Meningokok hastalıkları dünya genelinde önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Dünya genelinde yılda 1.2 milyon Meningokok kaynaklı enfeksiyon görülmektedir. Maalesef bu vakaların yaklaşık 135.000 kadarı ölümle sonuçlanmaktadır1. Ülkemizde ise 2009 verilerine göre Meningokok ilişkili ölüm sayısı 154 olarak bildirilmiştir2. Meningokok hastalıkları ekstremiteler de amputasyon, ciltte nekroz, nöbet, sağırlık, ataksi ve kısmi felç gibi kalıcı sekeller bırakabilir3. Bu nedenle Meningokok enfeksiyonlarını önlemek, hızlı ve etkin bir şekilde tedavi etmek ve salgınları önlemek toplum sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Neisseria meningitidis’in neden olduğu Meningokok enfeksiyonları 1 yaş altı çocuklar, adolesanlar ve immün sistemi baskılanmış geriatrik hastalarda daha sık görülür4. Kış ve ilkbahar aylarında damlacık yolu ile bulaşır. Bulaştıktan sonraki 1-4 gün içerisinde hastalık görülebilir. Menenjit ve septiseminin yanı sıra, meningokoklar zaman zaman artrit, miyokardit, perikardit ve endoftalmitise neden olabilir. Bebeklerde ve genç çocuklarda invaziv meningokok hastalığının belirti ve bulguları; ateş, zayıf beslenme, huzursuzluk, uyuşukluk, bulantı, kusma, ishal, fotofobi ve konvulziyondur. Meningokokal sepiseminin karakteristik özelliği, basmakla solmayan hemorajik (peteşial veya purpurik) bir döküntüdür. Büyük çocuklarda ve erişkinlerde menenjit belirtileri boyun sertliği, fotofobi ve değişmiş zihinsel durumdur; oysaki bebeklerde non-spesifik bulgular olarak ateş, zayıf beslenme ve letalji yaygındır.
Genellikle insan nazofarinksinde asemptomatik olarak bulunan Neisseria türleri, solunum damlacıkları ile yakın temaslara kolayca bulaşır. Sağlıklı yetişkinler hasta olmadan hastalığı diğer bireylere taşıyabilirler. Ülkemizde Neisseria meningitidis taşıyıcılığı çalışmalarda %1.23-%21 arası olarak gösterilmiştir5,6.
Neisseria meningitidis gram negatif bir patojendir. Virulansında rol oynayan polisakkarit kapsüllerinin immünolojik aktivitelerine göre 13 farklı serotipi vardır. İnsanda en çok enfeksiyon yapan serotipleri A, B, C, Y, X ve W-135’dir. Serotiplerin yaygın görülmesi ülkeler arasında farklılık gösterebilir. Bu nedenle aşı seçimi ülkede yaygın görülen serotipi kapsayacak şekilde yapılmalıdır. Avrupa’da meningokokal hastalık insidansı her 100.000 popülasyonda 0.2 ila 14 vaka arasında değişmektedir ve vakaların çoğunluğuna, özellikle serotip C meningokok konjuge aşıları uygulamış olan ülkelerde serogrup B suşları neden olmaktadır. ABD’nde meningokok hastalığının görülme sıklığı 100.000 popülasyonda 0.3 ila 4 vaka arasındadır7. ABD’nde 1 yaş altında en yaygın görülen serotip B dir, 1-5 yaş arasında başta B olmak üzere C ve Y serotipleri yaygın görülür. Genel olarak en yaygın görülen serotip B’dir3. Ülkemizde ise 2005-2012 yılları arasında ve 2013-2014 yılları arasında yapılan iki çalışmalarda C serotipi hiç görülmemiştir. En yaygın görülen serotipler W-135 ve B serotipi olarak bulunmuştur8,9.
Şu anda mevcut olan meningokok aşıları; polisakarit aşılar, polisakarit-protein konjuge aşılar ve monovalan aşılardır. Şu anda mevcut olan meningokok aşıları ile A, B, C, W135 ve Y serotiplerindeki meningokoklara karşı koruma sağlanabilir. Serotip X’in neden olduğu hastalıklara karşı bir aşı mevcut değildir.
Dünya sağlık örgütü yüksek (> 10 vaka /100.000 kişi/ yıl) ve orta endemik (2-10 vaka /100.000 kişi/ yıl) bölgelerde rutin aşılama önermektedir. Düşük endemik bölgelerde (<2 vaka /100.000 kişi/ yıl) tanımlanmış risk gruplarında (yatılı okul ya da askeri kamplarda bulunan genç yetişkinler ve çocuklar) aşılama önerir. Sıklıkla yüksek endemik bölgelere seyahat eden yetişkinler ve laboratuvar çalışanları da risk altındadır. İmmun yetmezliği olan hastalarda da aşılama önerilir7.
Aşı uygulamaları Danışma Kurulu (ACIP) Meningokok Aşılama Önerileri:
• 11-18 yaş arası adolesanlar rutin olarak aşılanmalıdır (11-12 yaşlarında uygulanan ilk dozdan sonra 16 yaşında pekiştirme dozu ile).
• İnvazif meningokok hastalığı açısından risk altındaki ≥2 ay üstü bireyler rutin olarak aşılanmalıdır. Bunlar:
o Anatomik ya da fonksiyonel aspleni ya da kompleman (properdin, faktör D, faktör H ve C5-C9) eksikliği olan ≥ 2 ay üstü bireyler,
o Aşısız ya da eksik aşılı popülasyonun yoğun olarak bulunduğu askeri kışla, yatılı okul gibi kurumlarda bulunanlar,
o Mesleki maruziyet riski olan mikrobiyologlar,
o Meningokok hastalığının hiperendemik ya da epidemik olduğu bölgede oturacak ya da bu bölgelere uzun süreli yolculuğa çıkacak olan ≥ 9ay üstü bireyler4.
Polisakkarit meningokok aşılarında gelişen advers reaksiyonlar genellikle hafiftir; en sık görülen reaksiyon, aşı uygulanan bireylerin % 4-56’sında meydana gelen ve 1-2 gün süren enjeksiyon bölgesinde ağrı ve kızarıklıktır. Kısa süreli ateş genellikle bebekler olmak üzere aşılanan bireylerin % 5’inden azında görülmüştür. Sistemik alerjik reaksiyonların (ör. Ürtiker, hırıltı, döküntü) oranı <0.1 / 100.000 ve anafilaksi <0.1 / 100 000 olarak görülmüştür. Konjuge aşılarda ise enjeksiyon yerinde kızarıklık, şişme ve ağrı oluşabilir. Bu tür reaksiyonlar genellikle aşılamadan sonraki ilk gün içinde başlar ve 1 ila 3 gün sürer.
Enfeksiyon kontrol stratejilerinin etkinliğini değerlendirmek için kullanılan dinamik bulaşma modeli üzerinden yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre 12 ay altında çocukların rutin olarak aşılanması yılda yaşam başına 569 £ tasarruf sağlanması nedeni ile maliyet-etkin bulunmuştur7. Meningokok hastalıkları çocukluk, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Günümüzde aşılarla ilgili özellikle medya ve sosyal medya üzerinden hızla yayılan, spekülatif ve bilimsel dayanağı olmayan bilgilerin paylaşılması toplumda aşılanma konusunda tereddütlere, hatta bazen aşı karşıtlığına kadar giden durumlara yol açmaktadır. Ancak aşı karşıtlığının sonuçları her zaman salgınlar ve aşı ile önlenebilir hastalıklardan kaynaklanan ölümlerle sonuçlanmıştır10–13. Kanıta dayalı tıp verileri bize aşıla ile bağışıklamanın hastalıkları önlediği ve toplum sağlığının korunmasında çok büyük katkılar sağladığını göstermektedir. Biz Eczacılara düşen önemli bir görev ise toplumu aşılama konusunda desteklemeli ve başarılı bir aşılama politikası ile toplum sağlığına katkı sağlamalıyız.