Bir önceki yazımızda; Eczanemizde yaptığımız, hasta odaklı ,klinik yaklaşımlı eczacılıkla, Eczacılık Sektörünün en prestijli ödülü olan Altın Havan Ödülü’nü ve Sağlık Bakanlığı Akılcı İlaç Kullanımı Proje Yarışması Birincilik Ödülü’nü aldığımızı belirtmiştik.
Bu iki ödülü dile getirip sizlerle paylaşmamın nedeni; Eczacılık Sektörü’nün en önemi isimlerinden oluşan ve birisi resmi birisi özel olan, farklı kişilerden oluşan iki jürinin de takdirini kazanmasının, doğru şeyler yaptığımızı göstermesidir. Böylelikle ; gönül rahatlığı ile siz değerli meslektaşlarımla, projemizi-eczanede yaptığımız uygulamaları paylaşabiliyorum.
AKILCI İLAÇ KULLANIMI- BİLGİLENDİREN ECZACI
Türkiye’de sağlık okuryazarlığı maalesef ilkokul seviyesinde ve eczanemize gelen hastalarımızın bir çoğu, ilaç kullanırken çeşitli hatalar yapmaktadır. İlaç Uygulamalarında görülen hatalar, hastalıkların tedavi başarılarını ve süreçlerini etkilemektedir.
Özellikle inhalasyon preparatı, insülin gibi aparat gerektiren ilaçların yanlış uygulanması, gereksiz ilaç kullanımı, ilaçların eczaneden alındıktan sonraki süreçte uygun olmayan şartlarda saklanması çok yaygın gözlemlediğimiz ve hayati öneme sahip sorunlar.
Biz de edindiğimiz bilgiler ışığında; hastalarımızın, ilaç kullanımında yaptığı hataların önüne geçilmesi ,hastalıkları ve akılcı ilaç kullanımı hakkında bilgilendirilmeleri adına, ECZACILARA düşen görevin sadece hastalara ilaçlarını temin etmek değil, onları kullandıkları ilaçlar hakkında, hastalıkları hakkında hatta ilaçlarını düzgün de kullansalar, kullandıkları süre zarfında yaşanabilecekler (advers etkiler gibi) detaylı ve adeta bir öğretmen gibi, hastanın anlayıp anlamadığını da kontrol ederek detaylı bir şekilde bilgilendirmek olduğu sonucuna vardık.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık; sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil, kişinin ruhen ,bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. İşte biz de bu tanım doğrultusunda bütünleşik bir çalışma yapmaya karar verdik ve bu tanımı, insan sağlığına faydalı olacak şekilde uygulamayı amaç edindik.
Çalışmalarımızın temeline FARMASÖTİK BAKIM-HASTA EĞİTİM ODASI’nı koyduk.
Bu oda ; eczane içerisinde, eczanedeki hastalardan tamamen bağımsız, hastalarımızın rahatça hastalıklarını anlatabilmesi, kendisi için özel bilgileri, belki ailesiyle bile paylaşmadığı durumları rahatça anlatabilmesi, ilaçlarını nasıl en doğru şekilde kullanacağını öğrenebilmesi için, dev ekran televizyondan slaytlar, videolar izletebildiğimiz, hastanın sorularını yanıtlayabildiğimiz, yaygın şekilde ve çok kullanılan insülin, inhalasyon aparatı gibi ilaçların uygulanmasını gösterebildiğimiz, uygun bir ortam oluşturduk.
Buradaki eğitimler için, hastalarımıza randevu saatleri verdik. 10 dakika olarak düşündüğümüz; örneğin bir diabet hastası eğitiminin, hastanın soruları, yoğun ilgisi ile 45 dk-1 saate ulaştığını gördük ki bu aslında hastaların, hastalıkları ve kullandıkları ilaçlara karşı, en güvenilir meslek gruplarından olan eczacısından bilgi almaya ne kadar da susadığını hissettirdi bize.
Daha da önemlisi ; burada bir ECZACININ , hastanın yaşam kalitesini arttırabileceğini, moralini düzeltebileceğini ve en önemlisi de inanın Hastanın ömrünü uzatabileceğini gördük.
Bir avukat ofisinde değilse müvekkili bekler, Diş Hekimi orda değişe hastaya her hangi bir uygulama yapılamaz, mimar yoksa proje konuşulamaz vs vs . İşte Eczanedeki Farmasötik Bakım Odasında yaptığımız eğitimlerde de, eczacı yoksa hastanın hayatına dokuna o eğitim verilemez ve hastanın gözünde eczacısının değeri çok daha artar.
Gelecek yazılarımızda; Farmasötik Bakım Odası’nda en çok hangi hasta gruplarına eğitim verdiğimizi, en fazla hangi ilaçların yanlış kullanıldığını ,o odada eğitim almak için, özellikle kronik hastalığı olan hastalarımızın nasıl büyük bir ilgi gösterdiğini ve bu eğitimlerden sonra hayatında nelerin değiştiğini anlatacağız.
En iyi ilaç sevgidir ama sevginin bile dozunu ayarlamak gerekir.
Sevgi ve Umutla.