Osmaniye Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet Yiğit Elkoca sorularımızı yanıtladı. Elkoca, ortaya konan her fikrin, verilecek her katkının çok önemli olduğunu vurguladı ve oda çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Özellikle bölgesel olarak eczacıların başlıca problemleri nelerdir? Çözüm için
neler yapılmalı?
Yerelde karşılaştığımız bölgemize özel problemleri ilgili kurum müdürlükleri ile (göç idaresi, cezaevi vs.) görüşerek çözme imkânı buluyoruz. Asıl önemli olanın merkezden çözülmesi gereken, tüm meslektaşlarımızı ilgilendiren ve artık zaman kaybetmeden halledilmesi kaçınılmaz olan problemler olduğunu düşünüyorum. Bunların en başında 2009 yılından beri güncellenmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi güncellenmesi ve kamuda hizmet veren meslektaşlarımızın çalışma şartları ile kurum içi ücret dağılımının dengesizliği
gelmektedir. Dünya sağlık örgütünün eczacılık için ‘ticari kaygıdan uzak olmalıdır’ ifadesinin
tersine her gün artan giderlerle ekonomik kaygılar bizi fazlasıyla yıpratmaktadır. Bir diğer
önemli sorunumuz sayıları hızla artan, plansız programsız açılan eczacılık fakülteleridir.
En son Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni kazanan meslektaş adaylarımızın,
fiziki alt yapı ve akademik kadro imkânsızlığı nedeniyle Gazi Üniversitesinde eğitim görmesini sağlayacak olan protokolle birlikte yeni fakültelerin durumu gözler önüne serilmiştir. Bunlar ve bunun gibi birçok problemin çözümü için, her ne kadar günümüz şartlarında bazı hakların alınması çok zor görünse de, birlik olarak pes etmeden doğru yol haritaları ile mücadeleye devam etmemiz gerekmektedir.
Pandemi dönemi hayatımızın her alanını etkiledi. Eczacılar bu durumdan
sizce nasıl etkilendi?
Yaklaşık yüz yıl önce görülen İspanyol gribi pandemisinden sonra başımıza gelen Covid-19 pandemisinden hem en çok etkilenen, hem de önemi daha iyi anlaşılan meslek gruplarından biriyiz. Pandeminin ikinci yılını geçirdiğimiz şu günlerde canla başla mücadele ederken, ülke genelinde 76 meslektaşımızı, 24 eczane teknisyenimizi ve 2 oda personelimizi kaybetmiş bulunmaktayız. Hepsini rahmetle anıyor ve daha fazla kayıp yaşamamamızı diliyorum. Biz de pandemi başlangıcında ilk şoku biran önce atlatarak, bölgemizdeki meslektaşlarımızın ve çalışma arkadaşlarımızın en az şekilde etkilenmesini sağlayacak refleksleri gösterme adına kriz masamızı oluşturarak çalışmalara başladık. İlk etapta teması en aza indirmek için oda işlemlerini uzaktan yapabileceğimiz onay sistemimizi kurduk. Belediye ile görüşerek eczanelerimizin düzenli olarak dezenfekte edilmesini sağladık. Meslektaşlarımıza o zamanlar tedarik sıkıntısı yaşanan maske, dezenfektan gibi koruyucu malzemelerden oluşan destek paketleri dağıttık. Zor şartlarda mücadele ederken sorumlusunun bizler olmadığı fiyat artışları ile ilgili, özellikle Ticaret İl Müdürlükleri arafından hiç hak etmediğimiz denetlemeler
ve cezalarla karşılaştığımız halde moralimizi yüksek tutarak hizmet vermeye devam ettik.
En kısa zamanda bu günlerin geride kaldığı, tamamen normalleştiğimiz, daha fazla kayıp
yaşamadığımız günlere gelmeyi temenni ediyorum.
Pandemi döneminde OTC ürünlerin önemi daha da arttı. Bu alanda eczacılara da danışmanlık anlamında önemli bir görev düşüyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Eczacılar bu alanda kendini sizce nasıl geliştirebilir?
Pandemi döneminde bağışıklık sistemi güçlendirici ürünler başta olmak üzere OTC ürünlerinin öneminin daha da arttığına kesinlikle katılıyorum. Özellikle yediğimiz
meyve ve sebzelerdeki vitamin ve mineral değerlerinin önceki yıllara göre düşmesiyle
vitamin ve mineral içeren OTC gruplarının önemi gün geçtikçe artmaktadır. İnsan
ömrünün uzamasıyla beraber kronik hastalıkların artması ve Covid gibi viral astalıkların daha sık görülmesiyle sebebiyle irçok bağışıklık güçlendirici, inflamasyon önleyici ve antioksidanlar ön plana çıkmaktadır. OTC ilaçların öneminin artması beraberinde
suiistimallerinde artmasına yol açmıştır. Özellikle internet satışlarındaki sahte ürünler
halk sağlığı açısından çok büyük tehlike oluşturmaktadır. Bu sebeple bu ürünlerin
eczane dışına çıkmasıyla, internet satışlarıyla etkin mücadele şarttır, unutulmamalıdır ki
‘eczane güvendir’. Dediğiniz gibi bizlere düşen çok önemli bir danışmanlık görevimiz var.
Bu görevi en iyi şekilde yapabilmek için de bilgilerimizi sürekli güncel tutmamız gerekiyor.
Biz ekip olarak meslek içi eğitimlere çok önem veriyoruz. Pandemi dönemi ile yaygınlaşan
uzaktan eğitim platformları aracılığıyla ve yüz yüze eğitimlerle her konuda sürekli değişen
gündemi yakalamaya çalışıyoruz ve yapmış olduğumuz planlar çerçevesinde eğitimlerimize
tüm hızıyla devam edeceğiz.
Oda olarak, önümüzdeki dönemde eğitim veya farklı proje planlarınız nelerdir? Kısaca bizimle paylaşabilir misiniz?
Belirtmiş olduğum gibi biz ekip olarak eğitime çok önem veriyoruz. İki yıllık yapmış
olduğumuz eğitim planlaması çerçevesinde özellikle Tebeşir platformunu kullanarak
değerli hocalarımızdan birçok eğitim aldık. Enfeksiyon hastalıkları, gebelik ve laktasyonda
ilaç kullanımı, çocuklarda ilaç kullanımı, hipertansiyon ve diyabette farmasötik bakım,
astım-koah, romatoid artrit eğitimlerimizi tamamladık. Bunun yanında kişisel verileri
koruma kanunu, eczane muhasebesi ve sut eğitimlerine devam etmekteyiz. Önümüzdeki
dönemde probiyotik-prebiotikler ve eczane yönetimi eğitimlerimizle takvimimize devam
edeceğiz. Eğitimin yanında diğer projelerimizle hayatın her alanına dokunmayı, oralarda
eczacı varlığını hissettirmeyi çok önemli buluyoruz. SMA hastası bebeklerimiz için
yardım kampanyası düzenleyerek, şehit yakınları için dönem dönem organizasyonlar
yaparak, belediyemiz ile çevre koruma adına atık ilaç protokolü imzalayarak, hayvan hakları
federasyonu Haytap ile projeler üreterek eczacılar olarak yanlarında olduğumuzu
gösteriyoruz. Odamızı dijitalleştirme projelerine de uzaktan onay sisteminden sonra
hastanelere yerleştirdiğimiz nöbet ekranları ile devam ediyoruz. Bu ekranlardan nöbet saatleri haricinde kamu spotu tarzı paylaşımlar yaparak farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Daha katılımcı bir anlayışla gençlik komisyonumuzu ve kamu eczacıları komisyonumuzu daha da aktifleştirerek güzel projelere imza atmayı hedefliyoruz.
Son olarak meslektaşlarınıza dergimiz aracılığıyla neler söylemek istersiniz?
Hepimiz için gittikçe zorlaşan hayat şartlarına, birini çözünce karşımıza on tanesi çıkan sorunlara rağmen karamsarlığa kapılmadan, elimizi taşın altına koyarak, ‘hayat problem çözmektir’ felsefesiyle birlikte çalışırsak aşamayacağımız engel olmadığını düşünüyorum. Ortaya konan her fikir, verilecek her katkı bizler için çok önemli. Bunun için oda birimlerinde, komisyonlarda çalışan meslektaşlarımıza, oda personellerimize ve eczanelerdeki değerli çalışma arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Değerli Eczacı Dergisi
çalışanlarımıza da başarılı işlerinin devamını diliyor, çok teşekkür ediyorum. Herkesi sevgi vesaygıyla selamlıyorum.
Osmaniye Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet Yiğit Elkoca Kimdir?
1981 Tokat doğumluyum. Babamın mesleği dolayısıyla ilk ve orta öğrenimimi Erzurum,
Denizli, K.K.T.C., Şanlıurfa illerinde ve lise öğrenimimi İstanbul Kartal Burak Bora Anadolu
Lisesi’nde tamamladıktan sonra, 2004 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden
mezun oldum. Askerliğimi Ankara’da yaptıktan sonra 2006 yılında Osmaniye’de serbest
eczacı olarak meslek hayatıma başladım. 2012 yılından bu yana Osmaniye Eczacı Odası’nda
saymanlık, genel sekreterlik ve ikinci başkanlık görevlerinde bulundum. Bu dönemde çok
çalışkan ve üretken ekip arkadaşlarımla birlikte Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmaktayım.