Tekirdağ Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tolga Mumcu Çetinkaya dergimize yaptığı özel açıklamada eczacılığın geleceği, sektörün güncel durumu, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini anlattı.
Demokrasi, Adalet ve Eşitlik Temennisi
Öncelikle değerli Eczacı Dergisi ve okurlarına güzel günler ve güzel yarınlar dileyerek başlamak isterim. Demokrasinin, adaletin ve eğitimin gerçek anlamda hissedildiği, her yurttaşın eşit haklara sahip olduğu bir gelecek diliyorum.
Ekonomik Sorunlar Mesleği Tehdit Ediyor
Ülkemizin içinden geçtiği ekonomik sıkıntılar, diğer tüm vatandaşlar gibi biz eczacıları da fazlasıyla etkilemektedir. Aslında en önemli sorunumuzun ekonomi olduğunu görmekteyiz. Yıldan yıla giderlerin %100’den fazla arttığı ülkemizde, yaşam şartlarına bakıldığında en önemli mesleki sorun ekonomik yük olmaya devam etmektedir. Ekonomi, sosyal ve aile hayatıyla birlikte mesleki hayatı da iç içe geçiren bir unsurdur.
1997’den beri bu mesleğin içinde olan biri olarak, eczacılığın sorunlarının çözülmemekle kalmayıp her geçen gün yenilerinin eklendiğini görüyorum. Sorunlar çözülmüyor ve daha da artıyorsa, burada ciddi bir değerlendirme yapmak gerekiyor. Deneyimlerimiz bize gösterdi ki ancak birlik olduğumuzda ve dik durduğumuzda bir şeyleri değiştirebiliyoruz.

Eczacılar Birlik Olmadan Gücünü Kullanamaz
Toplumları ve meslek gruplarını yöneten bazı kişiler, kendi çıkarları doğrultusunda grupları ayrıştırıp farklılaştırmakta ve idari hırslarına yenik düşmektedir. Bu durumun meslek alanımıza yansıması olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Yıllarca ötekileştirilen insanlar, zaman içinde samimi şekilde bir araya gelemez hale gelmiştir.
Mesleki Sorunlar ve Çözüm Bekleyen Konular
Ekonomik sorunların yanı sıra mesleki sorunlarımız da oldukça fazladır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Mesleki değersizleştirme
- İlaç Fiyat Kararnamesi
- Kamu kurum iskontoları
- İstihdam sorunları
- Kontrolsüz artan fakülte sayısı
- Emeklilik problemleri
- Kamuda çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları
- SGK protokolü
- Eczacı karlılığı
- İnternet üzerinden ilaç satışı
- Farmasötik bakım ve hasta takibi
- Sahte ilaç ve gıda takviyeleri
- Dermokozmetik ürünler
Eczacı, devlet tarafından desteklenmeyen ancak devlete destek veren bir kurum haline gelmiştir. Sağlık harcamalarının toplam yüzdesi artarken, ilaca ayrılan pay her geçen yıl azalmaktadır. Bu durum, artan eczacı sayısıyla birlikte, meslektaşlarımızın gelir payının daha da küçülmesine neden olmaktadır.
İlaç Fiyat Kararnamesi
Türkiye’de ilaç ve eczacılık sektörünün geleceği, ilacın sahibi olan eczacılarla paralellik göstermektedir. İlaç, halk sağlığı için stratejik bir ürün olup, eczacılar bu süreçte kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, 2009’dan bu yana uygulanan ilaç fiyat kararnamesi, halkın ilaca erişimini zorlaştırmakta ve sektördeki sıkıntıları artırmaktadır.
Dünyada çıkan yeni ilaçların yalnızca %5’i Türkiye’de ruhsatlanabilmektedir. Bu durumun en büyük nedeni, devletin ilaç fiyat kararnamesindeki hatalı uygulamalarda ısrar etmesidir. Ayrıca, etken maddelerin ve ambalaj ürünlerinin yurt dışından temin edilmesi, ilaç fiyatlarını daha da artırmaktadır.
İlaç fiyat kararnamesinin yılda sadece bir defa güncellenmesi gerektiği, ilaç üreticilerinin işini kolaylaştıracaktır. Mevcut durumda, ilaç yokluğu %15’in altına düşmemektedir. İlaç fiyatlarında yapılan güncellemeler, eczacıların karlılık oranlarını iyileştirmek için yeterli değildir. Bu nedenle, ilaç fiyat kararnamesinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Eczacıların Sahip Olduğu Güç
Eczacıların elinde aslında büyük bir güç vardır, fakat bunun farkında değiller.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) bünyesinde yer alan TEBEM İlaç, ruhsat sayısını artırdığı ve piyasayı domine edebildiği sürece eczacıları güçlendirecektir. Ancak bölgelerde yaptığımız toplantılarda, meslektaşlarımızın TEBEM’e ait müstahzarlarla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığını görmekteyiz. Benzer şekilde, kooperatiflerin kendi markalarıyla piyasaya hakim olması, mesleki birlikteliği güçlendirecektir.
E-Ticaret ve SGK Protokolü
Pandemi süreciyle birlikte e-ticaretin, özellikle OTC pazarının %27 büyüdüğünü gördük. Ancak meslektaşlarımız, etik açıdan doğru olmadığı gerekçesiyle bu pazarda yer almadı. Eczacılar olarak kendi içimizde bu konuları tartışıp doğru kanuni altyapıyı oluşturduğumuzda, halk sağlığını koruyarak bu alanı düzenleyebiliriz.
Yeni SGK protokolü sürecine girilmiştir. Ancak bu protokol sürecinin meslektaşlarımızın beklentilerini karşılamadığını düşünüyorum.
Sonuç: Birlik Olmazsak Kaybederiz Eczacılar olarak mesleğimizi korumak için birlik olmak zorundayız. Artık bahaneler yerine, bir araya gelip çözüm üretme zamanı gelmiştir. Eczacının sesini duyurmasının ve hak ettiği değeri kazanmasının tek yolu, birlikte hareket etmektir.