma, zerdeçal müdahalesi yapılan deneklerin, plasebo grubuna kıyasla inflamasyon belirteçlerinde ve UVB’nin neden olduğu güneş yanığı hücrelerinde önemli bir inhibisyon gördüğünü de gözlemledi.

Kurkumin zerdeçal kökünde bulunduğundan, onu tüketmenin en yaygın yolları toz,kapsül ya da likit olarak emilimini artıran patentli formda supplementler şeklinde alınabilir. (smoothie’lere veya “altın süt” lattelerine de toz zerdeçalı ekleyebiliriz) 

Yeşil Çay Polifenolleri 

Polifenol trenine devam edersek, cilt yaşlanmasını etkileyebilecek bir sonraki polifenol sınıfı, olarak da bilinen yeşil çayda bulunan bileşiklerdir.

Yeşil çayın yapraklarında bulunur ve dört ana polifenol içerir: epikateşin (EC), epikateşin gallat (EKG), epigallokateşin (EGC) ve epigallokateşin gallat (EGCG).

2021 Nutrients dergisinde gözden geçirilen umut verici bir çalışma, Polifenollerin, UVB radyasyonunun neden olduğu cilt yaşlanması semptomlarını hafifletme yeteneğine sahip olduğu sonucuna varmıştır.Aynı dergi tarafından vurgulanan bir başka çalışma, randomize bir çalışmada 40 kadına yeşil çay polifenol oral takviyeleri verdi ve almayanlara (plasebo grubu) kıyasla cilt elastikiyetinde önemli bir artış buldu.

Polifenollerin cilt yaşlanması üzerindeki etkilerini gerçekten tanımlamak için insanlarda daha uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç duyulurken, mevcut araştırmalar beni diyetinize yeşil çayın dahil edilmesinin yaşlanma karşıtı ve cilt sağlığı üzerinde olumlu etkileri olacağı konusunda umutlu bırakıyor.

Açıkça belirtmek gerekirse, yeşil çay polifenollerini yeşil çay içerek tüketebilirsiniz ancak matcha tozunun daha az çalışılmış olmasına rağmen, geleneksel yeşil çaydan daha yüksek miktarda polifenollere sahip olduğunu da belirtmekte fayda var.

Bu diyet bileşenleri, oksidatif stresi azaltarak ve iltihabı azaltarak ve dolayısıyla cildinizin yapısını ve bütünlüğünü koruyarak cilt yaşlanmasını geciktirme potansiyeline sahip gibi görünmektedir.Cilt bakımı rutininizin bir parçası olarak beslenmeden yararlanmak istiyorsanız, artık bunu yapacak araçlara sahip olduğumuzu da söylemek isterim.

Greyfurt ve Biberiye özleri

Akdeniz çevresindeki bitki örtüsü, kendilerini ultraviyole ışınlarına karşı korumak için binlerce yıl boyunca karmaşık bir dizi savunma mekanizması geliştirmiştir. Araştırmalar, turunçgiller ve biberiyenin güçlü güneş ışığının etkilerine en iyi şekilde dayanabildiğini göstermiştir. Greyfurt ve biberiye özleri, antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahip olduğu gösterilen flavonoidler ve polifenoller içerir. Birleştirildiğinde, çalışmalar potansiyel foto-koruyucu etkiler sergilediklerini göstermiştir. UV hasarından cildin korunmasını desteklemeye, güneşe maruz kaldıktan sonra kızarıklığı ve inflamasyonu azaltmaya ve cilt elastikiyetini, onarımını ve yenilenmesini desteklemeye yardımcı olabilirler. 

Diğer cilt sağlığı besin destekleri:

  • Çinko, cilt onarımını, kolajen sentezini destekler, antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahiptir ve UV ışınlarına karşı koruma sağlar.
  • Biotin, sağlıklı cilt ve saçı korumak için gerekli bir vitamindir.
  • A vitamini cilt hücresi yenilenmesini ve onarımını destekler, kollajeni uyarır ve normal pigmentasyon için gereklidir.
  • B2 ve B3 vitaminleri cilt sağlığını ve esnekliğini destekler, kızarıklık ve inflamasyonu azaltır.
  • Selenyum, cildi oksidatif hasardan koruyan bir antioksidan görevi görür.
  • E vitamini, serbest radikalleri nötralize etmeye ve hücre zarlarını UV hasarından korumaya yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.
  • Bakır, kollajen üretimini ve normal cilt pigmentasyonunun korunmasını destekler.
  • Melanin sentezinde yer alan bir amino asit olan L-Tirozin ayrıca normal pigmentasyonu destekler ve UV hasarına karşı korur.

Gökkuşağını Tam anlamıyla Yiyelim: Antioksidan Açısından En Zengin Yiyecekler

Ortalama bir beslenme içeriğinde antioksidanlara en çok katkıda bulunanlar çay, diyet takviyeleri, meyve ve meyve suları olma eğilimindedir – sebzeler sınırlı tüketimlerinin bir sonucu olarak çok sınırlı miktarda katkıda bulunur.

Genel olarak konuşursak, daha yüksek meyve ve sebze alımı, yüksek antioksidan alımı için birincil belirteçtir, bu özellikle mor, kırmızı veya mavi renkli tüm meyveler / sebzeler için geçerlidir.

BMC Nutrition Journal 2019’dan porsiyon başına en fazla antioksidan sunan öğelere bazı örnekler:

Otlar / Baharatlar – Tarçın, karanfil, yenibahar, kekik, fesleğen

Meyve– Her türlü berry meyvesi (özellikle siyah/mavi), nar, erik

Sebze– Pancar, lahana,kırmızı biber, enginar, dolmalık biber, ıspanak, kuşkonmaz

İçecekler– Kahve, Yeşil Çay, %100 portakal,havuç suyu

Yağlı tohumlar–Ceviz, fındık, antep fıstığı,keten tohumu, çörek otu

Bakliyat– Kırmızı barbunya, siyah fasulye

Ve diğer olarak- Bitter Çikolata, zeytinyağı

Bulgular, günlük oral avokado tüketiminin sağlıklı kadınlarda yüz derisinin elastikiyetini ve sıkılığını artırabileceğini düşündürmektedir.

Daha iyi bir cilt sağlığı için beslenme radarınızdaysa, yukarıdaki listedeki yiyeceklerin dahil edilmesini düşünmenizi şiddetle tavsiye edebilirim.

Daha Uzun Yaşamak İçin Daha Fazla Flavonoid Zengin Yiyecekler Yiyin diye de bahsedebiliriz. Nedenine gelecek olursak…

Flavonoidler, Diyet İnflamatuar İndeksi [DII] tarafından derecelendirildiği gibi, var olan en güçlü anti-enflamatuar bileşikler arasında kabul edilen antioksidan ailesidir.

Bunlar onları anında ilgi çekici hale getiriyor, ancak yakın zamanda yayınlanan Journal Of Translational Medicine’den çıkan çalışma, 30 + kan biyobelirteçleri kullanılarak hesaplanan biyolojik yaşlanmanın, en çok flavonoid zengin yiyecekleri yiyen insanlarda en düşük olduğunu bulmuşlardır.Bu üzerinde durulabilecek değerli bir bilgi.

Daha İyi Yaşamak İçin Daha Fazla Flavonoid Açısından Zengin Yiyecekler Yiyin

Flavonoid açısından zengin gıdaların dahil edilmesinin zihinsel sağlığı iyileştirebileceğini gösteren kanıtlar var.Toplam 2788 katılımcıyı içeren 36 klinik çalışmanın meta-analizi, flavonoidlerin depresif belirtiler üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi gösterdi.

Çok sayıda gözlemsel çalışma, daha fazla flavonoid açısından zengin gıdalar tüketen bireylerin, özellikle kardiyovasküler hastalık ve kanser olmak üzere ölüm / hastalık riskinin daha düşük olduğunu göstermiştir.

“Bu bulgular, özellikle sigara içenlerde ve yüksek alkol tüketicilerinde flavonoid açısından zengin gıdaların alımını artırmaya yönelik öneriler yoluyla ölüm oranını azaltma potansiyelini vurgulamaktadır.”

Bilişsel Gerilemeyi Yavaşlatmak İçin Daha Fazla Flavonoid Zengin Gıdalar Yiyin

Bu ayın başlarında yayınlanan bir çalışmada, daha yüksek flavonoid alımına sahip yaşlı yetişkinlerin (60+), 7 yıllık bir çalışma süresi boyunca yaşlandıkça daha iyi bilişsel işlev ve hafızayı korudukları gösterildi.

Toplam flavonollerin ve çeşitli flavonol bileşenlerinin etnik alımları, küresel bilişte daha yavaş düşüş ve yaşlılıkla birlikte çoklu bilişsel yeteneklerle ilişkili olabilir.

Cilt Yaşlanmasını Yavaşlatmak İçin Daha Fazla Flavonoid Zengin Gıdalar Yiyin

Cilt yaşlanması, görünümü ve kırışıklık oluşumu, zaman içinde kişinin diyet seçimleriyle önemli ölçüde ilişkilidir ve flavonoidler cildin gençliğini ve canlılığını korumak için önemli adaylar olarak ortaya çıkmaktadır.

“Flavonoidlerin, belirli hücresel yolları hedefleyerek cilt görünümünün ve işlevinin yaşlanmaya bağlı bozulmasını yavaşlatabileceğini veya hatta önleyebileceğini gösteren artan kanıtlar var”

Her gün flavonoidlerin her bir alt grubundan en az bir yiyecek yiyebilir misiniz?

Soğan,Lahana,Brokoli,Yeşilçay,Kakao,Elma,Maydanoz,Kereviz,Papatya,Turunçgiller,Limon,Greyfurt,Soya fasülyesi,soya peyniri ya da tempeh, yaban mersini,böğürtlen,kiraz vb. gıdaları sıralayabiliriz.

Cilt Elastikiyetinde İyileşme

Dermisimizdeki kollajen lifleri cilt elastikiyeti veya cildimizin gerilmesi ve yerine “geri dönmesi” yeteneği ile ilgilidir.

Cilt elastikiyetinin kaybı, kırışıklıklar, kuruluk, tahrişe yatkınlık ve doku dahil olmak üzere cesaret kırıcı erken yaşlanma belirtileri ile ilişkilidir.2019 ve 2020’de yapılan çok sayıda kontrollü çalışma, hidrolize kolajen takviyesinin, 4-12 hafta sonra kadın örneklerinde cilt elastikiyetini önemli ölçüde iyileştirdiği sonucuna varmıştır.Ek olarak, 2018 dergisi Nutrition Research’te yayınlanan bir araştırma, 30, 60 ve 90 günlük kolajen takviyesi ile cilt elastikiyetinde %40’lık bir iyileşme gözlemledi ve bu da özellikle daha uzun kullanım sürelerinin elastikiyet parametrelerini katlanarak iyileştirebileceğini düşündürdü.

Kırışıklıklarda Azalma

Hem cilt hidrasyon eksikliği hem de cilt elastikiyetindeki azalma, cilt sağlığı alanında popüler bir düşman olduğunu bildiğimiz ince çizgilerin ve kırışıklıkların oluşumuna katkıda bulunur.

Kollajenin oral takviyesi, kırışıklıkların görünümünü azaltmada ve cilt dokusunu iyileştirmede, ağırlıklı olarak kan dolaşımındaki kollajen dolaşımına bağlı olarak, normal topikal ilaçlarınızdan daha etkili olabilir.2020 Journal of Cosmetic Dermatology’de yayınlanan randomize kontrollü bir çalışma, 12 hafta boyunca hidrolize kolajen takviyesi yapıldığında kırışıklıklarda %35’lik bir azalma gördü.Ek olarak, kolajen takviyesi ile ilgili diğer birçok çalışma, kolajen takviyesi yapmayan gruba kıyasla cildin görsel görünümünde önemli bir fark dahil olmak üzere cilt kırışıklıklarında bir azalma olduğu sonucuna varmıştır.Minimum risk veya olumsuz yan etki ile günlük rutininize bir kolajen takviyesi eklemek, cilt sağlığını, yapısını ve işlevini iyileştirmek için etkili bir strateji olabilir.

Cildinize iyi bakarak yaz sezonunu kapattığınız harika bir ay dilerim.

KADINLARIN CİNSEL SAĞLIK VE ÜREME SAĞLIĞI EĞİTİMİNDE DİJİTALLEŞMENİN ÖNEMİ
MUTLULUĞUMUZ BAKTERİLERİMİZE BAĞLI…
DEĞİŞİMİ YAKALAMAK
Piyasada Bulunmayan İlaçlar Sorunu Çözülmeli!
EDHEM PERTEV BEY GÜNÜ
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Whatsapp Whatsapp LinkedIn Eposta Linki kopyala Yazdırın
Önceki yazı MESLEKİ PUSULAMIZ
Sonraki yazı OYUNUN KURALI: EN İYİ ECZANE HANGİSİ? EN İYİ ECZACI KİM?
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni eklenen haberler

ARBUTİN
Yazarlar
28 Eylül 2025
TAKVİYE 5.0: YAPAY ZEKA VE HÜCRESEL TARIMIN KESİŞİMİ
Yazarlar
27 Eylül 2025
OYUNUN KURALI: EN İYİ ECZANE HANGİSİ? EN İYİ ECZACI KİM?
Yazarlar
27 Eylül 2025
MESLEKİ PUSULAMIZ
Yazarlar
26 Eylül 2025
Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde Yapılan Düzenlemeler Hakkında SGK Duyuru Yayımladı
Haberler
25 Eylül 2025

Eczacı Dergisi Kurumsal

İmtiyaz Sahibi: Meral Günay Öztürk
Yayıncı Kuruluş: Novi Medya Merkezi İletişim ve Yayıncılık A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Çetin Öztürk
Grafik Tasarım: Filiz Erdem
Editör: Songül Türe
Pazarlama Yönetmeni: Kübra Yeşildirek
Dijital Pazarlama Yönetmeni: Tuğba Taylan
Muhabir: Kemal Genç

Ad imageAd image

Gizlilik ve Çerez Politikası | KVKK Aydınlatma Metni | Kullanıcı Sözleşmesi

İletişim Bilgileri

A: Eski Büyükdere Caddesi
Maslak İş Merkezi No:37 Kat: 5
Maslak/İstanbul
T: (0212) 256 67 67
F: (0212) 256 34 33
E: eczaci@eczacidergisi.com

Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Takip edin
© 2024 Eczacı Dergisi - Web sayfalarında yer alan tüm bilgi, döküman, fotoğraf, video, görüntü, metin, vb. herhangi bir içerik izin alınmadan kullanılamaz. Tüm hakları saklıdır.
adbanner
Hoşgeldiniz

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifre hatırlatma