Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlığı “Sağlık, yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil:
bedence, ruhça ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” şeklinde tanımlamıştır. Sağlıklı yaşam, her insanın doğumuyla birlikte elde ettiği ve insan olmaktan dolayı kazandığı temel insan hakkıdır. Bu hak, 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulunda benimsenen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. maddesinde de “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbî bakım hakkı olduğu” şeklinde açıkça vurgulanmıştır. DSÖ ve buna bağlı toplumsal kuruluşlar sağlık sorunlarını önleme, erken saptama, koşulları iyileştirme, sağlığın nitelikli ve ulaşılabilir olması için gerekli çalışmalar yürütmektedir.
DSÖ Anayasası, Prof. Dr. Andrija Stampar başkanlığındaki ara komisyonun tüm çalışmalarını tamamlaması üzerine 26 üye ülkenin onayı ile 7 Nisan 1948 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dönemin Sağlık Bakanı Dr. Behçet Uz, DSÖ’nün kuruluş ve Anayasa oluşturma çalışmalarına
Türkiye’nin de aktif ve fiili katılımını sağlamıştır. 22 Temmuz 1946’da imzalanan Dünya
Sağlık Örgütü Anayasası’nın altında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına Prof. Dr. İhsan
Doğramacı’nın imzası da vardır. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin (BM) sağlıkla ilgili teknik uzmanlık kurumu olan DSÖ’ne üye olmak için, DSÖ’nün kuruluş sözleşmesini (Anayasasını)
TBMM’de 1947’de 5062 sayılı yasa olarak kabul etmiştir. Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’ne 9
Haziran 1947’de katılmıştır.
İnsan sağlığını ilgilendiren konularda bilinç düzeyini arttırmak amacıyla 7 Nisan Dünya Sağlık Günü olarak kabul edilmiş ve 7-14 Nisan tarihleri arası da Sağlık Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu tarihlerde halk sağlığı ile ilgili bir konu seçilerek, bu konu çerçevesinde tüm dünyada çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. 7 Nisan Dünya Sağlık Günü, bir “farkındalık yaratma” günü olup, her yıl 7 Nisan’da toplum sağlığını ilgilendiren seçilmiş bir tema çerçevesinde tüm dünyada çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Önceki 26 yıla ait
“Dünya Sağlık Günü” konuları aşağıda yer almaktadır:
• 2021: Evrensel Sağlık (Universal Health),
• 2020: Hemşire ve Ebe Yılı,
• 2019: Her yerde ve Herkesin Sağlık Bakımına erişimi,
• 2018: Evrensel Sağlık Güvencesi,
• 2017: Depresyonu Konuşalım,
• 2016: “Diyabet” Önlemek Sürveyansı Geliştirmek – Bakımı Güçlendirmek,
• 2015: “Gıda Güvenliğinde” Beş Anahtar,
• 2014: Vektör Kaynaklı Hastalıklar,
• 2013: Sağlıklı Tansiyon ve Sağlıklı Kalp Atışı,
• 2012: İyi Sağlık, İnsanların Hayatlarını Daha İyi Hale Getiriyor,
• 2011: “Anti-Mikrobiyal Direnç” Gelecekte Bir Tedavi de Olmayacak,
• 2010: Sağlık ve Şehirler,
• 2009: Acil Durumlar için “Hastaneleri Güvenli Hale Getirmek”,
• 2008: Sağlığın İklim Değişikliğinin Kötü Etkilerinden Korunması,
• 2007: Uluslararası Sağlık Güvenliği,
• 2006: Sağlık için bir Araya Gelerek Çalışmak,
• 2005: Her Çocuğu ve Annenin Annesini Hesaplamak,
• 2004: Yol Güvenliği,
• 2003: Çocuklar İçin Sağlıklı Çevre,
• 2002: Sağlık Yasası,
• 2001: Zihinsel Sağlık,
• 2000: Güvenli Kan,
• 1999: Aktif Yaşlanma,
• 1998: Annelik Güvenliği,
• 1997: Enfeksiyon Hastalığının Evrimi,
• 1996: Daha İyi Yaşam İçin Sağlıklı Şehirler,
• 1995: Küresel Çocuk Felsefesinin Ortadan Kaldırılması,
• 1994: Sağlıklı Yaşam İçin Ağız Sağlığı.
7 Nisan 2022 Dünya Sağlık Günü, “Gezegenimiz, Sağlığımız” temasıyla kutlanacak. Gezegenimiz Dünyada ülkelerin siyasi, sosyal ve ticari kararları iklim ve sağlık krizlerini
tetiklemektedir. Küresel ısınma, hava koşullarının anlık değişimi, su kıtlığı, fosil yakıtların
kullanımı ile sağlıksız hava, aşırı işlenmiş sağlıksız yiyecek, hazır gıda tedarik zinciri, sosyal medyanın yaygın kullanımı, alkol ve tütün bağımlılığı, davranışsal bağımlılık, yaşanan
psikolojik problemler insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH’lar) kategorisinde
yer alan ve 21. yüzyılın en büyük halk sağlığı problemi olarak görülen hastalıklar içerisinde
kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere, kanserler, kronik solunum hastalıkları ve diyabet yer almaktadır. Bu derecede önemli sağlık sorunu ve ölüm sebebi olan hastalık grubundan korunmak adına risk faktörlerini iyi bilip önlemlerimizi almamız gerekmektedir. Risk
faktörleri olarak bakıldığında; dengesiz beslenme, fiziksel aktivite azlığı, aşırı tuz tüketimi, tütün ve alkol kullanımı gibi konular öne çıkmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite, dengeli
beslenme, sodyum tüketiminin sınırlanması, tütün ve alkolsüz bir yaşam, davranışsal bağımlılıklardan ve sosyal medya bağımlılığından kaçınma, BOH’lar konusunda önemli bir
farmako ekonomiye ve insan sağlığının daha kontrol edilebilir hale getirilmesine vesile
olacaktır. Bilhassa, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın e-nabız üzerinden bireylerin sağlık bilgilerinin
kayıt altında olması, toplum ve birey sağlığı konusunda politikaların geliştirilmesine imkan vermesi açısından önemlidir.
Gezegenimizin son iki yılda yaşadığı Covid19 pandemisi ön saflarda çalışan sağlık personelini olumsuz etkilemiş, sağlığın sosyal belirleyicilerindeki olumsuzluklar ve eşitsizlikler pandeminin etkilerini daha da arttırmıştır. Özellikle doğal dengeleri giderek bozulan Dünyamız, iklim değişikliğinin de artan etkisiyle bu türden yeni pandemilere açıktır. Bu nedenle yeni ilaç etkin maddelerinin ve yeni teknolojilerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda, araştırma-geliştirmenin nitelikli olması için eğitim-öğretimin kalite odaklı olması, araştırıcıların ulusal ve uluslararası ortamda dolaşımının stratejik odaklı olması açısından maddi ve manevi destekleyici platformların oluşturulması gerekir.
Sağlıklı toplumlar için öncelikle toplumun en küçük yapı taşı olan bireyin sağlıklı olması
gerekir. Bir ülkede sağlık hizmeti alınan kurumların başarısının yanı sıra halk sağlığı
ya da koruyucu sağlık kurumlarının başarısı ve çalışmaları da çok önemlidir. Sağlık
ordusunun vazgeçilmez unsurları olan doktor, eczacı, diş hekimi, hemşire, ebe ve diğer
tüm sağlık personelleri ile birlikte, sağlıklı bir gelecekte yaşamayı ülkemiz ve dünyamız
için dilemekteyiz. Yaşamın ve yaşatmanın değerini bilen bir sağlık grubu olarak;
herkesin sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanabildiği, hiç kimsenin içerisinde
bulunduğu şartların yetersizliğinden dolayı zarar görmediği bir dünya hayaliyle Dünya
Sağlık Günü’nü kutluyoruz.
Kaynaklar:
1. Prof. Dr. RECEP AKDUR Başkent Üni. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Bşk. Dünya Sağlık Örgütü ve 7 Nisan Dünya Sağlık Günü.
2. Prof. Dr. Sıtkı Velicangil, Halk Sağlığı Bilimi. Cilt I, İ.Ü.Eczacılık Fakültesi Dersleri,
Rektörlük Yayın No: 3357, Eczacılık Fak. Yayın No:46, GÜR-AY Matbaası, İstanbul, 1985.