Denizli Eczacı Odası Başkanı Ecz. Hasan Hazer’i bu sayımızda konuk ettik. Hazer ile eczacıların sorunlarını ve pandeminin getirdiklerini konuştuk. Hazer, “Pandemi ile birlikte sağlıklı kalmak için verilen çabanın, hastalığı tedavi etmekten daha değerli ve akılcı bir yaklaşım olduğu anlaşıldı” dedi.
Pandemi döneminde her meslek zorluklar yaşadı. Eczacılar bu alanda en önde savaşan meslek gruplarından biriydi. Siz bu dönemde ne gibi zorluklar yaşadınız?
Modern çağın vebası diyebileceğimiz corona virüs pandemisi tüm dünyayı etkiledi. Ülkemizde de sağlık hizmet sunucuları hastalıktan korunmaya çalışarak hastalıkla mücadele etmek için çaba harcadılar. İnsanlık tarihi boyunca birçok salgın hastalık
yaşansa da bütün dünya alınan sosyal önlemlere adapte olmakta acemilikler ve zorluklar yaşadı. Eczaneler de hastaneler gibi çoğunlukla hastaların yoğun bulunduğu yerlerdi. Meslektaşlarımız bir yandan hastalarımıza ilaçlarını sunmak diğer yandan virüsün bulaşmasını en aza indirmek için yoğun çaba sarf etti. Sanırım biz eczacıların yaşadığı en büyük zorluklardan bir tanesi de buydu. Salgının ilk başladığı günden itibare tüm sağlık hizmet sunucuları gibi eczacılar da üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Bu süreçte İlimizde beş eczacı meslektaşımızı şehit verdik. Başta meslektaşlarımız olmak üzere salgınla mücadelede kaybettiğimiz tüm sağlık emekçilerini rahmet ve minnetle anıyorum.
Eczane eczacılığı enflasyonu diye bir kavram yıllardır hayatımızda. Ancak eczacılık
fakülteleri de açılmaya devam ediyor. Bu konuda sizce ne gibi çözümler üretilmeli?
Söz konusu kavram mesleğimizde olduğu gibi birçok meslek dalında ülkemizin yaşadığı bir
sorun; iktisatçıların ve sosyologların insan sermayesi ya da iş gücü olarak nitelediği, bir
ülkenin sahip olduğu insan kaynağı o ülkenin en değerli varlığı ve gücüdür. Bu değerli varlığı
akılcı kullanmak, bu gücü toplumun refah ve mutluluğunun teminatı olarak on yıllar ötesini
düşünerek planlamak gerekiyor. Son yasal düzenlemeler ile nüfusa göre eczane açılması
başta olmak üzere gelecek için olumlu adımlar atılmış olsa da alt yapısı oluşturulmamış,
akademik kadrosu yetersiz, gelecek ve ihtiyaç planlaması yapılmadan açılan eczacılık fakülteleri sadece mesleğimiz için değil ülkemiz için de büyük bir problemdir. Gün geçtikçe
eğitim kalitesinin düştüğü, ülkenin ihtiyacından çok fazla ve nasıl ne şekilde istihdam edileceği düşünülmeden mezun veren tüm fakülteler ile ilgili olarak yetkililerin acilen önlem alması gerekmektedir. Serbest eczaneler, sadece hastalara ilaç ve kozmetik ürünlerin sunulduğu müesseseler değildir. Farklı toplumsal sınıflara mensup insanların birbirleriyle temas edip iletişim kurduğu sosyal kurumlardır. Bu iletişim toplumun dayanışma ruhunu oluşturarak millet olmanın öğelerine katkı sunar. Eczacı Odaları ve Türk Eczacıları Birliği’nin eczane eczacılığı ve fakülte enflasyonu konusundaki kaygıları salt ticari kaygılar değildir. Küresel kapitalizmin ilaçta reklam, ilaçların internette ve marketlerde satışını sağlayarak; halk sağlığını hiçe sayarak yalnız yüksek karlılığı hedeflediğiaşikârdır. Eczane ve fakülte sayılarının artmasını büyük fotoğrafta, bu açıdan gözleyip değerlendirmeliyiz.
Denizli eczacılarının yerel ve ulusal olarak yaşadığı sorun ve sorunlar nelerdir? Bu
sorunların çözümleri sizce nasıl olmalı?
Denizli Eczacısının sorunları ulusal sorunlardan çok da farklı değil ilaç fiyat kararnamesi,
euro kurunun güncellenmesi, ilaçta reklam ile ilaç statüsünden çıkarılıp gıda takviyesi
adı altındaki ürünlerin eczane dışında satışı gibi sorunlarımız var. Son yirmi yılda piyasaya
firmalarca çok fazla ürün sunuldu. Birçoğu eski moleküllerin kombinasyonundan oluşan
bu ilaçlar eczanelerin stok maliyetini arttırdığı gibi Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine ilave
yük getirdi. Bütçe uygulama tebliğini ve diğer prosedürleri kontrol etmek çok fazla emek
ve zaman almakta, gerçek işimiz olan ilaç danışmanlığına ayırdığımız süreden kısıntı
yapmak zorunda kalıyoruz. Sorunlarımızın çözümü için eczacılar ve tüm sağlık hizmet
sunucularının yasa koyucu ve uygulayıcıyla iletişim halinde olup uygulama sahasından
objektif geri bildirim yapması gerekiyor. Ana amacın Türk Milletine çağdaş, kaliteli sağlık
hizmeti sunmak olduğu, sadece ilaç ve eczacılık anlamında değil tüm sağlık hizmetlerinin
gelişmiş ülkelerin standardına ulaşmasının hedeflendiği daima hatırlatılmalıdır.
Dünya pandemi döneminde her alanda değişimler yaşadı. Şüphesiz eczacılık da
bu değişimden etkinlendi? Sizce ne gibideğişimler yaşandı? Bu değişime ayak
uydurmak için neler yapılmalı?
Tarih boyunca savaşlar, afetler, kıtlıklar ve salgınlar yaşanmıştır. Bu zorlu zamanlar
insanların acılar yaşamasına sebep olmuştur. Ne var ki medeniyetin kurucusu insanlar bu
zor zamanlarda bilimsel keşiflere ve kültürel üretkenliğin arttığı sosyal dönüşümlere de
öncülük etmişlerdir. Covid-19 pandemisi; geleneklerden insan ilişkilerine, alışveriş
alışkanlıklarından ticaretin kurallarına sosyal hayatımızda ki birçok inanış ve kuralın
değişmesine sebep olmuştur. Ülkemizden bir örnek vermek gerekirse; pandemiden önce
halkımız genellikle hastalık belirtileri gösterdiğinde hekime başvurur ve ilaç kullanırdı. Pandemi ile birlikte sağlıklı kalmak için verilen çabanın, hastalığı tedavi etmekten daha değerli ve akılcı bir yaklaşı olduğu anlaşıldı. Şüphesiz değişime adapte olanlar geleceğin inşaası konusunda birkaç adım önde olacaklar. Değişim konusunda tereddüt yaşayıp endişelenenler ise bilimin yol göstericiliğinde sosyal iletişimlerini diri ve güçlü tutarak bu sürece geç de olsa dahil olabilir.
Oda yönetimi olarak, yeni yılda ne gibi projeleriniz var?
Pandemi sebebiyle meslek içi eğitimlerimiz ve meslektaşlarımızın bir araya geldiği
toplantıları yapamadık. Önümüzdek dönemde meslek içi eğitimlere ve sosyal etkinliklere öncelik vereceğiz. Bazı meslek grupları iletişim ve sosyalleşme anlamında biraz daha şanslı; avukatlar duruşma öncesi ya da sonrası adliyede meslektaşları ile iletişim halinde; hekimlerde hastanede meslektaşları ile sosyalleşmektedir. Yönetim Kurulu olarak meslektaşlarımızın iletişimini artırmak örgütlülük bilincini ileriye taşımak amacıyla oda hizmet binamızda bir sosyal alan oluşturmayı planlıyoruz.
Son olarak meslektaşlarınıza neler söylemek istersiniz?
Eczacılığın sadece ilaç danışmanlığı yapan bir meslek olmadığı; toplumu ayakta tutan ve
gelişmesine öncülük eden değerli bir unsur olduğu unutulmamalıdır. Bilimin öncülüğünde;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği “Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne
çıkmak” ülküsünü hiç hatırımızdan çıkarmamalı ve Türk Milleti’nin her şeyin en iyisine layık
olduğuna olan inancımızı korumalıyız.
Sevgi ve umutla kalın