Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası ve Çerezler'nı ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.
Kabul
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
Arayın
Entertainment
  • Haberler
    • Bilgilendirici İçerikler
    • Türk Eczacıları Birliği
    • SGK Haberleri
    • Sağlık Bilgileri
  • Yazarlar
    • Prof. Dr. Ali Demir Sezer
    • Prof. Dr. Ekrem Sezik
    • Prof. Dr. Ş. Güniz Küçükgüzel
    • Bünyamin Esen
    • Meral Günay Öztürk
    • Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
    • Ecz. Vecihi Özerdemli
    • Ecz. Ahmet Olgay Altındağ
    • Ecz. Eyüp Talha Kocacık
    • Uzm. Dyt. Ezgi Öztürk
  • Röportajlar
  • Dergilik
  • Kaydettiklerim
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi - Tüm hakları saklıdır.
Okunan: TÜRKİYE’DE HAŞHAŞ VE AFYON
Giriş yapın
Bildirimler Daha göster
Font büyütücüAa
Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Font büyütücüAa
Arayın
  • Anasayfa
  • Haberler
  • Röportajlar
  • Yazarlar
  • Dergilik
  • İletişim
Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın
Takip edin
  • Anasayfa
© 2024 Eczacı Dergisi. Tüm hakları saklıdır.
Eczacı Dergisi > Yazılar > Yazarlar > TÜRKİYE’DE HAŞHAŞ VE AFYON
Yazarlar

TÜRKİYE’DE HAŞHAŞ VE AFYON

Prof. Dr. Afife Mat
Yazar Prof. Dr. Afife Mat
13 Kasım 2025
Yazarlar
576 görüntüleme

Bir Türk eczacısının Anadolu’da haşhaş ve afyonun tarihini ve önemini bilmesi gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı sizlere sunuyorum.

Hititler döneminden (M.Ö.2000-1500 yılları) beri Anadolu’da haşhaş yetiştirilmekte ve afyon elde edilmektedir. Boğazköy’de (Hattuşaş) bulunmuş olan ve bugün İstanbul Arkeoloji Müzesinde saklanan Hitit tabletleri, Anadolu’da haşhaş ekimi ve afyon ile ilgili bilgiler vermektedir. Bu tabletlerdeki bitki isimleri üzerinde yapılan bir araştırma, Hititlerin haşhaşı “haşşika” olarak isimlendirdiğini ortaya koymuştur. Haşhaş kelimesinin kökeninin hititçe olduğunu söyleyebiliriz.

Haşhaş bitkisi, Papaver somniferum, Papaveraceae familyasından tek yıllık otsu bir bitkidir. Haşhaş ve afyon hakkındaki en eski yazılı kaynak Sümer tabletleridir. Ninova şehri kütüphanesinde bulunmuş olan çivi yazılı tabletlerde haşhaştan mutluluk bitkisi olarak bahsedilmektedir. 

Haşhaş kapsülleri tam olgunlaşmadan önce sabah erken özel bir bıçak ile yapılan çizikten akan lateks zamanla koyulaşır ve akşam üzeri özel algı bıçağı ile toplanır. Bu ürün afyon drogudur.

Çizgi ve algı bıçağı -Türk Eczacılık Tarihi İhtisas Müzesi

 Birinci yüzyılda Adana yakınında, Anazarba’da doğmuş olan Dioscorides, ‘Materia Medica’ isimli eserinde haşhaşın yetiştirilmesinden başlayarak, hazırlanma şekillerini ve afyon elde edilişini anlatmaktadır. Dioscorides, haşhaştan elde edilen iki drog tarif eder: Biri kapsüllerin çizilmesiyle akan süt, yani ‘opium’ (afyon), diğeri ise haşhaş yaprakları ve kapsüllerinin suyla kaynatılmasıyla hazırlanan ‘meconium’dur. 

Yakın-Doğu’ya keşif gezileri yapan Avrupalı gezginler, seyahatnamelerinde Türklerde haşhaş ekimi, afyon elde edilişi, kullanılışı ve ticareti hakkında bilgiler vermişlerdir.

Osmanlılar döneminde en çok kullanılan ağrı kesici olan afyon aynı zamanda keyif verici olarak da çok kullanılıyordu. Özel olarak hazırlanmış afyon, çubuk veya kabak denilen aletlerde yakılır ve meydana gelen duman çekilirdi. İstanbul’da afyon içicilerin, yani afyonkeşlerin toplandığı kahveler bulunuyordu. Diğer bir kullanım şekli de hap şeklinde alınmasıydı.

Aktarlarda çocukları uyutmak için satılan ‘çocuk macunu’ afyon ile hazırlanıyordu. Haşhaş yetiştirilen bölgelerde günümüzde halk arasında haşhaş kapsülü kırılarak bir tülbente sarılıp çocukların ağzına emzik olarak verilmektedir. Girit adasında da benzer şekilde kullanıldığı kayıtlıdır. 

Afyon ve afyon preparatlarını satanlar ‘esnaf-i afyonciyan’ olarak tanınıyordu ve dükkânları İstanbul’da tiryakiler çarşısında bulunuyordu. 

Avrupa’ya iki tip afyon ihraç ediliyordu: İhraç edildiği limana göre İzmir afyonu ve İstanbul afyonu olarak isimlendiriliyordu. İzmir afyonu bulunan en saf afyon olup, yüksek miktarda morfin içeriği nedeniyle tercih ediliyordu. Osmanlı döneminde Türk afyonları, uluslararası sergilerde sergilenmiş ve ödül kazanmıştır. 

1933 yılına kadar Türkiye’nin birçok bölgesinde haşhaş ekimi yapılıyor ve afyon elde ediliyordu. İstanbul’da bulunan üç alkaloit fabrikasında yerli afyonlar işlenerek ülkenin ihtiyacı olan afyon alkaloitleri elde ediliyor, ayrıca ihracat da yapılıyordu. 25 Aralık 1932 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu fabrikalar kapatılmış ve 1933 yılından itibaren Türkiye’de haşhaş ekimi ve afyon elde edilmesi hükümet kontrolüne alınmıştır. Ekim yapılacak iller her yıl Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiştir. 

Dünyada uyuşturucu kaçakçılığının ve ABD’de eroin kullanımının artması  nedeniyle 1960’lı yıllarda Türkiye’ye haşhaş ekimi ve afyon üretiminin yasaklaması için baskı yapılmaya başlanmıştır. ABD başkanı Nixon ülkeye giren eroinin % 80’ninin Türkiye’den geldiğine inandırılmış ve Türkiye’ye ambargolar uygulanmıştır.

Yasaklama isteği 4 kez reddedilmiştir. 29 Haziran 1971 Bakanlar Kurulu kararı ile 1971 yılında ekim yapılacak il sayısı 4’e indirilmiş ve  1972 sonbahar döneminden itibaren Türkiye’de haşhaş ekimi ve afyon üretimi tamamen yasaklanmıştır.

Binlerce yıllık bir seleksiyon sonucu elde edilmiş bir ırk olan Türk afyonu dünyadaki en iyi kalite afyondur. Diğer taraftan haşhaş tohumu önemli bir ihraç ürünü olup tohumlardan elde edilen haşhaş yağı halk arasında kullanılmaktadır. 

Haşhaş tohumları belli bir süre ekilmeyince çimlenme özelliğini kaybeder. İleriki yıllarda tekrar haşhaş ekimine karar verilirse aynı kalite afyon elde edilmesi mümkün olmayabilir. Bu durumu farkeden Prof.Dr.Turhan Baytop bir rapor hazırlayarak devlet üretme çiftliklerinde tohumun korunması için ekim yapılmasını önerir. Bu raporu Tarım Bakanına , Toprak Mahsulleri Ofisi Afyon İşleri Şube Müdürlüğüne ve Devlet Üretme Çiftliklerine gönderir.

Başbakanlık Müsteşarı Zeyyat Baykara 8.2.1974 tarihinde  T.Baytop’a bir mektup yazarak bu raporu istemiştir. 1.7.1974 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile 1974-1975 döneminden itibaren 7 ilde haşhaş ekimine izin verilmiştir. Ancak kapsüllerin çizilerek afyon elde edilmesi yasaktır.

2 yıl süresince Türkiye’nin haşhaş ekimini ve afyon üretimini durdurmasının Amerika Birleşik Devletlerinde uyuşturucu satışı ve kullanımında hiçbir şey değiştirmediği görülmüştür.

Afyon Bolvadin’de kurulan Afyon Alkaloitleri fabrikası 1983 yılında faaliyete başlamıştır.

Günümüzde çiftçi haşhaş kapsüllerinden tohumları aldıktan sonra kapsülleri bu fabrikaya getirmektedir. Fabrikada ekstraksiyon yöntemiyle alkaloitleri ayrılır ve ilaç endüstrisinin kullanımına sunulur. Diğer taraftan türev ünitesinde çeşitli türevler hazırlanarak kullanıma sunulmaktadır.

Türkiye’de gelincik olarak bildiğimiz 40 Papaver  türü doğal olarak yetişmektedir. 1972 yılından beri İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Laboratuarında bu türlerin alkaloitleri araştırılmış ve bir çok yayın yapılmıştır. Narkotin, papaverin, tebain gibi tedavide önemi olan alkaloitleri içeren türler saptanmıştır. 

Morfin içeren tek tür Papaver somniferum türüdür ve kültürü yapılır ancak doğal olarak yetişmez. Tebain alkaloidinin tedavi etkisi yoktur ama bu alkaloitten hareket ile yarı sentez ile kodein hazırlanabilir. Kodein öksürük kesici olarak önem kazanmıştır ve tedavide yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle tebain içeren yabani türler önem kazanmıştır.

Kaynaklar:

Afife Mat, Osmanlı İmparatorluğunda Haşhaş ve Afyonun Tarihi, Osmanlı Bilimi Araştırmaları XI/1-2 (2009-10)

Afife Mat, Bitkiden İlaca Hepsinin Bir Öyküsü Var, Pharmavision Kültür Yayınları, İstanbul  2012

Eczane Fatura Belgeleri de Elektronik Ortamda Alınacak
Eczacı Dergisi 19 Yaşında!
SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDEN HAZIR GIDALAR VE ECZANELERİN GELECEĞİ
SICAKLA MÜCADELE: YAZ HAVASI SİNDİRİMİMİZİ NASIL ETKİLİYOR? BİZLER NELER TÜKETEBİLİRİZ?
ECZACILARA AÇIK MEKTUP
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Whatsapp Whatsapp LinkedIn Eposta Linki kopyala Yazdırın
Önceki yazı Zatürre ve Grip Uyarısı
Sonraki yazı LONİDAMİN
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni eklenen haberler

KAMUDA ÇALIŞAN ECZACILARIN SORUNLARI NELER?
Yazarlar
15 Kasım 2025
NE DEĞİŞTİ?
Yazarlar
15 Kasım 2025
ZOR ZAMANLARIN LİDERİ NASIL OLMALI?
Yazarlar
14 Kasım 2025
RETİNOL
Yazarlar
14 Kasım 2025
BİYOTEKNOLOJİK İLAÇ DOSYASI: ABATACEPT
Yazarlar
14 Kasım 2025

Eczacı Dergisi Kurumsal

İmtiyaz Sahibi: Meral Günay Öztürk
Yayıncı Kuruluş: Novi Medya Merkezi İletişim ve Yayıncılık A.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Çetin Öztürk
Grafik Tasarım: Filiz Erdem
Editör: Songül Türe
Pazarlama Yönetmeni: Kübra Yeşildirek
Dijital Pazarlama Yönetmeni: Tuğba Taylan
Muhabir: Kemal Genç

Ad imageAd image

Gizlilik ve Çerez Politikası | KVKK Aydınlatma Metni | Kullanıcı Sözleşmesi

İletişim Bilgileri

A: Eski Büyükdere Caddesi
Maslak İş Merkezi No:37 Kat: 5
Maslak/İstanbul
T: (0212) 256 67 67
F: (0212) 256 34 33
E: eczaci@eczacidergisi.com

Eczacı DergisiEczacı Dergisi
Takip edin
© 2024 Eczacı Dergisi - Web sayfalarında yer alan tüm bilgi, döküman, fotoğraf, video, görüntü, metin, vb. herhangi bir içerik izin alınmadan kullanılamaz. Tüm hakları saklıdır.
adbanner
Hoşgeldiniz

Hesabınıza giriş yapın

Username or Email Address
Password

Şifre hatırlatma