İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, devletin ödeme kapsamına yer almayan ilaçların sayısında artış olduğunu ifade ederek, “Ekonomik sorunlarla birlikte geleceğe kaygılı bakış ya da uzun yıllara yönelik planlar yapamama gibi bir durum çıktı ortaya. İlaçta bir zam takvimi var ancak diğer ürünlerde neye, niye zam geldiğini anlamıyorum. Büyük bir enflasyon girdabı içindeyiz” dedi.
İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, SONSÖZ TV’de önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan Sayılkan, ilaç firmalarının, ilaçtaki sabit kur farkından memnun olmadıkları için, Avrupa’da kullanılan ve hastalara şifa olan yeni nesil akıllı ilaçların yüzde 85’inin Türkiye’ye getirmediğini söyledi ve ekledi: “6,29’la o akıllı ilaçlar Türkiye’ye gelmez.”
RAPORDA ÇİFTE STANDART
Pandemi nedeniyle, kronik hastaların kullandığı ilaçlar için verilen raporların süresinin uzatılıp uzatılmayacağı tartışmalarına değinen Tuncay Sayılkan, şu bilgiyi verdi: “Pandemide yapılması gereken işlerden biriydi, rapor süresini uzatmak. Hastanelerde yoğunluk artmasın diye, belirli kronik hastalıklar ile ilgili eczanelerden, bilgisayar sistemindeki uygulamaların izin verdiği sistemle ilaçların alınması gibi bir çözüm ürettiler. Raporlar uzayacak mı, uzamayacak mı? Bu konuda panik halindeki vatandaşı sakinleştirip doğru ilaç kullanımına yönlendirmek bir görev bizim için. Biz bundan şikayetçi değiliz. Ancak belirsizlik konusunda ciddi sıkıntılar var. Türkiye’deki insanların sağlık hizmeti alması ile ilgili iki farklı otorite var. Sağlık Bakanlığı farklı, SGK farklı açıdan bakıyor. İlaçların alınması ile ilgili kuralı koyan SGK, hastanelerde raporun yenilenmesi ile ilgili sorumlu olan da Bakanlık. Bakanlık raporları yıl sonuna kadar uzattım diyor. SGK da diyor ki, ben 1 Haziran’dan itibaren reçete isterim. Rapor için vatandaşlar hastanelerde yoğunluk oluşturmayacak ancak reçete yazdırmak için yine gidecek. Kurumlar arası işbirliği olsa daha mantıklı olurdu. Rapor süresi uzayacak mı, uzayacaksa ne kadar uzayacak, bilinmesi gerekir. Vatandaşta da nasılsa ertelenir düşüncesi var. Ciddiyet ve inandırıcılık ile ilgili bir sıkıntı yaşadık.”
AĞUSTOS GELMEDEN İLAÇ SIKINTISI BAŞLADI
19 Şubat’tan itibaren uygulanan ilaçta sabit kur fiyatı 4,57 liradan 6,29 liraya yükselen yeni düzenlemeyi değerlendiren Başkan Tuncay Sayılkan, “Ağustos ayından itibaren ilaçların olmadığını haykırmaya başlarız demiştim, Nisan ayının başındayız, şimdiden ilaç yokluğu yaşamaya başladık” dedi ve ekledi: “Şu an Nisan ayındayız ancak her gün bir ilaç kayboluyor. Değerli ve önemli ilaçlar bunlar. Çünkü yeterince üretilmiyor ve yeni belirlenen kur da sıkıntıyı çözmüyor. Benim konum ilaç. Benim görevim ilacı temin etmek ve bunun doğru kullanımını anlatmak. Fakat ilaçların olmadığını vatandaşa anlatırken zorlanıyoruz artık. Yeni kur ile yeni ilaçlar Türkiye’ye gelmezler. Avrupa’da yeni nesil, akıllı ilaçlar bulundu. Pek çok hastalığın tedavisinde çok büyük başarı sağlıyor bu ilaçlar. Avrupalılar, bu ilaçlarla kısa zamanda şifa bulurken, bizim hastalarımız söz konusu ilaçlara erişemiyor. Çünkü o ilaçların yüzde 85’i, sabitleştirilen kur fiyatının düşüklüğü nedeniyle ülkemize gelmiyor. Bu kur fiyatıyla hiçbir zaman da gelmez. Bu sağlığa bakış ile ilgili… Cumhurbaşkanının dediği gibi giderlerse gitsinler değil, çözüm yolu. Vatandaşların derdi nedir, sıkıntıları nedir, nasıl çözüm adımları atılabilir, bu işi birlikte nasıl kurtarabilirize bakmamız gerekirken, hep bir yukarıdan aşağıya talimatlar zincirini içeren sistem var. Ben iktidarda kimin olduğu ilgilendirmiyor. Ben sağlık ile ilgili sorunlardaki sıkıntıyı en aza indirmekle görevliyim. Biz söylüyoruz, gerekli kişiler duyuyor ancak hiçbir şey yapılmıyor. Ben olsam birinci sıraya sağlık hizmetlerini yazarım, diğerlerini daha altlara yazarım. Bizim için betona yatırımdan önce insana yatırım önemli. Makas her yıl açılarak devam ediyor. Arkadaşlarımız hesap etmiş seneye yüzde 60 zam yapılması lazım. Ancak bu oranda zam yapılsa bile kurtarmayacak, çünkü döviz artacak. Bu şekilde her yıl ülkemizden önemli bir ilaç grubu daha eksilecek. Biz şu anda modern tedavilerin gerektiğini yapmaya çakışıyoruz. Vatandaş bizim sıkıntı yaşadığımız biliyor ancak sanki bunu nedeni bizmişiz gibi bize sitem ediyorlar.”
HER ŞEY BÜTÇEYİ TUTTURMAK İÇİN
Pek çok ilacın devlet tarafından ödenmediğini hatırlattığımız Başkan Sayılkan, “SGK’nın meşhur ‘parası olan kuralları koyar’ kanunu var ya… Türkiye’deki ilaçların yüzde 90’ı satın alıyor. Burada SGK’nın elinde büyük bir güç var. Parayı ödeyen ve verileri elinde bulunan güce sahip. Ödeme konusunda da kararı elinde bulunduruyor. Her sene bir grup ilaç ödemeden çıkarılıyor ancak neden çıkarıldığına dair bir açıklama yapılmıyor. Burada da Sağlık Bakanlığına ihtiyaç var. Benim tahminim kadarıyla bunlar tasarruf amaçlı yapılıyor. Elindeki bütçe ile 1 yılı tamamlamayı hedefleyen kurum bazı şeyleri ödemezsek daha az para öder ve bütçeyi tuttururuz diye bakıyor. Bu, bu kadar kolay olmamalı. Ödenmeyen ilaçlar böyle giderse ödenenlerden fazla olacak. Burada çözüm, sağlıkla ilgili gerçekçi bir bütçe oluşturmakla başlar” dedi. Tarım Bakanlığı’nın vitamin içerikli gıda destek ürünlerinde KDV’yi yüzde 8’den 1’e indirdiğini hatırlatan Sayılkan, “İlaçta KDV bana kalırsa hiç olmamalı. Ancak niyeyse ilaç dışında birçok üründe indirime gidildi. Keşke ilaçta da yapılsa. Tarım Bakanlığına bağlı gıda takviyelerinde düşürüldü. İlaç olan ancak dışarıda rahat satılsın diye gıda takviyesi diye geçen ürünlere indirim yapıldı. Ancak onlar zaten ilaç. Onlara indirim yapılırken ilaçlarda indirim yapılmıyor. Neden?” diye çıkıştı.
BİNLERCE İŞSİZ ECZACI ARKADAŞIMIZ OLACAK
Eczacılık fakültelerinin sayılarının sürekli artırıldığını ancak yeni eczaneler açmanın pek mümkün olmadığını belirten İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim tarafımızdan bakıldığında acil çözülmesi gereken sorunlardan biridir, eczacılık fakülteleri sorunu… Her şeye rağmen üniversite açalım mantığını anlamış değiliz. Nitelikli eğitim veren okullar yoksa, okul açmayın. Samsun’da eczacılık fakültesi kurulmuş, 30-40 öğrenci arkadaş kazanmış ancak ortada fakülte yok. Kılavuzda var ancak fiziki olarak fakülte yok. Ne olacak çocuklar? Bu yıl için Ankara’daki bir üniversite kabul etmiş ve orada eğitim alacaklarmış. Sürekli sayının arttığı, yeni mezunların geldiği sistemde mevcut eczanelerin bunu karşılayacak bir kapasitesi yok. Yeni eczane de açılamıyor. İzmir’de şu an neredeyse hiçbir ilçede yeni eczane açamazsınız. Eczane devralmanız lazım. Ekonomik gücünüz iyi değilse nasıl alacaksınız? Meslekten soğuyan genç arkadaşlarımız var, yurt dışına çıkmaya çalışan genç arkadaşlarımız var. Böyle giderse çok kısa sürede binlerce işsiz arkadaşlarla karşılaşacağız. Oda olarak yeni mezun arkadaşlarımızla toplantılar, eğitimler yapıyoruz.”
ANTİDEPRESAN KULLANIMINDA ARTIŞ VAR
Devletin ödeme kapsamına almadığı ilaçların, ödeme kapsamındaki ilaçların sayısına çok yaklaştığına dikkat çeken Tuncay Sayılkan, “Benim de gözlemlerime göre, devletin ödeme kapsamında yer almayan ilaçların sayısında artış var. İnsanlar bu durumdan bir hayli tedirgin ve kaygılı. Ekonomik sorunlarla birlikte geleceğe kaygılı bakış ya da uzun yıllara yönelik planlar yapamama gibi bir durum çıktı ortaya. İlaçta bir zam takvimi var ancak diğer ürünlerde neye, niye zam geldiğini anlamıyorum. Büyük bir enflasyon girdabı içindeyiz” dedi. Son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı ve işsizlik gibi sorunların insanları depresif yaptığını belirten Sayılkan, antidepresan ilaçların satışında da önemli bir artış olduğuna vurgu yaptı.
Kaynak:
https://www.egedesonsoz.com/haber/Eczacilarin-Baskani-ndan-ilac-zammi-yorumu-Enflasyon-girdabindayiz/1099895