Tedavi edilmediğinde sonuçları son derece ağır olan fenilketonüri (FKÜ) için toplumsal duyarlılık oluşturmak adına, ülkemizde her yıl 1 Haziran “Ulusal Fenilketonüri Günü” olarak kabul edilmiştir.
Yenidoğan Tarama Programı, tüm dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halk sağlığı programları içerisinde çok önemli yeri olan bir koruyucu sağlık hizmetidir. Dünyada yenidoğanlarda ilk tarama programı 1962 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Massachusetts eyaletinde fenilketonüri için başlatılmıştır. Dünyada yenidoğan döneminde en sık taraması yapılan hastalıklar arasında fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, MSUD (Maple Syrup Urine Disease), homosistinüri, galaktozemi, konjenital adrenal hiperplazi gibi metabolik ve endokrin hastalıklar yer almaktadır.
Türkiye’de yenidoğan taraması, bakanlığımızın sorumluluğunda üniversitelerin desteğiyle 1987 Fenilketonüri Tarama Programı ile başlatılmış, Ulusal Yenidoğan Tarama Programı ise 25 Aralık 2006 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılmıştır. 2008 Ekim ayı sonunda panele Biyotinidaz Eksikliği, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren de Kistik Fibrozis Hastalığı eklenmiştir.
Fenilketonüri kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Hastalıkta fenilalanin hidroksilaz enzim eksikliği nedeniyle, bir protein yapıtaşı olan fenilalanin metabolize edilemez, kanda birikir ve geri dönüşümsüz beyin hasarı yaratır. Erken tanımlanıp tedavi edilmediği takdirde kaçınılmaz son ağır zihinsel geriliktir. Tedavi görmemiş FKÜ’lü hastalarda ciddi zihinsel yetersizlik, epilepsi, davranışsal, psikiyatrik ve hareket sorunları, küf kokusu ve bazı hastalarda cilt, göz ve saçta hafif pigmentasyon, kortikal körlük ve egzama gelişebilmekte, tedavi uzun süre yetersiz kalınırsa, FKÜ’lü yetişkinlerde alt ekstremite spastisitesi ve serebellar ataksi, tremor, ensefalopati ve görme anormallikleri gibi klinik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Sadece %60’ında anne babaya göre açık saç-göz-ten rengi ile karakterize görünüm vardır.
Yenidoğan Tarama Programı bebeklerin doğumlarından itibaren uygun şartlarda özel filtre kâğıtları ile topuk kanı örneklerinin alınarak Yenidoğan Tarama Laboratuvarları’na en kısa zamanda ulaştırması, bu bebeklerin tarama sonuçları internet ortamında açıklanır açıklanmaz sonuçları hastalık yönünden şüpheli çıkan bebekleri (Bilim Komisyonları tarafından hazırlanan akış şemaları uyarınca) ilgili kliniklere sevk etmek ve ilgili klinik tarafından verilen tanıları ve sonuçları takip etmek esasıyla yürütülmektedir.
Şekil 1. (6R)-2-Amino-6-[(1R,2S)-1,2-dihidroksipropil]-5,6,7,8-tetrahidro-3H-pteridin-4-on.
Şekil 2. Fenilalanin yolağı.
Ülkemiz hastalığın en sık izlendiği ülkelerdendir. Çekinik genle taşınan bu hastalığın taşıyıcı sıklığı ülkemizde yüksektir.
Hastalığın tanısının ardından çocuklar gıdalarla alınan protein ve fenilalanin miktarını kısıtlayan uygun diyetle sağlıklı bir hayat sürebilmektedir. Tanı alan fenilketonüri (PKU) çocukların özel beslenme gereksinimi olan mamaları Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca ek beslenme ürünleri (makarna, bisküvi v.b) için ailelere ödeme de yapılmaktadır.
PKU’lu hastaları için tedavi yöntemlerinden biri olan Sapropterin Dihidroklorür’ün (Şekil 1) kullanımına 2007 yılında Amerikan Besin ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onay verildi. 2008 yılında ise Avrupa’da lisanslı olarak satılmaya başlandı. Türkiye’de ise 2018 yılından itibaren geri ödeme kapsamında reçete ile eczanelerden satın alınabilmektedir.
Sapropterin dihidroklorür, FKÜ hastalarında kısıtlı olan fenilalanin hidroksilaz “FAH” kofaktörü olan tetrahidrobiyopterin (BH4)’ün sentetik formudur. Fenilketonüri (FKÜ) olan kişiler için, oral sapropterin Dihidroklorür uygulaması ile kandaki fenilalanin seviyesini tirozine dönüştürerek azaltır (Şekil 2). Enzim aktivesi arttırıldığında, gıdalarla alınan fenilalanin aminoasidinin vücut tarafından kullanılması sağlanarak, kandaki fenilalanin seviyeleri kontrol altına alınmaktadır.
Ayrıca, yapılan çalışmalar Sapropterin Dihidroklorür’ün diyetle birlikte kullanılmasını güvenli olarak bulmaktadır. Sapropterin Dihidroklorür, yetişkin ve 4 yaşın üzerinde çocuklar tarafından kullanılabilmektedir. Kullanım dozu hastanın tedaviye yanıt verip vermediğine bağlıdır. Hasta tedaviye yanıt vermedikçe doz arttırılmaktadır.
Sapropterin Dihidroklorür, diyet tedavisini daha kolay hale getirse de hayat boyu ilaç kullanımını gerektirmektedir. Mevcut durumda uzun süreli kullanımına ilişkin veriler oldukça sınırlıdır. Bu yüzden hekim kontrolünde diyet tedavisine ek olarak kullanılmalı ve duyarlılığı değerlendirilmelidir.
KAYNAKLAR
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/cocukergen-haberler/1-haziran-ulusal-fenilketonuri
https://www.mayalihane.com/blog/icerik/fenilkentonuri-icin-ilac-tedavisi
Blau N, van Spronsen FJ & Levy HL Phenylketonuria. Lancet 376, 1417–1427 (2010).
İzzet Ülker, Nevin Şanlıer, Fenilketonüride Beslenme ve Yeni Tedavi Yaklaşımları, Güncel Pediatri, 2018;16(2):187-198.