Bu sayımızda Ordu Eczacı Odası Başkanı Ecz. Hakan Öztekin’i konuk ettik. Öztekin, pandemi döneminde eczanelerin en çok başvuruda bulunulan ve en güvenilen kurumlar olduğunu belirtti. Öztekin ayrıca, eczacıların sürekli yenilenen akademik bilgilerin ışığında danışmanlık hizmeti vermeye devam edeceğinin de altını çizdi.
Ordu ili genelinde pandemi döneminde eczacılar ne gibi sorunlarla karşılaştı? Bu sorunların çözümü için ne gibi çalışmalar yaptınız?
Pandemi dönemi maalesef dünyanın ve ülkemizin hazır olmadığı bir kaosu gündemimize soktu. Eczanelerimiz, mesleğimizin gereği Birinci Basamak Sağlık Kuruluşu olarak bir yandan eczacılık hizmeti vermek, bir yandan da kendimizi, çalışanlarımızı ve mesai sonrası beraber olacağımız ailelerimizi korumak durumunda kaldı. Bilmediğimiz tanımadığımız bir
düşmanla mücadele etmek tabi ki bizleri ve meslektaşlarımızı zor durumda bıraktı. Aynı
zamanda yönetici olarak da sorumlu olduğumuz üyelerimize bilgi vermek, verecekleri kesintisiz hizmet için de yanlarında olmak zorundaydık.
Süreç Türkiye’de olduğu gibi Ordu ilimizde de zorlu geçti hala da geçmekte… Bildiğiniz
üzere birçok meslektaşımızı ve çalışanımızı da kaybettik, kaybetmeye devam ediyoruz.
Ordu Eczacı Odası olarak, sürecin başladığı ilk günden itibaren gerek Türk Eczacıları Birliği
gerekse diğer eczacı odaları yöneticilerinden aldığımız bilgilerle meslektaşlarımızın soru
ve sorunlarını cevapsız bırakmamaya özen gösterdik. Eczaneler bazında alacağımız önlemleri sürekli paylaşarak, kendi ailemiz olarak gördüğümüz meslektaşlarımız
ve çalışanlarının sağlığı için tüm uygulayabileceğimiz önlemleri tartıştık, duyurduk. Yerel yönetimlerle temasa geçerek eczanelerimizin dezenfeksiyonu, eczanelerde kullanabileceğimiz maske, dezenfektan ve koruyucu ekipmanların temini ve uygun fiyatlarla tedariki konusunda mesai harcadık. Eksiklerimiz olmuştur elbette ama dediğim gibi herkesi kendi eczanemiz, kendi ailemiz gibi gördük ve bu konuda aynı endişeleri yaşadık.
Tüm yönetici arkadaşlarıma, 7/24 kesintisiz hizmet veren meslektaşlarıma ve çalışanlarına da özverili çalışmaları için teşekkür ediyorum.
İlaç yokluğu, eczane önündeki uzun kuyruklar son dönemde ülkenin gündeminde yer alıyor. Bu konuda neler yapılmalı? Eczacılar bu anlamda ne gibi sorunlar yaşıyor?
Bu aslında yeni bir durum değil. Her yıl ilaç fiyat güncellenmesinin yeniden değerlendireceği
bu zaman diliminde yaşadığımız hadiseler. Bu sürecin eczanelerden kaynaklanmadığı ve bu durumun hastalar kadar eczanelerimizi de mağdur ettiğini hem hastalarımıza hem de
devlet yetkililerine yüksek sesle anlatmamız gerekiyor. Bizler fiyat konusunda bakanlığın
aldığı kararları direk olarak uygulayan sağlık kuruluşlarıyız. Ve asli görevimiz olan Eczacılık-Danışmanlık hizmetimizi yapmak istiyoruz. Ülkemizin son aylarda yaşadığı ekonomik sorunlar, döviz kur dengesizliği; geçtiğimiz yıl alınan euro kuru kararıyla 2021 Şubat da aldıkları fiyatla 2022’de ilaç üretimi yapan firmaları da zora sokuyor. Artan üretim maliyetleri ve giderleri üretimlerini de etkiliyor. Bizler de ilaçları piyasada bulmakta
sorunlar yaşıyoruz. Hastalarımızla karşı karşıya kalıyoruz. Zaten hasta olan vatandaşımız
eczane eczane dolaşıp hem kendi mağdur oluyor, hem de hastalık bulaşma riskini
artırıyor.
İlaç fiyatlandırma yönteminin farklı metotlar konuşularak ivedilikle yeniden düzenlenmesi
ve hasta/eczacı mağduriyetlerinin önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Eczacılık fakülteleri hemen hemen her yıl artıyor. Eczane eczacılığında da önemli bir enflasyon söz konusu. Bu konuda ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Devletimizin aldığı her ilde üniversite kararının sonucu olarak eczacılık fakülte sayılarındaki
artış devam ediyor. Çoğu fakültemizde Eczacılık Fakültesi tabanlı hoca yokken çoğunda ise
maalesef yeterli akademik kadro da yok. Bu da eğitim kalitesini düşürüyor. Bir an önce eğitim kalitesinin artırılması adına 100 bin olan baraj puanının tıp fakültesi gibi 40 bine çekilmesi, eğitim de kadrolaşmanın tamamlanmadığı fakültelerin öğrenci alımının durdurulması, sektörümüzün öngörülen eczacı açığı kalmadığı için de kontenjanların da kademeli olarak azalmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.
Şu an için sektörümüzün en büyük problemi istihdam. Her yıl mezun olan 3500 meslektaşımız eczane açabilecekleri yerler kısıtlı olduğu için istihdam edilmeyi bekliyorlar.
Onlara ve yeni gelecek mezunlarımıza farklı sahalarda iş imkânı planlamasını meslek örgütü olarak yapmamız gerekiyor. Siyasilerimizi, üniversitelerimizi, hastane eczanelerimizi, ilaç
firmalarımızı meslektaşlarımızın istihdamı için sürekli, tabiri caizse rahatsız etmeliyiz. Yeni
kadrolar yaratılmasını sağlamalıyız.
Özellikle son iki yılda tüm sektörler önemli değişimler yaşadı. Sizce eczacılıkta neler değişti? Gelecek dönemde eczacıları ne bekliyor?
Pandemi şüphesiz ki tüm sektörleri farklı uygulamalar planlamaya mecbur bıraktı.
İki yılda yeni olan eski oldu. Alışkanlıklar değişti, gelişti. Mesleğimiz de tabi ki bu
değişimlerden etkilendi. Ama pandemi biz eczanelerin önemini bir kere daha gösterdi.
Tüm işyerlerinin kapalı olduğu dönemlerde eczanelerimiz, hastalarımızın en çok başvuru
da bulunduğu, danışmanlık aldığı, güvendiği kurumlar olarak hizmet vermeye devam
etti. Bizler yasa ve yönetmeliklerimizin dışına çıkmadan mesleğimizin gereği olarak
sürekli güncel kalarak kesintisiz danışmanlık hizmetimizi vermeye devam edeceğiz.
Yaşanan pandemiler, ekonomik değişmeler bizleri zorlasa da değişim ve gelişimlere ayak
uydurup hizmetlerimizi aksatmayacağız. Dünya değişirken vatandaşlarımızın bizlerden talep
ve beklentileri de değişiklikler göstermekte. Artık vitamin, gıda takviyeleri, bitkisel
çaylar ve aromatik yağlar her evin olmazsa olmazı olmaya başladı. Bu da tabi birçok
merdiven altı üretim tesisinin doğmasına yol açtı. Biz eczaneler olarak aldığımız ve
sürekli yenilediğimiz akademik bilgilerimizle vatandaşlarımıza bu ürünlerin kullanımı
konusunda bilgi vermeye devam edeceğiz. Bunların, üreticiden tüketiciye güvenli ulaşması
konusunda tek doğru adresin eczanelerimiz olduğunu da her fırsatta vurgulayacağız.