Bu sayıdaki konuğumuz Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uzm. Ecz. Uğur Nuri Akın oldu. Akın, deprem bölgesinde etkin olarak görev yapan eczacıların hikayesini ve Kayseri Eczacı Odası çalışmalarını dergimize anlattı.
Ülke olarak büyük bir felaket yaşadık. Eczacılar, ilk günden itibaren sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçası olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu organizasyonu ve yapılan hizmetleri anlatır mısınız?
6 Şubat sabahı maalesef yüz yılın felaketine tanık olduk. Türk milletine büyük geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, kaybettiğimiz canlarımızı da rahmet ve minnetle anıyorum. Yaşadıklarımız, gördüklerimiz olağanüstü durumlardı. Umarım böylesine acılar bir daha yaşanmaz. Bu süreç bize bir kez daha gösterdi ki eczacılar sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçası. Halk sağlığını her şeyden üste tutan kutsal bir meslek eczacılık. Mesleğimle o gün bir kez daha gurur duydum. Türk Eczacıları Birliği de inanılmaz bir organizasyona imza attı. Nerdeyse hiçbir kurumun, kuruluşun çadırı dahi gelmemişken bizim seyyar eczanemiz ikinci gün Kahramanmaraş ilimizdeydi. Kayseri Eczacı Odası olarak da 4 eczacı ve 2 oda personelimizle 7 Şubat günü Kahramanmaraş’a geldik. O kadar belirsizliğin, karmaşanın içerisinde düzen oluşturmaya gayret gösterdik. Çünkü yaraların hep birlikte sarılması gerekiyordu. Eczacılıktan fazlasını yaptığımız için de ayrıca vicdanımız çok rahat. Bizler ilaç eczacılık hizmeti vermeye çalışırken oda personelimizde oradaki depremzede vatandaşlarımıza çorba ikramı yaptılar. Çünkü tahmin ettiğimiz üzere oradaki temel ihtiyaçların en önemlisi ilaç ve besin ihtiyacıydı. Sonrasında birliğimizin önderliğinde diğer tüm odalarımızla belki de dünyada örneği görülmemiş bir kenetlenmeyle organizasyon gerçekleştirdik. Eczacının öz sermayesiyle sayıları 26’yı bulan sahra eczanelerini kurduk. Ücretsiz bir şekilde vatandaşlarımıza ilaç, medikal malzeme, çocuk ve kadın sağlığı ürünleri ve kısaca aklınıza gelen sağlıkla alakalı her şeyin dağıtımını yaptık. Ve tüm bunları gönüllü eczacılarımız ve eczane teknisyenlerimizle yaptık. Eczacıların kötü gün dostu olduğunu bir kez daha göstermiş olduk. Ayrıca bu felakette 44 meslektaşımızı ve 21 eczacılık fakültesi öğrencimizi kaybettik. Kendilerini saygıyla anıyorum. Acımızın tarifi yok…
Bu felaketten büyük dersler çıkarılması gerektiğini de bir kez daha anlamış olduk.
Afet bölgesinde yer alan eczacılar büyük problemlerle karşı karşıya kaldı. Bu durum için neler yapılabilir. Bölgede ilaç hizmeti verilmeye nasıl devam edilecek?
Elbette vatandaşlarımızın ilaç eczacılık hizmetinin devamlılığının yanı sıra afet bölgesinde fazlasıyla zarar gören meslektaşlarımızı da düşünmemiz son derece elzem bir durumdur. Bu sebeple afet bölgesindeki oda başkanlarımızla istişareler sonucu sırasıyla sahra eczanelerimizi kapatmamız, oradaki eczacılarımızın yaralarını sarmaya başlamamız gerekiyor. Bunların planlaması yapılırken birliğimiz de depremde zarar gören meslektaşlarımızla alakalı bir takım destek paketlerini açıkladılar. Yine 40bin eczacımızın yardımıyla oradaki meslektaşlarımızın yeniden ayağa kalkması için hep birlikte mücadele edeceğiz. Süreç uzun ve zahmetli ama taşın altına elimizi koymadan maalesef yaraların sarılması pek mümkün değil. Kayseri’deki eczacılar olarak da meslektaşlarımıza kapımızın, yüreğimizin her daim açık olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.
Afet sonrası en büyük tehlikelerden biri de salgın hastalıklar. Bu konuda ilk olarak yapılması gerekenler sizce nelerdir?
Afet sonrası en korktuğumuz durumlardan birisi de hiç şüphesiz salgın hastalıklar. Yine biz eczacılara büyük sorumluluklar düşüyor. Ve ne mutlu ki eczacılar yine gereğini yapıp salgınla mücadelede etkin rol oynadılar. Binlerce kutu majistral ilaç hazırlayıp bölgeye gönderdiler. Çünkü biliyoruz ki ilaç olmadan sağlık sistemi olmaz. Eczacı olmadan da ilaç olmaz. Umarım bu gerçeği sağlık otoriteleri bir kez daha anlamıştır.
Depremden dolayı hizmet binanızda da hasar oluştu. Eczacı Dergisi olarak geçmiş olsun diyoruz. Eczacı odası olarak hizmetlerinize nasıl devam edeceksiniz?
Her ne kadar kayseri afet bölgesinde sayılmasa da merkez üslerinin şehrimize yakın olmasından kaynaklı tüm depremi fazlasıyla hissettik. Kayseri’de birçok bina ağır hasar aldı maalesef. Oda binamız ağır hasarlı olmasa da eski bir yapı olması sebebiyle yeni bir hizmet binası elzem hale geldi. Çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. En yakın zamanda ilimize, meslektaşlarımıza yakışan yeni oda binasında hizmet vermeye başlayacağız.
Herkesin gündemi afet ancak oda olarak şubat ayının başlarında Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ‘Eczacı Asistanlığı’ kursu ile ilgili bir protokol imzaladınız. Bu projenin detaylarını okurlarımız ile paylaşır mısınız?
Kayseri Eczacı Odası olarak gerçekten aktif ve birçok ilklere imza atan bir odayız. Geçmişten gelen kültüre eklemeler yaparak yolumuza devam ediyoruz. Çözüm odaklı çalışıyoruz işin aslı. Tüm üyelerimizle sıkı diyaloglar içerisindeyiz. Çünkü biliyoruz ki buradaysak gereğini de yapmamız gerekiyor. Yoksa boş yere koltuk işgali yaparız. Aslında eczanelerimizde yaşadığımız en büyük problemlerden birisi de personel sıkıntısı. Bunun için ne yapılabilir diye düşünürken Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile birlikte eczane personeli yetiştirmeye yönelik bir protokol imzaladık. Ayrıca bu protokol Türkiye’de, Büyükşehir ve eczacı odası arasında imzalanan ilk personel yetiştirme programı. Programın isminin eczacı asistanlığı olmasının sebebi de hem asistanlık kelimesinin TDK’da anlamı hem de kalfalık, teknisyenlik gibi terimsel kelimeleri resmiyette direkt program ismi olarak kullanamamamızdan kaynaklı. Programda mesleki dersler sadece eczacılar tarafında verilecek. Bu eczacılarımızın arasında yüksek lisanslı, doktoralı ve doçent eczacılarımız var. Diksiyon, etkili iletişim gibi dersler de konusunda uzman kişiler tarafından verilecek. Amacımız eczacılık hizmetini bir üst segmente taşımak. Bu da ancak sürekli eğitim anlayışıyla mümkün olacaktır.
Son olarak dergimiz aracılığıyla meslektaşlarınıza neler söylemek istersiniz?
Öncelikle sizlere teşekkür etmek istiyorum. Her daim eczacının yanında olduğunuz ve vizyoner bakış açısıyla mesleğimize hizmet ettiğiniz için. Yine büyük bir teşekkürü böylesine bir felakette canla başla emek veren birliğimize, odalarımıza ve tüm eczacılarımıza etmek istiyorum. Umarım böylesine bir acıyı bir kez daha yaşamayız. Son olarak iyi ki bu mesleği seçmişim. İyi ki eczacıyım.
Uğur Bey öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1987 Kayseri doğumluyum. İlk ve ortaöğretimi mi Kayseri’de tamamladım. Daha sonra 2012 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. 2012 yılından bu yana Kayseri’de serbest eczacılık yapmaktayım. 2015’te başlayan oda yöneticiliğimde saymanlık ve genel sekreterlik görevlerinde bulundum. 2019 aralıktan günümüze kadar da oda Başkanlığı görevini yürütüyorum. İşin aslı oda yöneticiliğinin mutfağından çıkan bir başkanım. Ayrıca farmakoloji yüksek lisans ve Anadolu Üniversitesi adalet bölümü mezunuyum.