Bildiğiniz üzere ilaca yapılan zamlar 19 Şubat 2020 tarihinde TİTCK tarafından duyuruldu. 2019 yılı için ilaç fiyatlandırmasında kullanılacak sabit Avro kuru (dönemsel Avro değeri) 3,4 TL’den 3,81 TL’ye artırıldı ve bu da %12.1’e tekabül ediyor.
Karşı karşıya olduğumuz durumu özetlemekte fayda var. Yerli ilaçlar kutu bazında eriyor ve bunun sonucunda ilaçta dışa bağımlı hale geliyoruz. Bunun önüne geçmek için yerelleşme çalışmaları yapılıyor. Ancak ilaç pazarında bunun karşılığını henüz görmedik. İlaca zam geldiğinde hastanın cepten yaptığı ödemelerin arttığı bilinen bir gerçek. Bugün bile baktığımızda katılım payı, ilaç fiyat farkı gibi adlar altında yapılan ödemeler %18’leri bulmuş durumda. Öte yandan kamunun da ilaç harcamaları artıyor.
İthal ilaçlar, ülkemize Dolar ve Avro kuru üzerinden hesaplamalar yapılarak geliyor. Türkiye kendi belirlediği Avro değerine göre de ilaçların fiyatlarını belirliyor. 2019 sonu enflasyon oranı %11.84. buradan yola çıkarak değerlendirme yapacak olursak enflasyonun biraz üzerinde bir artışın söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Avro değeri açısından bakıldığında durum biraz farklı. 19 Şubat itibariyle Merkez Bankası Avro değeri 6.55 TL. İlaçlar için 3.81 olarak belirlenen Avro kuru, bunun yüzde 58’ine tekabül ediyor.
Biz pahalı ilacı savunmuyoruz. Hastanın ilaca erişiminin her şeyden önemli olduğunu savunuyoruz. Bunun gerçekleşebilmesi için de hem eczanelerin yaşaması lazım, hem de ilacın piyasada olması lazım. İlaç firmaları fiyat politikalarından ötürü üretim yapmazsa ya da ilacı getirmezse pek çok sıkıntı baş gösteriyor. Dönem dönem yaşadığımız ilaç yoklukları, bazı ilaçların piyasada kısıtlı olması bundan kaynaklanıyor.
Tüm bu tablo içerisinde eczacıların gelirinin ciddi bir biçimde eridiğini söylemek mümkün. Gerek sosyal medyada gerek basında bunun aksini iddia eden bir bilgi kirliliği almış başını gitmiş durumda. Açıkça söyleyebilirim ki bu zam, eczacı kârlılık oranlarını düşürdü. Eczane kârlılığının hesaplanmasında kademeli bir sistem söz konusu. İlaç fiyatı arttıkça eczacının kârı düşüyor.
Fiyatların bu şekilde belirlenmesinden dolayı her sene benzer sıkıntıları yaşıyoruz. Kuşkusuz ilaç fiyatının optimum bir noktada belirlenmesi elzem. Hastaya zarar vermeyecek, eczacıyı koruyacak, kamu maliyesine gereksiz şekilde yük olmayacak, ilaç firmalarının ilacı Türkiye’de bulundurmalarını garanti edecek bir sistemin oluşması lazım. Bunun için de Türk Eczacıları Birliği’nin de dâhil olduğu bir planlama ile tüm basamakların gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.”