Cilt yaşlanması, yaşlanma sürecinin en can sıkıcı görünür habercisidir. Yaşlanma dediğimiz süreç bütün organizmayı etkileyen bir süreç de olsa özellikle görünür belirtiler en çok dikkat çeken kısmıdır. Bu nedenle de genellikle alınan önlemler cilt yaşlanmasından başlar.
Kış aylarında soğuk kuru havaya karşı korumaya çalıştığımız cildimizi yazın da güneşin zararlı etkilerine karşı korumamız gerekir. UV ışınlarının sebep olduğu foto yaşlanma dediğimiz sürece karşı koruyucu önlemler almak cildin yaşlanmasının geciktirilebilmesi adına önemli bir adımdır.
Güneşin ciltte yarattığı etki, bronzluk çoğumuzun beğendiği bir etkidir. Gittiğimiz kısa tatillerde zararlı etkilerini bile bile güneşlenmemiz, bronzlaşmak için çaba sarf etmemiz de bu yüzdendir. Uzmanlar, güneşin zararlı etkilerini bilmemize rağmen bronzlaşma isteğine karşı koyulamama nedeninin, bronzlaşırken vücudumuzun endorfin salgılaması olabileceğini ifade ediyor. Fakat ne kadar mutluluk verse de zararlı etkilerini göz ardı etmek mümkün değil. Peki hem bronzlaşıp hem de korunmak mümkün değil mi? Aslında bronzlaşma olarak ifade ettiğimiz cildin pigment üretiminin artışı da, cildimizin güneş ışınlarına karşı kendini savunma mekanizmasıdır. Koyu renkli pigmentler ışınların cildin alt tabakalarına ulaşmasını engelleyerek bir oto koruma sağlar. Dolayısıyla cildin pigment oluşumuna destek veren karotenoidler aynı zamanda güneş ışınlarına karşı cildi korumaya yardımcı güçlü antioksidan maddelerdir. Böylece ciltte oluşan okisdatif hasara karşı da koruma sağlarlar.
Cildin pigment üretimini destekleyen güçlü antioksidanlardan en önemlisi beta karotendir. Havuca turuncu –sarı-kırmızı rengi veren pigment grubu olarak bilinen beta karoten hem sağlıklı gözler hem de cilt için önemli bir besin maddesidir. Melanosit hücreleri cilt dokusunda pigment üreten hücrelerdir. Beta karoten melanosit hücrelerinde depolanarak güneşe maruziyet durumunda melanin pigmentinin üretilmesini sağladığı için hem bronzluğun daha hızlı sağlanarak cilt altı dokunun korunmasını, hem de özellikle açık renkli ciltlerde görülen güneş hassasiyeti ve yanık riskini azaltabilir. Sonuçta hem güneşin zararlı ışınlarından korunurken hem de istediğimiz bronzluğun da daha çabuk oluşarak cildin koruma kapasitesini artıran içten bir destek sağlar.
Tabi ki ilk etkiler cildin yüzeyinde oluşur dolayısıyla beta karoten destekleri güneş kremleriyle kombine edilmelidir ve güneş banyosundan en az 1-2 hafta önce düzenli kullanılmaya başlanmalıdır ki güneşe çıktığımızda cilt altı dokularımız hazır olsun.
Beta karotenin tek etkisi cilt üzerine değildir elbette. A vitamininin güvenli öncülü olan beta karoten, oksidatif hasara en açık organımız olan gözlerin korunmasından , cilt sağlığına, prostat sağlığına ve yine antioksidanların önem kazandığı bir çok durumda önemli bir destektir. A vitamini toksisitesi göstermediği için güvenli kullanım sağlar, özellikle doğal beta karoten formu güçlü bir antioksidan koruyucudur.
Cilt yaşlanmasının önlenmesine yardımcı olarak besin eksikliklerinin giderilmesi ve antioksidan destekler önemli bir adımdır. Özellikle çevresel ve fizyolojik olaylar sonucu artan serbest radikallere ve bu yapıların yarattıkları tahribatın azaltılmasında önemli roller üstlenirler.
Sağlıklı günler dilerim.