Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası ve Çerezler'nı ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
Arayın
Entertainment
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi - Tüm hakları saklıdır.
Okunan: SADECE DEVAM ET
Giriş yapın
Bildirimler Daha göster
Font büyütücüAa
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Font büyütücüAa
Arayın
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Röportajlar
  • Yazarlar
  • Dergilik
  • İletişim
Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın
Takip edin
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi. Tüm hakları saklıdır.
Eczacı Dergisi > Yazılar > Yazarlar > SADECE DEVAM ET
Yazarlar

SADECE DEVAM ET

Uzm. Ecz. Sinem Güngör Bayar
Yazar Uzm. Ecz. Sinem Güngör Bayar
24 Ağustos 2025
Yazarlar
493 görüntüleme

Bütün kimyasal reaksiyonların katalizöre ihtiyacı vardır..

O kitaba ilk Aşti giden yolcu katında rastladım, sene 2006. Aşti’de üst katta, içerideki alanda köşede birkaç kitapçı vardı o zamanlar. Bir tarafı dini kitaplar, bir tarafı popüler komplo teorileri, bir tarafı astroloji ve aşk romanları, bir tarafı da kişisel gelişim; dil öğrenme, öğrendiklerini aklında tutma, hızlı okuma gibi şeylerdi. Tarafımı seçtim ve kişisel gelişim ve öğrenme alanında kitapların önüne dikildim. Terminallere, havaalanlarına, eğitimlere hep erken giderim. Birincisi geç kalmamak için, geç kalmaktan nefret ediyorum, kendime göre sebeplerim var. İkincisi, oradaki ortamı deneyimlemek iyi gelir bana. Mesela bir eğitime mi yazıldım hafta sonu için, 10:00 da başlayan eğitim için 9:30 da orada olurum, salonda bir kahve içerim, salondaki bana göre en iyi yere otururum, o salonla bütünleşmek ve oraya ilk gelen insan olmak beni ev sahibi yapar; kendimi daha güvende hissederim. Güvende hissetmek önemlidir öğrenme için.  Böyle bir günde gördüm onu, beni etkileyen ve sonraki 4-5 yılımı şekillendirecek olan kitabı; Avucunuzdaki Kelebek. Ahmet Şerif İzgören (sonradan kendisine Şerif Hoca diyecektim). Kelebekli kitap bitince, süpermenli ve hortumlu kitabı da okudum hemen, okudum da denmez, içmiş yutmuş falan olabilirim. Burada önemli olan kitap değil, Şerif hocaydı. Bütün kitaplarını aldım. Hepsini çok kısa bir sürede bitirdim. Kolay okunuyor, okurken düşündürüyor, eğlendiriyor hatta kahkaha attırıyordu..Okurken iyi hissediyordum ve kendime inanıyordum. Anafikir : Hayatın senin elinde.Sonra Mümin Sekman’ın kitaplarıyla tanıştım. Sene 2007. Onun atalet kitabıyla başladım  ve sonra malum, tüm seriyi aldım. Ben kitap okumuyor yazar okuyordum bu çok netti. Mümin Sekman’ın ‘’Her Şey Seninle Başlar’’ kitabına tek teklimeyle bayıldım.Vuruldum. Aşık oldum. Kitaba aşık olunur mu demeyin, olunuyor. Bu kitaptan 10 tane falan aldım. Eczanedeki personele ve o sıradaki stajyerime hediye ettim. Bendeki etki onlarda da olacak zannı ve iyi niyetiyle. Hatta bir keresinde Dikili’de akşam gümüşçüleri halamla gezerken, ikinci el kitap satan bir ablayla kitaplar hakkında konuşurken, tuttum kadına çantamdan çıkarıp bu kitabı hediye ettim, halam şaşkın gözlerle bana bakıyordu , inanamıştı. O zaman bize de hediye etsene kızım demişti. Halamın okumayacağını biliyordum ama ona da hediye ettim bir tane. Kitap gerçekten de valizimde fazla fazla vardı, o sıralarda Ankara İzmir yolculuklarımı uçakla değil de  otobüs şirketlerinin en iyileriyle yapıyordum, otobüste yanımda kim varsa ona kitap hediye ediyordum, ya da Ankara içinde metroyla bir yere giderken de koltukta bırakıyordum, artık kimin nasibiyse alsın diye. Çok uğraşıyordum iyi biri olmak için. Neyse , bu başka bir yazının konusu. Sonuçta “Her Şey Seninle Başlar” kitabını hediye ettiğim kimse kitaptan benim kadar etkilenmedi, sadece stajyerim , kitap iyi hissettiriyor abla dedi. Olabilir, herkes her şeyi beğenmek zorunda değil. Ama kitap daha sonra fenomen oldu, bir kült oldu.  Anafikir: Vazgeçme ve çözüm üretmeye odaklan.

2006’nın ilk baharıydı, klasik İzmir yolculuğum,  Ege üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ana bilim Dalı ziyaretim. Orada üniversiteden sınıf arkadaşlarım vardı, ikide bir onları darlıyordum. Eskipazar’da bunaldıkça kendimi Ankara’ya ve İzmir’e atıyordum. Arkadaşlarımın entelektüel bir ortamları vardı, benim gibi taşrada esnaflık yapmıyorlardı.  Kolojide (evet farmakoloji değil; koloji, öyleydi o) bir asistan ablamız “Ferrarisini Satan Bilge”kitabını önermişti. Bu kitabı alıp okuyuşum, Şerif hocadan sonraydı , ama öneriyi alışım ondan önceydi. Velhasıl o kitabı da çok beğendim ve yazarın tüm serisini aldım. Robin Sharma tam benim gibi bir insandı, sabahları erken kalkmayı seviyordu, küçük şeylerden mutlu oluyordu, çalışkandı ve çok geziyordu . Onun benim için zirve etkisi yapan kitabı ise “Sen Ölünce Kim Ağlar” ; o kitaptan da aldım birkaç tane, sevdiklerime hediye etmek için. Ama bu sefer temkinliydim, gerçekten kitap okumanın değerini bilenlere ve benimle aynı dili konuşanlara verecektim . Öyle de yaptım ve bu kitabı hediye ettiğim insanlar bir önceki ekipten farklı olarak, okudular ve beğendiler. Kitap küçük küçük önerilerde bulunarak, önce günlük hayatı sonra da hayatın tamamını iyileştirmeyi hedefliyordu ve çok çok tutarlıydı, işe yarıyordu , hala bazen çantama atar, heryerini ezbere bilmeme rağmen, rastgele açıp okurum. Anafikir: Küçük şeyler önemlidir ve hayat güzelir.

Ahmet Şerif İzgören, Mümin Sekman ve Robin Sharma ile tanışan ben; bu yazarların tüm kitaplarını aldım ve tamamını kısa sürede bitirdim. Hayata dair umudum, yapacak bir sürü şeyim olmuştu. Önceden boş zamanımda ne yapacağımı bilemeyen ben şimdi zamanı yetiştiremiyordum. Freni patlamış kamyon gibi durmadan okudum okudum okudum. Serilerin tamamını bitirdiğim için en beğendiklerimi tekrar tekrar okudum. O sırada roman okumayı da dizi izlemekten hiç bir farkı yok diye aşağılıyor, insanların neden roman okuduğunu bir türlü anlayamıyordum (ah Sinem ah). Kitap okunacaksa bir şeyler öğrendiğimiz, bizi geliştiren, büyüten, işimizde kullanılabilen deneyimler okunmalıydı, kişisel gelişim ve iş kitapları dışındakiler zaman kaybıydı. Daha sonra kimi keşfettim dersiniz ? Nil Gün.Sene 2009 falan.  İlk nerede nasıl karşılaştığımızı hatırlamıyorum. Onu da çok beğendim ve tahmin ettiğiniz üzere yeşil kapaklı tüm Kural Dışı yayını (Nil Gün ve eşi Saim Koç’un kendi yayınevleri ) kitaplarını ve ses kayıtlarını da satın aldım , hızla okudum , dinledim, bitirdim. O zamanlar Ipod yeni çıkmıştı ve Nil Gün’ün uzun ses kayıtları tamamı bile iPod’a sığmıştı. Apple, yeni yeni palazlanıyordu, henüz kimsede iPhone yoktu.Steve Jobs ipodu tanıtırken, aya gidip gelseniz bile yolda dineyecek kadar şarkı sığıyor demişti. Nil Gün’de favori kitabım; Özsaygı idi. Anafikir: kendinle olan ilişkin tüm ilişkilerin temelidir. 

Üşenmiyordum, ertelemiyordum, vazgeçmiyordum. 

Tüm eğitimler, ses kayıtları ve kitapları okuyup, çiğnediğim, içtiğim zamanlardı . Artık bunlar yetmiyordu ve daha fazlasını istiyordum . Ankara’da Ahmet Şerif İzgören’in kurduğu , İzgören Akademi’ye, ilgim çeken ilk eğitime kaydımı yaptırdım, ardında da eğitmenlik eğitimine. Insan bu kitapları ve eğitimleri alınca şöyle bir şey oluyor; inanılmaz iyi hissediyorsunuz, ve ne iş yaparsanız yağın, sanki ikinci bir meslek öğreniyorsunuz; hikaye anlatıcılığı ; özü bu.Özellikle eğitimlerin (o zamanlar online eğitim yoktu) yeni insanlarla tanışmak gibi , farklı ortamlara girmek gibi, öğrenciliği tekrar tekrar deneyimlemek gibi şahane artılar vardı .Bulduğum ilgimi çeken tüm eğitimlere (Ankara, İstanbul, İzmir’de oluyordu bunlar ) gittim, yeni insanlar tanıdım ve yeni şeyler öğrendim. Eğitimler de iyi hissetmenin, sosyalleşmenin, yeni yerler ve insanlar keşfetmenin bir yoluydu, o salonlarda öğrendiğim de yanıma kar kalıyordu . Sürekli olarak okuyordum, seyahat ediyordum, öğreniyordum (evet ben bir yay burcuyum).

En sonunda, eğitim salonlarında öğrenci bölümünde değil de kürsüde, kitaplarda da yazan konumunda buldum kendimi. Mesleki deneyimlerimden, eczane mesaisinden ve okuyup, gezip öğrendiklerimden anlatacağım çok şeyim olduğu için, anlatmak ve öğretmek istiyordum. Eczane mesaisi öyle bir deneyim ki, her türlü insanla karşılaşıp sohbet edebiliyorsunuz : onlar sizden ilaç alıyor siz onlardan hayatı öğreniyorsunuz, öyle bir yer eczane. Aşkım benim. (Benim en büyük öğretmenim, kıymetlim, eczanemdir ).Artık kürsü tarafına ve yazan tarafına geçmek isteyince şunu farkettim : aslında çok şey bildiğimi zannedip hiç bir şey bilmiyordum. Daha öğrenecek çok şeyim, gidilecek çok yolum, yiyecek kırık fırın ekmeğim vardı . Devam ettim. 

Okuyordum, yazıyordum, öğreniyordum. 

Üşenmiyor, ertelemiyor, vazgeçmiyordum.

 Dergilere yazdığım makaleler kitap olmuştu, o zaman dedim yazmayı da usülünce öğreneyim. Bir yazarlık atölyesine başladım, oradaki insanlar benden farklı olarak başarılı olmak için değil, işte yükselmek için değil, öğrenmeyi kafayı taktıkları için değil, sadece edebiyatın tadına varmak için okuyorlardı. Dünya klasikleri, Türk edebiyatı klasikleri, Nobel edebiyat ödülü alan yazarlar… Sadece keyif almak, sadece deneyimin zirvesi olduğu için okuyorlardı. Tatmin edici bir yaşam sürmek için benim gibi işkolik, kitapkolik, eğitimkolik olmaya gerek yoktu, kendini bilip anlamaya gerek vardı .Hayat deneyimi hakkında düşünmeye ve başka insanların da desteğine ihtiyaç vardı . İnsanlarla dost ve arkadaş olduğunuzda, onlardan da  çok şey öğreniyordunuz, belki eğitimlerden de fazla. (bu cümleyi tam bu şekliyle Şerif hoca ifade etmişti aslında, ben o zaman anlamamışım ) .

Kitaplardan bahsetmişken; 2014 yılında karşıma çıkan “Hayatı Yeniden Keşfedin” kitabından bahsetmeden geçemem. O da bir mihenk taşıdır, psikoloğa gitmiş gibi; kendi üzerinizde çalışırsınız. Sizi yeniden şekillendirir ve hayata hazırlar. Candır. Anafikir: Hislerin gerçeği yansıtmayabilir, içinde kaybolma, daha objektif bir yerden bak, onaracaksın.

Benim katalizörüm; gezmek, okumak, yazmak, yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, deneyimlerden öğrenmek. Benim katalizörüm  yolda olma deneyimi, öğrenme deneyimi. Öğrenmenin kaynağı değişebilir ;eczane, iş kitapları, romanlar, motivasyon ve psikoloji kitapları, eğitimler, insanlar, hastalar, arkadaşlar….Farketmez. Ama öğrenme deneyiminin kendisi değişmeyecek, o sabit. O, denklemin sabiti. O, oyun kurucu.

  Öğrenmezsek bırakın ilerlemeyi; yerimizde bile sayamıyoruz, geriye düşüyoruz. Hızdan bahsetmiyorum ama, yanlış anlaşılmasın, yavaş da olsa devam etmekten bahsediyorum. Bir spor salonunun girişinde görmüştüm ilk o cümleyi, sonra benim sloganım oldu; 

“just keep going” (Sadece devam et)

Sadece devam et . 

Sen devam et, adımlar seni bir yere götürecek.

Sen yürümeye başla, aklın ayaklarına yetişecek. 

Sen yazmaya başla, aklın ellerine yetişecek. 

Sen, sen olmaya başla, aklın kalbine yetişecek. 

Sen dene, onlar yaptın zannedecek. 

SOFOSBUVİR: KRONİK HEPATİT C ENFEKSİYONU İÇİN YENİ BİR TEDAVİ SEÇENEĞİ
85 Milyon Vatandaş GSS Kapsamında
LONGEVİTY VE ECZACILIK
Kâğıt Reçetelerde Nelere Dikkat Etmeli?
2035’TE NE YİYECEĞİZ? GELECEĞİN GIDALARI VE TAKVİYE ÇAĞI.
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Whatsapp Whatsapp LinkedIn Eposta Linki kopyala Yazdırın
Önceki yazı YAŞLANMAYI DURDURMAK ZOR DEĞİL, AMA…..
Sonraki yazı SAĞLIKLA İLGİLİ SON TORBA YASADA YER ALAN ECZANELERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni eklenen haberler

ARBUTİN
Yazarlar
28 Eylül 2025
TAKVİYE 5.0: YAPAY ZEKA VE HÜCRESEL TARIMIN KESİŞİMİ
Yazarlar
27 Eylül 2025
OYUNUN KURALI: EN İYİ ECZANE HANGİSİ? EN İYİ ECZACI KİM?
Yazarlar
27 Eylül 2025
YAZIN GÜNEŞTEN ZARAR GÖREN CİLDİMİZİ İÇTEN DESTEKLEYECEK ÖNERİLER
Yazarlar
26 Eylül 2025
MESLEKİ PUSULAMIZ
Yazarlar
26 Eylül 2025

Eczacı Dergisi Kurumsal

İmtiyaz Sahibi: Meral Günay Öztürk
Yayıncı Kuruluş: Novi Medya Merkezi İletişim ve Yayıncılık A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Çetin Öztürk
Grafik Tasarım: Filiz Erdem
Editör: Songül Türe
Pazarlama Yönetmeni: Kübra Yeşildirek
Dijital Pazarlama Yönetmeni: Tuğba Taylan
Muhabir: Kemal Genç

Ad imageAd image

Gizlilik ve Çerez Politikası | KVKK Aydınlatma Metni | Kullanıcı Sözleşmesi

İletişim Bilgileri

A: Eski Büyükdere Caddesi
Maslak İş Merkezi No:37 Kat: 5
Maslak/İstanbul
T: (0212) 256 67 67
F: (0212) 256 34 33
E: eczaci@eczacidergisi.com

Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Takip edin
© 2024 Eczacı Dergisi - Web sayfalarında yer alan tüm bilgi, döküman, fotoğraf, video, görüntü, metin, vb. herhangi bir içerik izin alınmadan kullanılamaz. Tüm hakları saklıdır.
adbanner
Hoşgeldiniz

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifre hatırlatma