Bu yıl 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü, ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar, deprem felaketleri ve siyasal kutuplaşmalar içerisinde kutlayacağız. 14 Mayıs’a yaklaştığımız bu günlerde, mesleğimiz açısından yoğun bir gündem ile geçen son bir yılımızı irdelediğimizde, yaşadığımız önemli iki konunun, Büyük Eczacı Mitingi ve deprem olduğunu görüyoruz.
Enflasyon ile birlikte, eczane ekonomilerinin daha da kötüleşmesi, ilaç yokları ve kamudaki meslektaşlarımızın yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, birliğimizin öncülüğünde, “Eczacıya Hak Ettiği Değer Verilmelidir” diyerek, 27 Kasım 2022 tarihinde Büyük Eczacı Mitingi’ni gerçekleştirdik. Mitinge ek olarak müzakerenin de etkili olması ile birlikte, İlaç Fiyat Kararnamesi’nde üç kez düzenleme yapıldı ve böylelikle, 14 yıldır sürekli düşüş trendinde olan eczane ekonomilerinde, bir nebze olsun iyileştirmeye gidildi. Ancak bürokrasinin, biz eczacıları görmezden gelmesi ve sahadan uzak, empati kurmadan aldığı kararlar, eczacıların bürokrasi kaynaklı sıkıntılarını da devam ettirdi.
Örneğin;
İlgili otorite tarafından sıcaklık, nem ve tabela zorunluluğunun erteleneceği ve deaktivasyon sözü verildiği halde, bu sözler tutulmadı.
Hastanelerde -2. katta gözlerden uzak ortamlarda çalıştıklarından mıdır bilinmez, kamu eczacılarının sorunları yok sayıldı.
Nöbetçi eczanelerle ilgili değişiklik, “ben yaptım oldu” mantığıyla uygulandı.
Resmi olarak eczaneler, Birinci Basamak Sağlık Kuruluşu olarak geçtiği halde, eczanelerde yaşanan şiddet olayları görmezden gelindi.
Reçetesiz grip ilacı verdi diye ceza yazılan, ya da kanser hastasına bir kutu antiemetik ilaç verdi diye soruşturma geçiren meslektaşlarımız oldu.
Melatonin gibi kullanımında dikkat edilmesi gereken ve aslında ilaç olan etken maddenin ruhsat işlemleri bir anda Tarım Bakanlığı bünyesine aktarıldı.
Muvazaa komisyonlarının yapısı değiştirilerek eczacılıkta muvazaa, siyasetin pençesine bırakıldı.
6 ve 7 Şubat 2023 tarihlerinde yaşanan depremler ise tüm bu sıkıntılarımızın önüne geçti. Doğanın şiddetine, insanoğlunun açgözlülüğünün, denetimsizliğin, popülizmin de eklendiği büyük yıkım sonrasında, eczacılar olarak bölge halkı ile en çok empati kurabilen meslek grubu olduk. Depremde hayatını kaybeden meslektaşımız ve Adıyaman Eczacı Odamızın başkanı, çok değerli abim Ecz. Hüseyin Kemal Taş’ın, ailesi ile birlikte aramızdan ayrılması da bizleri derinden üzdü. Bu tür felaket dönemlerinde inisiyatif alabilmek çok önemlidir. İnisiyatif alamamak ise sizi geciktirir ve bu gecikmenin bedelini de insan hayatı ile ödersiniz. Eczacı Meslek Örgütü olarak, birliğimiz ve eczacı odalarımız önderliğinde biz eczacılar, kurduğumuz 26 sahra eczanesiyle, gönüllülerimizle, topladığımız ve de bağışladığımız ilaçlarla bu inisiyatifi alabildik ve bölgede en az ihtiyaç duyulan malzemenin de ilaç olmasını sağladık. Ancak yaptığımız bunca özveriye rağmen, yapmamız gereken son bir görev kaldığını da görüyoruz. Deprem nedeniyle yakınlarını kaybeden, evini, geçmişini, eczanesini ve de hayallerini enkaz altında bırakan yüzlerce meslektaşımız için, elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Türk Eczacıları Birliği’nin deprem nedeniyle eczanesi ağır hasar alan meslektaşımıza yaptığı yardıma ek olarak, eczanesi az ya da orta hasar alan meslektaşımız için de yardımda bulunabilmeliyiz. İşte bu nedenle, gelin hep birlikte, bu 14 Mayıs’ta, Eczacılık Günü coşkusunu yaşayamayan, deprem bölgesindeki meslektaşlarımıza, birliğimizin düzenlemiş olduğu “Eczacı İçin Birlikteyiz” yardım kampanyası ile destek olalım.
Bilimsel Eczacılığın 184. yıl dönümünde, 14 Mayıs Eczacılık Günü’nde, Türk Eczacıları Birliği, Eczacı Odaları ve de Eczacılar olarak, yaralarımızı birlikte sarmak için uğraş verelim.
Afyonkarahisar Eczacı Odası Başkanı Ecz. Alper Pehlivanlı