Beş dönem Malatya Eczacı Odası Başkanlığı yaptıktan sonra TEB Merkez Heyeti’ne seçilen Ecz. Tahir Özelçi, “TEB dinamik bir yapıya sahip olup mesleki sorunlarımıza karşı sürekli aksiyon almaya çalışmaktadır” diyerek gündem ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı…
Sayın Özelçi, önce sizi tanıyabilir miyiz? Mesleki geçmişiniz ve örgütsel faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
1969 Malatya doğumluyum. İlk ve orta öğrenimini Malatya’da tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden mezun oldum. Evli üç çocuk babasıyım. 1993 yılı Ocak ayında Hizmet Eczanesi’ni açtım ve halen faaliyetlerini devam ettiriyorum. Eczanemi açtıktan kısa bir süre sonra Malatya Eczacı Odası bünyesindeki faaliyetlere katılmaya başladım. İki dönem Yönetim Kurulu Üyeliği, iki dönem Genel Sekreterlik ve beş dönemde Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Bununla birlikte 2019 yılında gerçekleştirilen seçimde Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetine seçildim ve şu an görevime devam etmekteyim. Bu örgütsel faaliyetlere devam ederken 2018 yılında Marmara Üniversitesi Klinik Farmasi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisansımı tamamladım.
Eczane sahibi eczacıyken, düşündüklerinizi oda başkanı olduğunuzda gerçekleştirebildiniz mi? Eczacıların beklentileri ile Oda’ların faaliyetleri birbirini karşılıyor mu?
Oda Başkanlığım sırasında bir fiil sahada Eczanesinin başında Eczacılık faaliyetlerini yürüten bir Eczacı olarak karşılaştığım sorunları daha fazla analiz etme ve çözüm yolları üretme şansım oldu. Bu sorunların çoğu yerel bazda olduğundan çoğunu il içinde çözüme kavuşturmak mümkündü. Bizler Eczacı meslek grubu olarak sürekli kendini yenileyen bir yapıya sahip olduğumuzdan meslektaşlarımızda Eczacı Odalarından beklentileri artarak devam etmekte Bölge Eczacı Odası başkanları ve Yönetim Kurullarıda bu isteklere azami şekilde cevap vermeye gayret etmektedir.
Oda Başkanı olduğunuz dönemde mesleğin sorunlarına çözüm bulmak için yoğun çaba harcadığınızı biliyoruz. Merkez Heyetine seçildiniz. Sorunların çözümü için TEB’in faaliyetlerini yeterli buluyor musunuz?
Çatı örgütümüz olan Türk Eczacıları Birliği dinamik bir yapıya sahip olup mesleki sorunlarımıza karşı sürekli aksiyon almaya çalışmaktadır. Bir taraftan meslektaşlarının sahada rahat çalışma alanı bulabilmeleri için çözümler üretmekte diğer taraftan Devlet ve Bürokrasi ile gerekli diyalogları yürütmektedir. 54 Eczacı Odasından ve meslektaşlarından aldığı güçle onların haklarını menfaatlerini korumak için sürekli aktif bir çalışma temposu sergilenmektedir. Merkez Heyetine seçildikten sonra bu aktif çalışma temposuna bende katıldım. Merkez Heyeti Başkanım Erdoğan ÇOLAK ve Yönetim Kurulu ile birlikte iyi niyetle mesleki sorunlarımızın çözümü içim azami gayret sarf etmeye çabalıyoruz. Yeterli oluyor mu?! Elbette ki gönül ister ki daha fazlası daha iyisi ve daha güzeli olsun ama maalesef bazen şartlar buna yeterli olmuyor. Organik bağların %95’i devletle olan bir meslek grubu olarak diğer tüm ülke vatandaşları gibi Eczacılarımız da tam olarak taleplerimizin karşılığını alamamış olabilirler. Bu devlet hepimizin bu ülke sınırları içerisinde mesleğimizi sürdürebilmemiz için ülkemiz vatandaşları gibi bizimde fedakârlık yapmamız gerekebiliyor.
TEB’in rehber eczane projesi, mesleğin geleceği için ne derecede önemlidir. Rehber Eczane’lerin sayısını nasıl artırmayı planlıyorsunuz?
Tüm meslektaşlarımın bildiği gibi Türk Eczacıları Birliği bünyesinde Rehber Eczanem projesini yürütmekteyiz. Bu proje bizim için önemli bir proje neden önemli; çünkü yıllardır Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi bizimde devletimizden Meslek Hakkı talebimiz var. Bu talebin ete kemiğe bürünebilmesi için Eczanelerimizde Halk sağlığına yönelik faaliyetlerde bulunmamız yani 1.Basamak Sağlık Kuruluşu görevini yerine getirmemiz gerekiyor işte Rehber Eczanem projesi ile bunu hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Nitekim bölge Eczacı Odalarında daha fazla iştirakçı Eczane talep ederek bunu üst seviyelere taşımayı planlıyoruz.
50’nin üzerindeki eczacılık fakültesi ve verdikleri ihtiyaçtan fazla mezun sebebiyle, eczacıların gelecekte istihdam sorunu olacağı aşikar. TEB olarak bu konudaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Mesleğimizin kanayan sorunlarında biriside Eczacılık Fakültesi sayılarının sürekli artan bir grafik eğiliminde olmasıdır. İstihdam planlamasını yapılmadan yapılan bu artışlar işsiz Eczacı popülasyonuna neden olmakla birlikte mesleki eğitimdeki kaliteyi aşağı çekmektedir. Bunun için yapılması gereken yeni Eczacılık fakültelerinin açılmamasını sağlamak ve mevcut kontenjanları azaltmak olmalıdır. Bir tarafta hâlihazırda Eczacılarımıza yeni iş alanları açabilmek adına yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin insan sağlığına temas eden her alanda Eczacı çalıştırma zorunluluğu yüksek sesle dile getirilmelidir.
Sizce mesleğin en önemli sorunu nedir? Çözüm önerileriniz nelerdir?
Günümüzde mesleğimizin en önemli sorunu yeni bir Eczacılık modelinin ortaya konulmamasıdır. Nitekim 1954 yılındaki Eczacılık Yasa ve Mevzuatları ile bunu gerçekleştirmek pek mümkün görünmüyor. İlaç odaklı Eczacılıktan Hasta odaklı Eczacılığa geçiş için yeni yasal düzenlemeler ve mevzuatlar zorunlu hale gelmiştir. Kısacası Eczacılığın Kitabı yeniden yazılmalıdır.