Değerli meslektaşlarım, Geçen gün eski arşivimi karıştırırken Avrupa Ecza Kooperatifleri yönetim kurulu üyesi iken Farmavizyon Eczacılık Fuarı’nda yaptığım bir konuşma geçti elime. Yıllar geçmiş o günkü tespitlerimden neler değişmiş diye baktığımda bunun yorumunu sizlere bırakıp yazımı sizlerle paylaşma gereği duydum.
“…..Tüm Avrupa coğrafyasında eczacılar olarak çok büyük sorunlarımız var. Bunu hepimiz biliyoruz. Bir yanda öyle koşacaksın ki belki yerini muhafaza edebileceğin bir sosyo ekonomik dönüşüm programı, diğer tarafta mesleğimizin gelişimi ve güncellenmesi istek ve kaygıları.
Eczacılık 5 yıllık akademik bir süreç. Ve tüm formasyonu ilacın diğer sanayi ürünlerinden farklı olması üzerine kurulu. Bu sosyal ürün hem tedavi edebilen, hem de zarar verebilen niteliğinden dolayı önemli bir ayrıcalık içerir. Bu niteliğinden dolayı ilaç, gelişigüzel satılan bir ürün olmaktan uzak tutulmalıdır.
Bu konumda eczacının oynadığı rol “iyi eczacılık uygulamaları” başlığı altında betimlenmiştir.
Ama maalesef sosyo ekonomik gelişme eczacıyı bir satıcı noktasına taşımıştır. Bundan kurtulmak için başta Kanada olmak üzere birçok ülkede ‘’Klinik eczacılığın; eczanelerimizdeki uygulamaları ve ekonomik getirileri nasıl olmalıdır’’ başlığı altında çalşmalar başlamıştır. Umarım bu ana başlık bizim ülkemizde de fakültelerimizde ve meslek örgütümüzde gündeme hızla taşınır. Ve eczane eczacılığı, yeni yüzyıldaki rolüne uygun adımlar atar.
Aksi halde tedavi, iyi eczacılık uygulamaları değil iyi ticari uygulamaları ile devam edecektir. Bu acı tabloya müsaade etmemeliyiz…” ……………
Seneler geçmiş bir tek adım atılmış mı yorumu size bırakıyorum. Zaman “miş” gibi geçmiş… Farmavizyon da tarihe karışmış zaten…
Saygılarımla…