İlaç dışı ürün kategorisi eczacılar için çok önemli bir alan. Son yıllarda bu ürün grubunun önemi daha da arttı. Biz de bu sektörün sorunlarını ve detaylarını Farma Natur Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Aytekin Sarpkaya ile konuştuk. Detaylar röportajımızda…
Kış aylarına yaklaşıyoruz, burada bağışıklık sistemimizi güçlendirmek önemli. Gıda takviyelerinin bu anlamda önemi sizce nedir?
Öncellikle takviye edici gıdaları sınıflandırma yapmakta fayda vardır. Bitkisel kökenli direk drog olarak kullanılanlar ve mamul haline dönüştürülmüş preparatlar. Her ikisinde de ticari rant için yanlış bilgilendirilmeye bağlı olarak doğru olmayan tüketimden kaynaklanan, faydadan çok zarar gören kişilere sıklıkla karşılaşmaktayız. Bunun için mutlak surette bağışıklık güçlendirici kullanmak isteyen kişilerin özellikle de kronik hastalığı olanların eczacı veya doktor danışmanlığı almadan kullanması tehlikelidir. Halk tipi söylemler ve sosyal medya aracılığı ile sağlık profesyonellerinin dışında ticari amaç için paylaşılan reklam ve ilanların dikkate alınmaması gerekmektedir. Bu tip uygulamalar ile bağışıklık güçlendirici ürün adı altında herhangi müstahzar kullanımı da yanlış olup bilimsel kanıta dayalı, toksik ve yan etkilerinden arındırılmış ürünler kullanılmalıdır. Bilinçsizce tüketilen birçok ürün gibi gıda takviyelerinin de yan etkilerde sebep olması beklenmektedir. Örnek vermek gerekirse bilinçsiz C vitamini kullanımının böbrek taşına sebebiyet vermesi buna ek olarak başka bir örnek vermek gerekilirse kara mürver ekstresinin Covid-19 salgını döneminde araştırmalar tamamlanmadan kullanımının sitokinin fırtınası sonucu insan hayatına mal olması.
Gıda takviyesi ürünlerinde en önemli noktalardan biri de emilim oranlarıdır. Aldığımız ürünlerde emilim oranını nasıl anlarız?
Emilim ve biyoyararlanım bilimsel çalışmalar ile açıklanabilmektedir. Bu tip çalışmalar geçmişten günümüze hayvan deneyleri ile yapılmakta iken son zamanlarda hayvan hakları koruyucularının tepkileri ile beraber farklı yöntemlerle hazırlanan in vivo ve in vitro çalışmalar ile emilim, biyoyararlanım ve maksimal doz çalışmaları yapılmaktadır. Bu yöntemler tüketicilerin tercih sebebi haline gelmiştir. Örnek vermek gerekirse yapılan çalışmalar ile zerdeçal ekstresinin en önemli etken maddesi olan kurkuminin bağırsaktan emilimi %15-20 seviyesindeyken karabiber ektresi içersindeki piperisin sayesinde emilim oranı %75-80 lere çıkmaktadır. Yapılan emilim çalışmalarıyla doğru ürünün her ikisinin bir arada kullanılması sonucunu çıkarmıştır.
Cilt bakımında doğal yağların yeri büyük. Cilt bakımında neden doğal yağlar tercih edilmeli? Avantajları nelerdir?
Doğanın bize sunduğu güzellikleri ilaç ve kozmetik sanayinde kullanarak cildimizi çevre koşulları ve zamana karşı koruma altına almaya çalışmaktayız. Günümüzde kullanılan cilt ürünlerin büyük kısmı kimyasal içerikli ürünler olması sebebiyle ve uzun süre kullanımından kaynaklı birçok alerjik ve cilt hastalıklarına yol açtığı bilmektedir. Bunun için gerekli analiz ve test çalışmaları yapılmış, doğal bitkisel kökenli yağların ve yağlar aracılığı ile hazırlanan cilt ürünlerinin maksimum etki minimum yan etki sonuçları verdiği görülmektedir.
Gıda takviyesi ürünlerinde en önemli sorunlardan biri de merdiven altı üretim. Bu konuda tüketiciler güvenli ürüne ulaşmak için nelere dikkat etmelidir?
Takviye edici gıdalar ambalaj yönetmeliğine uygun hazırlanmış ise tüketici bu ambalajlar üzerinde takviye edici gıda içerisinde kullanılan etken madde, miktar, maksimum kullanım dozu, üretim yeri, bakanlıktan üretim izni alınmış parti ve seri numarası gibi bilgilere bakarak güvenilir ürün olarak değerlendirebilir. Eczacılarımızın da bu yönetmeliğe uygun olmayan ürünleri eczanesinde bulundurmamaya özen göstermelidir.
Türkiye gıda takviyesi ürünleri pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce gelecekte bu pazarı neler bekliyor?
Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada bitkisel kökenli ürünlere ve takviye edici gıdalara yönelim giderek artmaktadır. Henüz bu ürün gruplarıyla ilgili sağlıklı bir IMS değerlendirmesi yoktur. Gün geçtikçe artan bu ürünlere karşı ülkemiz son derece zengin olup ne yazık ki yeteri kadar kullanılmamaktadır. Bu ürünlerin kaliteli olarak üretilmesi kanalında eczacıların yer alması önemlidir ve teşvik edilmelidir. Özellikle eczane pazarı bu ürün grubuna sahip çıkmalı, farmakognozi ve farmasötik botanik eğitimi almış biz eczacılar bu ürünlere eczanelerimizde yeteri kadar yer ayırmalı ve sahip çıkmalıyız.
Gıda takviyesi pazarının yaşadığı sorunlar için sizce ne gibi yenilikler yapılmalı?
Öncelikle yasal mevzuatlar titizlikle uygulanmalı ve günün koşullarına göre yenilenip, güncellenmesi gerekmekte olup sosyal medya ve e-ticaret disipline edilmelidir. Gıda takviye listelerinin yer aldığı her iki bakanlığa (Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı) ait yetki sınırlarının net şekilde belirlenmesi pek çok karmaşayı engelleyecektir. Bu hem halk sağlığını bozan hem etik değerleri bozan eczacının önündeki en büyük engel ve tehlikedir. Mevzuata uygun olmayan ürünler sadece piyasadan toplatılmak ile kalmayıp ilgili kişilere ciddi caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
Dergimiz aracılığı ile eczacılara neler söylemek istersiniz?
Eczanelerde düşen ilaç karlılıklarını hükümet politikaları gereği çok bir yaptırım olmamasından kaynaklı eczanelerin ayakta kalabilmesi ve eczacıların sosyal standartlara uygun bir yaşam sürebilmesi için şu an da en iyi çıkış yolu ve çözüm ilaç dışı ürün grubu takviye edici gıdalar olarak görülmektedir. Bu çerçevede eczacılarında gereken hassasiyeti göstermesi gerekmektedir. Özellikle ürünler sadece karlılık ve fiyatı değil kalitesi başta olmak üzere mevzuata uygun şekilde üretilip üretilmediğine öncelik vermelidir.